Onlar ne bir ticâretin, ne de bir alış-verişin kendilerini namazı dosdoğru kılmaktan alıkoymadığı erlerdir!
Ayet meali
Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Nûr Sûresi 37-40. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
37-(Onlar) ne bir ticâretin, ne de bir alış-verişin kendilerini Allah’ı anmaktan, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekât vermekten alıkoymadığı erlerdir! (Onlar, dehşetten) kalblerin ve gözlerin kendisinde döneceği bir günden korkarlar.
38-Tâ ki, Allah onları amellerinin daha güzeliyle mükâfâtlandırsın ve lütfundan onlara daha fazlasını da versin! Çünki Allah, dilediği kimseyi hesabsız rızıklandırır.
39-İnkâr edenlere gelince, onların amelleri çöllerdeki serab gibidir; susayan bir kimse onu su zanneder. Nihâyet (yardıma pek muhtaç olduğu, o hesab gününde) ona (o ameline) vardığı zaman, onu (kendisine fayda verecek) bir şey olarak bulamaz ama (amelinin) yanında Allah’ı bulur; (O da) onun hesâbını tamamıyla hemen görüverir. Çünki Allah, hesâbı çok çabuk görendir.
40-Veya (onların amelleri) derin bir denizdeki karanlıklar gibidir; (öyle ki) onu (o denizi) bir dalga örtüyor, onun üstünden bir dalga daha, onun da üstünden bir bulut (örtmektedir). Birbiri üstüne (yığılmış) karanlıklar! (İnsan) elini çıkarsa, neredeyse onu dahi göremez. İşte Allah kime bir nûr vermemişse, artık onun için hiçbir nûr olmaz.