Osmanlı haremi bilerek çarpıtılıyor
Hollanda Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.Ahmet Akgündüz, haremle ilgili yanlış bilgilere açıklık getirdi
A.Raif Öztürk'ün haberi:
Hollanda Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.Ahmet Akgündüz, haremle ilgili yanlış bilgilere açıklık getirdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Milli Saraylar Daire Başkanlığı tarafından aylık periyodik olarak düzenlenen "Saray Konferansları" programına katılan Akgündüz, harem konusunu 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın da merak ederek sorduğunu ve aralarında şöyle bir diyalog geçtiğini anlattı:
"-Sayın Cumhurbaşkanım. Köşk'te kaç kişi çalışıyor?
-600 civarında!
-Bunların kaçı bayan?
-Belki de yarısı!
-Yani 300 kadın çalışıyor. Peki, bunlarla sizin yakınlığınız ne kadar? ..deyince sayın Özal:
-Tamam hocam, şimdi anladım harem konusunu!."
Akgündüz, konferansta şunları dile getirdi:
"Osmanlı haremlerinde 3. Kapıda "Kendinize ait olmayan evlere izinsiz girmeyiniz!" ayeti kerimesi yazılıdır. Bu bölümler padişahın iskân yerleridir. Buralara nikâh düşmeyen (hala, teyze, vb.) yakın akrabaları ve Şer'an nikâhlı olmayan hiçbir kadın giremez. Saptıranlar maksatlı saptımaktadırlar...
"Osmanlılarda var olan, iç oğlan kelimesi günümüzde anlaşıldığından çok farklı anlamdadır. Bu yanlış anlamadan dolayı art niyetli yazarlar bu iç oğlan bölümünü kendi sapık ideolojilerine göre senaryo etmektedirler. Bundan daha büyük bir iftira olamaz. Bu konunun aslı, en sağlam belgeleriyle şöyledir. Osmanlı padişahları, Enderun denilen iç saraylarda içoğlan denilen seçkin, dinamik ve genç delikanlıları görevlendirirler. Bu hizmet bugün de tüm ülkelerde ve bizde de vardır. Gidiniz bakınız başbakanın korumalarına, Cumhurbaşkanımızın korumalarına! Herbirisi 180 boyunda fidan gibi, yakışıklı delikanlılar değil mi? Devleti temsil eden zevatın hizmetinde olan ve her zaman dostu-düşmanın gözü önünde olan bu insanlar, elbette fizyonomi bakımından da seçilmiş kimseler olması lazım. Bu Beyaz Sarayda da böyle. İşte aynı şekilde Osmanlı devleti de buna dikkat etmiştir. Enderun denilen iç sarayda çalışacak bu kimseler özellikle erkek olmasının da özel sebepleri var. O da görevleri nedeniyledir: Görevleri de şöyle özetlenebilir: Bu iç saray görevlisi iç oğlanlar, her gün sabah namazlarını kıldıktan sonra mukaddes emanetleri dolaşıp, o kutsal eşyaların ve mekânların temizliğini yapmaktır. İşlerini bitirdikten sonra da orada sürekli Kur'ân okuyan hafızlara yardım etmektir. Yani, bunlar da Kur'ân hafızı olduklarından, kutsal emanetlerde sürekli Kur'an okuyan hafızların eksiklerini tamamlamaktır. Böylesine hassas bir görev üslenen böylesine Allah korkusuyla donatılmış kimselere dil uzatmak "herkes kendi aynasında müşahedatına tabidir" sözüyle anlatılabilir.