O mescitte hiçbir vakit namaza durma!

O mescitte hiçbir vakit namaza durma!

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Tevbe Sûresi 106-110. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

106-(Savaşa gitmeyenlerin) diğer bir kısmı da Allah’ın emrine bırakılmış kimselerdir; onlara ya azâb eder, ya da (hikmetine binâen, kendi lütfundan) tevbelerini kabûl eder. Çünki Allah, Alîm (onların kalbinde olanı hakkıyla bilen)dir, Hakîm (hükmettiği her işte hikmetli olan)dır.

107-Bir de (mü’minlere) zarar vermek, inkâr(larını takviye) etmek, mü’minlerin arasını ayırmak ve daha önce Allah ve Resûlü ile harb eden kimseye gözetleme (yeri) yapmak için bir mescid edinenler vardır.(1) (Onlar:) “İyilikten başka bir şey istemedik” diye yemîn de edecekler. Hâlbuki Allah şâhidlik eder ki, şübhesiz onlar elbette yalancıdırlar!

108-Orada hiçbir vakit (namaza) durma! İlk günden beri takvâ üzere kurulan (Kuba) mescid(i), elbette içinde (namaza) durmana daha lâyıktır. Orada (günahlarından) temizlenmeyi seven erler vardır. Allah da iyice temizlenenleri sever.

109-O hâlde binâsını, Allah’dan sakınma (takvâ üzere olma) korkusu ve bir rıdvân (O’nun rızâsı) üzerine kuran (mü’min bir) kimse mi hayırlıdır; yoksa binâsını yıkılmak üzere olan bir uçurumun kenarına kurup da onunla berâber Cehennem ateşine yuvarlanan (münâfık bir) kimse mi? Hâlbuki Allah, zâlimler topluluğunu (küfürleri sebebiyle) hidâyete erdirmez!

110-Onların yaptıkları binâ, kalbleri parçalanıncaya (ölünceye) kadar, kalblerinde bir şübhe (ve nifak sebebi) olarak devâm edecektir. Allah ise, Alîm (hakkıyla bilen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.

(1)Mescid-i Dırar, Medîneli olduğu hâlde îmân etmeyip, her savaşta Müslümanların karşısında yer alan ve daha sonra Bizans kralından yardım istemek üzere Şam’a giden Ebû Âmir adındaki birinin yolunu gözlemek üzere, münâfıklar tarafından inşâ edilmiştir. Münâfıklar, güyâ uzakta oturan Müslümanlar için yaptıkları bu binâyı, fitne ve nifak merkezi olarak kullanıyorlardı. Bu âyetlerin nüzûlü üzerine, Tebük Seferi dönüşü, Peygamber Efendimiz (asm) tarafından yıktırılarak, yeri çöplük yapılmıştır. (Celâleyn Şerhi c. 3, 310)