Ali BAKKAL
Orucun Bozulup Bozulmaması Konusunda Dikkate Alınan Kurallar
Muayene ve tedavi şekillerinde orucun bozulup bozulmaması konusunda dikakate alınan kurallar
İslâm fıkhında bir konunun hükmü araştırılırken önce Kur’an ve Sünnet’in lafzına müracaat edilir. Eğer lafızdan hüküm çıkarmak mümkün olmazsa kıyas yoluna gidilir. Kıyas yoluyla da hüküm çıkarmak mümkün olmazsa, o konuda yerleşmiş olan genel kurallara başvurulur. Fıkıhta hükümler çoğunlukla genel kurallar yoluyla elde edilir. Bazen bu kuralların naslardan da dayanakları bulunur.
Bir şeyin orucu bozup bozmadığı meselesi da genellikle o konudaki genel kurallara başvurularak çözülür. Muayene ve tedavi yöntemi olarak bir şeyin orucu bozup bozmadığı hususunda şu kurallara başvurulur:
1. Oruca başlamadan önce yenen yemekten dolayı dişler arasında kalan kırıntı nohut tanesinden küçük ise, bu “az” kabul edilir ve böyle bir kırıntının yutulması orucu bozmaz. Nohut tanesi kadar veya daha büyük kırıntının yutulması orucu bozar.
2. Dışarıdan alınan bir yiyecek susam veya buğday tanesinden küçük ise bu “az” kabul edilir ve böyle bir yiyeceğin yutulması orucu bozmaz. Susam tanesi veya daha büyük yiyeceğin yutulması orucu bozar.
3. Ağza su verip çalkaladıktan sonra ağızda kalan yaşlığın tükrükle beraber yutulması orucu bozmaz. Bu yaşlık orucu bozmayacak kadar “az” sayılmıştır.
4. Yenilmesi kastedilmeyen ve kendisinden kaçınılması mümkün olmayan bir şeyin içeri girmesi orucu bozmaz. Havada dağılan bir duman ve toz-toprak, öğütülen veya tokmakla dövülen şeylerden kalkan toz orucu bozmaz. Uçan bir sineğin boğaza kaçması da böyledir.
5. Tabiî yolların dışında bir yol açılmak suretiyle vücuda bir şey sokulup bu şeyin vücut içinde kalması halinde iki görüş vardır: Ebû Hanîfe’ye göre bu durum orucu bozar. Buna göre vücudun içinde kaybolan demir parçası gibi bir şey dahi orucu bozar. Ebû Yusuf ve Muhammed’e göre bir şey tabiî yollardan içeriye girmedikçe orucu bozmaz. Çünkü onlara göre oruç, “Yaratılışta bir yol ve kanal olan bir uzuvdan (organdan) bir şeyi içeriye sokmaktan kendini tutmaktır. ” Biz böyle bir imsâk ile emrolunmuşuz. Orucun bozulması konusunda geçici yol ve kanallara itibar edilmez.
Bu durumda Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu içeriye sokulan şeyin “gıda ve keyif verici olması”nı orucu bozan bir sebep olarak görmüş; ağrı kesici ve tedavi edilecek bölgeyi uyuşturma vb. özelliklere sahip maddeleri ise orucu bozucu nitelikte görmemiştir.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.