Örtü benim inancım, kime ne?
Kürtajı savunan kesimlerin, son günlerde yaşanan başörtülülere yönelik zorbalıklara sessiz kalmasına, mağdurlar tepki gösterdi.
STK temsilcileri ve başörtüsü mağdurları, “Allah’ın emrini uygulamak isteyenlere yasak koymak zorbalıktır. Başörtüsü benim inancımın gereği, kime ne” diye konuştular.
Günlerdir gündemi meşgul eden kürtaj meselesi, vücudunun değişik yerlerine ‘Benim bedenim benim kararım’ yazanlar, başörtüsü mağdurlarını çileden çıkardı. Akit’e konuşan sivil toplum örgütü temsilcileri “Başörtüsü inancımız gereği, bundan kime ne” dediler.
“ÇOK CİDDİ ÇELİŞKİLER VAR”
ÖZGÜR-DER eski Başkanı Hülya Şekerci, Müslümanlar için bedenin Allah’ın emaneti olduğunu belirterek, “Bizim bakış açımız, Müslümanlar için beden Allah’ın emanetidir insana. Fakat dini, hayatına hakim kılmayan insanlar için beden insanın kendisine ait bir şeydir. Tüm tasarruf hakkını kendilerinde görüyorlar. En temel çizgi böyle” dedi.
“BİZ BEDENE BAKMAK ZORUNDAYIZ”
“Bizim için beden Allah’ın emaneti olduğu için biz buna iyi bakmak durumundayız” diyen Şekerci, “Bedenle ilgili bütün kararı biz veremeyiz. Bunun asıl sahibi vardır ve o da Allah’tır. Beden hakkında ancak O söz söyleme hakkına sahiptir. Biz de bunu yapmak durumundayız. Onun emirlerine uymak durumundayız” diye konuştu.
“ONLAR DA İDEOLOJİDEN BAĞIMSIZ DEĞİL”
Benim bedenim benim kararım diyen insanların bir ideolojiden, bir bakış açısından bağımsız olmadığını ifade eden Şekerci, şunları kaydetti: “Kendi bedenleriyle ilgili karar verebiliyorlar. Onlar, kendilerini batılı, Kemalist, çağdaş olarak tanımlıyorlar. Bu saydığımız değerleri, sonuçta kendi bedenlerinde, kendi düşüncelerinde ve kıyafetlerinde uyguluyorlar. Dolayısıyla onlar da bir inanca sahipler, onlar da değer yargılara sahipler ve bu şekilde uyguluyorlar.”
“ONLARIN YAPTIĞI ZORBALIK”
Kendileri için sonuna kadar sınırsız şekilde özgür olmak isteyen insanların, diğer taraftan Allah’ın emrini uygulamak isteyen insanlara yasak koymaya çalışmalarını zorbalık olarak değerlendiren Şekerci, “Bu özgürlükçü insanlar, başörtülülerin örtüsünü hunharca başından almaya çalışıyorlar. Burada çok ciddi bir çelişki var” ifadelerine yer verdi.
“BENİM BAŞÖRTÜM BENİM KARARIM
”ODTÜ’ye alınmayan başörtü mağduru kursiyer Esma Hacer Evkaya ise “Herkes kendi görüşlerine önem veriyor. Diğer düşüncelere sahip insanları da hiçe sayıyor” dedi. Sokaklarda özgürlük çığlıkları atanların çoğunun başörtülüleri düşman olarak gördüğünü dile getiren Evkaya, şunları kaydetti: “Bizim bir şeyler yapmamızı engelliyorlar. İstemiyorlar. Bu sorunu ben birçok yerde yaşıyorum. Benim dinim başörtüsünü emrediyor, ben de inanıyorum. Bu benim başörtüm benim kararım.”
“BİZİ TOPLUMDAN DIŞLAMAK DA MI SİZİN KARARINIZ?”
Kendisinin, kararına uyana da uymayana da saygı gösterdiğini dile getiren Evkaya, “Ben o toplumla beraber aynı ülkede yaşamak istiyorum, eşit haklara sahip bir şekilde yaşamak istiyorum. Ama onlar buna izin vermiyorlar. Sadece kendilerini düşünüyorlar. Onlara soruyorum ‘Bizi toplumdan dışlamak da mı sizin kararınız? Bu onların kararı... Bu özgürlükler sadece kendilerine tanınmış, bizlere değil herhalde” diye konuştu.
“KEŞKE ÖZGÜRLÜĞÜ ONLAR SAVUNUYOR DİYEBİLSEYDİK”
Sadece özgürlük diye geçinenlerin başkaları için değil kendileri için yaptıklarını dile getiren Evkaya, sözlerine şöyle son verdi: “Bu özgürlükçü geçinen arkadaşların başka fikirlere tahammülü yok ne yazık ki... ‘Benim bedenim benim kararım’ diyen o özgürlükçü insanların ellerinde başörtüsüyle ‘başörtülü kardeşimin bedeni başörtülü kardeşimin kararı’ demelerini beklerdim açıkçası... Dediğim gibi, kendilerini düşündükleri için böyle bir şey olmuyor işte...”
Yeni Akit