Onlar ki, mü’minleri bırakıp da kâfirleri dostlar edinirler
Ayet meali
Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Nisâ Suresi 138-139. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
138 . Münâfıklara, şübhesiz kendileri için (pek) elemli bir azab olduğunu müjdele!
139 . Onlar ki, mü’minleri bırakıp da kâfirleri dostlar edinirler. İzzeti (şeref ve üstünlüğü) onların yanında mı arıyorlar? Hiç şübhesiz ki izzet, tamâmen Allah’a âiddir. (1)
1- “Rızâ-yı İlâhî ve iltifât-ı Rahmânî ve kabûl-i Rabbânî (Allah’ın rızâsı, iltifâtı ve kabûlü) öyle bir makamdır ki, insanların teveccühü (alâkası) ve istihsânı (beğenmeleri), ona nisbeten bir zerre hükmündedir. Eğer teveccüh-i rahmet varsa, yeter! İnsanların teveccühü,o teveccüh-i rahmetin in‘ikâsı (aksetmesi) ve gölgesi olmak cihetiyle makbûldür; yoksa arzu edilecek bir şey değildir. Çünki kabir kapısında söner, beş para etmez!” (Mektûbât, 29. Mektûb, 262-263)