Ölüme medhiye

(13 Temmuz 2023 Perşembe günü vefat eden Hüseyin Kara'nın 10 yıl önce yazdığı "Ölüme medhiye" başlıklı yazısı.)

Lemaat ekseninde duygu çağrışımları (28)

Ölmek için doğuyorsak iyi ki varsın ey ölüm! Çünkü sen olmasaydın ne bu güzelim dünyaya gelebilecek ne güzeller güzeli cennete kavuşma hayaliyle yaşayabilecek ve ne de varoluşun sırrına erebilecektik.

İyi ki varsın! Çünkü hayatın tadı senin tam anlaşılmana bağlı olduğu için hakikatini anlayanlar seni sevmişler; öylesine ki ölmeden önce ölmek istemişler.

İyi ki varsın! Çünkü doğumla bizden ayrılmamacasına hayata başlayan, bizden bir saniye bile ayrılmayan ve bizim olduğu gibi her canlının da alternatifsiz tek gerçeğisin.

İyi ki varsın! Olabilir de olamayabilir de asla diyemediğimiz tek hakikat olan seni bu özelliğinle tanıdığımızda tüm korkuları silip atabilmekle korkulan her şeyin son derece munis bir dost oluverdiği kaderimizsin.

İyi ki varsın! Tir tir korkanların bile birlikte, yan yana, iç içe yürüdükleri, sarmaş dolaş oldukları tek doğru olansın.

İyi ki varsın! Sen uykuya benzersin; uyku iki gün arasında ölümse, sen de iki hayat arasında uzun uykusun. Her gün istirahat etmeden durulmayacağı gibi ebedî rahata kavuşmak için iki dünya arasında zorunlu olan uzun bir sessizliksin.

İyi ki varsın! Doğduğumuz saniye ölmeye başlıyorsak, sen bizden en az doğuma verdiğimiz kadar önem beklemektesin; çünkü doğum ancak seninle bir anlama kavuşmaktadır.

İyi ki varsın! Sen de hayat gibi büyük bir nimetsin; biz yaşayanlar için en büyük bir ödülsün. Çünkü yolumuzu aydınlatan tek gerçek olduğun gibi ebedî mutluluğu aralayan tek kapısın.

Nimet olduğuna ilişkin o denli sebeplerin var ki saymakla bitmez. Yalnızca birkaçıysa:

-Ebedî saadetin başlangıcı değil misin?

-Ruhu ceset kafesinden çıkarıp sahralar genişliğinde rahata kavuşturan değil misin?

-Sen olmasaydın, yeryüzü bunca doğanları bağrında nasıl saklayabilirdi?

-Sen olmasaydın yaşlılar hayatın ağırlıklarına nasıl katlanabilirdi?

-Seninle kavuşulacak cennet olmasaydı annelerinden ayrılan çocuklar bu acıya nasıl tahammül edebilirdi?

-Ve Sen olmasaydın hayatın akışı nasıl sağlanabilirdi?

İyi ki varsın? Sen demek ahiret demeksin, elbette ahireti hatıra getirirsin. Ahiret, kâinatın bir neticesi olması dolayısıyla, sensiz kâinatta hakikat namında hiçbir şey kalmaz.

İyi ki varsın! Çünkü insan, yalnız senin hakikatini anlamakla insan ve gerçek dindar olabilir.

İyi ki varsın! Sen hayatın karşıtı değil, tam aksine hayata hayat ve anlam katansın.

İyi ki varsın! Anlayanın seni sevmemesi düşünülemez. Çünkü; seni anlayan için bir terhissin, ecelse bir terhis teskeresi; bir mekan değişikliğisin, baki hayatın kapısısın; sen, dünya zindanından cennet bahçelerine bir uçuşsun ve ücreti almaya bir davetsin.

İyi ki varsın! Lemaat’taki tabiriyle sen tebdil-i camesin ya tahvil-i mekânsın, sicinden bostana çıkaransın!

İyi ki varsın! Senin o tatlı yüzün olmasaydı, her bir şehri yüz kez belki daha çok mezarlığa boşaltmanın ne demek istediği anlaşılmayacaktı. Mademki sen durmuyorsun, her gün binlerce cenazelerle yüzünü gösteriyorsun, hayattan daha çok bir anlam ifade ettiğin açıktır. Sen ya ebedî bir idamsın ya herkesin asıldığı bir darağacısın ya da ebedî yaşanılacak ahiret âlemine bir vesikasın. İlk iki ihtimal bir yıkımsa son ihtimal de ancak senin anlamını bilmekle, yani imanla kazanılabilir. Yani seni anlamayan için ne dünyada ne ahirette rahatlık vardır.

İyi ki varsın! Her gün sefer var. Ahbaplar kabrin öbür tarafında… Burada kalanlarsa parmakla sayılacak kadar az; onlar da her an gidici. İnsanın amacı onlara kavuşmak değil mi? Onlara kavuşmanın tek yolu, sen(ölüm)sen şayet, kabirden ne diye korkalım, sevelim seni, Azrail’i mertçe bekleyelim, erkekçesine senin yüzüne gülelim, bakalım bizden ne istersin! Ve sana göre hazırlık yapalım!

İyi ki varsın! Sen olmasaydın, yeryüzü burunları havada olanlardan geçilmez olurdu.

İyi ki varsın! Sen olmasaydın, hiç kimse riyanın, gösterişin, nefsin amansız isteklerinin kötü görüntüsünden asla kurtulamazdı.

İyi ki varsın! Sen olmasaydın, hastalıklara, zulümlere ve acılara nasıl katlanırdı insan.

İyi ki varsın! “Sana nasihat edici olarak ölüm yeter.” Hadis-i Şerife göre senden daha büyük öğüt mü var?

İyi ki varsın! Senin anlamına vakıf olmayanlar bile senin sayende hayata dört elle sarılıyorlar, hayatı seviyorlar.

İyi ki varsın! Hz. Yusuf Aleyhisselam’ın o kuyudan kurtulması ve uzun hapis olayından sonra Mısır Azizi olarak şereflenmesiyle sevgili babasına kavuşması ve kardeşleriyle sevişip tanışması sonunda dünyada çok yönlü mutluluğu yakaladığı bir anda, hayatın en büyük gerçeği olan yüzünün arkasında daha mutlu, daha parlak ve daha güzel bir hayat vardı ki Yüce Allah’tan seni istemiş ve isteğine de kavuşmuştu.

İyi ki varsın! En kutsal unvan olan şehitlik ve gazilik için kahramanlıkların yolunu açıp öğreten sensin.

İyi ki varsın! Hangi mazlum, hangi hasta, hangi yaşlı, hangi dertli, hangi belaya uğrayan senin herkese açık kucağından başka bir yerde teselli bulmuştur?

İyi ki varsın! Hangi inkârcı, hangi zalim ve hangi günahkâr kılıçtan daha keskin tehdidine maruz kalmamıştır?

İyi ki varsın! Ey hayatın seninle güzelleştiği! Ey dünya hayatının son busesi! Ey hayatların düğüm noktası!

Ve iyi ki varsın! Sen, en büyük vuslata ve Allah’a çıkan yolsun ey ölüm!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.