Osmanlıca için 35 bin kilometre yol gitti
Siz bir kurs için kilometrelerce yol gideni gördünüz mü? Ya da bir ülkeden başka bir ülkeye göç edeni? Aşk Ferhat'a dağları deldirdiği gibi sınırları kaldırmayı da başarabiliyor.
Ayhan Hülagü'nün haberi
Ama burada bahsettiğimiz 'Osmanlıca aşkı.' Bulgaristan'da yaşayan Türk asıllı Bulgar vatandaşı Sermet Hacıoğlu, geçen yılın ekim ayından bu yana her hafta sonu Osmanlıca kursuna yetişmek için Bulgaristan'dan İstanbul'a geliyor. İnanması güç gelebilir ama bugüne kadar sırf bu nedenle 35 bin kilometre yol kat etmiş.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı İstanbul Meslek Edindirme Kursları'nda eğitim alan Hacıoğlu, uzun süredir hayallerinin peşinde koşuyor. Peki, insanı bir ülkeden başka bir ülkeye sürükleyen hayal ne olabilir ki? Dededen miras kalan Osmanlıca yazılmış kitapları okuyabilmek... Bu hayalin mimarıyla geçtiğimiz hafta Beylikdüzü'ndeki kursta bir araya geldik. Sermet bey, 8 saatlik yol yorgunluğunu üzerinden atıp pür dikkat hocasını dinlemeye çalışıyordu. Mühendis, doktor, ev hanımı onlarca kişi havada uçuşan Osmanlıca kelimelerin anlamını düşünürken biz kuytu bir köşede koyu bir sohbete daldık. Macerasının detaylarını öğrendik. Konu Osmanlıca olunca Hacıoğlu için akan sular duruyor, kapalı trafik akmaya başlıyor. Hak verirsiniz ki bir kurs için saatlerce yol giden bir adamı trafik bile engelleyemez.
1961'de Bulgaristan'ın Deliorman bölgesinde dünyaya gelen makine mühendisi Hacıoğlu, 1989 yılında zorunlu göçe tabi olarak iki bavulla Türkiye'ye yerleşir. Kucağında 3 yaşında çocuğu, dilinde unutulmaya yüz tutmuş Türkçe kelimelerle yeni bir düzen kurmak zorundadır. İşsiz kalır, sıkıntı çeker, ama yoğun çabalarla özel bir şirkette teknik eleman olarak işe başlar. Geçen zaman, doğduğu topraklara olan özlemini artırdığı için sık sık Bulgaristan'a gider gelir. Eşinin ailesi orada kaldığı için yolculuk sayısı gün geçtikçe artar. Eziyet dolu yolculuklar Hacıoğlu'nun emekli olmasıyla son bulur. Çünkü 1,5 yıl önce emekli olan Hacıoğlu, Bulgaristan'a geri döner.
İstanbul'daki kursu eşim buldu
Uzun süre önce dedesinin kitaplarına merak saran Hacıoğlu, emekli olduktan sonra Osmanlıca öğrenmeyi kafasına koymuş. Eşinin aracılığıyla İstanbul'da Osmanlıca kursu olduğunu öğrenip arabasının arka koltuğuna attığı kitaplarla yollara düşmüş. Kursa yazıldıktan sonra ülkelerarası yolculuğa yeniden başlamış. Hacıoğlu'nun 1986'da 104 yaşında vefat eden dedesinin Osmanlıca geniş bir arşivi olduğunu öğreniyoruz. Birçok yerde olmayan geniş, eski bir arşiv... Alnındaki küçük damlaları silerken "Bir gün bunları Türkçeye kazandıracağım." diyerek Osmanlıca aşkını bir kez daha gösteriyor.
Hacıoğlu'na ne zaman yolculuk yaptığını ve neler hissettiğini soruyoruz. Kurs hafta sonu olduğu için cuma akşamından yola çıkıp, cumartesi sabahı İstanbul'da oluyormuş. Kurs bittikten sonra da evine geri dönüyor. Yol boyunca bazen arabasını kenara çekip kitap okuyor, dinlendikten sonra yolcuğuna devam ediyormuş.
Evi kursun yanında olan kursa gelmiyor
Sermet Hacıoğlu sınıftaki arkadaşlarına azmiyle örnek oluyor. "Adam kilometrelerce öteden geliyor. Helal olsun be!" diyen sesler yükseliyor derslikte. Ancak Hacıoğlu, insanların kendilerini geliştirmek için yanı başlarındaki fırsatları değerlendirmeyişinden şikâyetçi. "Evi kursun yanında olanlar kursa gelmiyor." diye sitem ediyor. 5 bin kitaplık bir kütüphaneye sahip olan Hacıoğlu, her fırsatta okumaya olan sevgisinden bahsediyor. Türkiye'nin bütün geçmişinin Osmanlıca yazıldığını, ancak büyük çoğunluğunun çevirisinin yapılamadığını anlatan Hacıoğlu, "Cebini doldurmaya bakma, aklını doldur. Cebindekiler bir gün çalınır, ama beynin durdukça o mutlaka bir gün sana faydası dokunur." diye dedesinden öğrendiği bir sözü aktarıyor.
***
7 ayda 35 bin km yol kat etmiş
Hacıoğlu'nun anne ve babası da İstanbul'da yaşıyor. Kendisinin hem Bulgaristan'da hem de Çorlu'da evi var. Oğlu ODTÜ'de okumasına rağmen zaman sıkıntısından dolayı nadiren görüşebiliyorlar. Çünkü Hacıoğlu makine mühendisliği dışında Bulgaristan'daki arkadaşlarının şirketlerinde tercümanlık yapıyor. Rusça ve Bulgarca bildiği için ticaret yapan arkadaşları onu yanlarından ayırmıyor. Yapılacak iş çok olunca kat edilecek mesafeler de artıyor. Hacıoğlu, her kursa gidiş gelişinde toplam 1.200 km yol kat ediyor. 7 ayda ise toplam 35 bin kilometre. "Benim için hiçbir zorluğu yok. Yolculuklarımı kendi arabamla ya da otobüsle yapıyorum. Yardımcı olduğum arkadaşlarım da bazen arabalarıyla beni Türkiye'ye getiriyor." diyor.
Zaman