Otistik bireyler, sporla hayata bağlanıyor
Kendi içlerine kapanık otistik çocukların sosyalleşmesi için Ankara Otistik Bireyler Derneği (ANOBDER) ile Gazi Üniversitesi Doğa Sporları ve Arama Kurtarma Merkezi (GÜDAK) işbirliğinde yeni bir proje gerçekleştiriliyor.
Mevlüt Karabulut'un haberi
Üniversitenin, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu öğrencilerinden oluşan 40 kişilik eğitmen grubu ile otistik çocuklar, hayata, spor yaparak bağlanıyor.
Proje sayesinde meyvelerini alan otistik çocuk sahibi aileler, çocuklarındaki gelişimin en yakın şahidi. İlk zamanlar merdivenleri çıkamayan, hatta topu tutamayan otistik bireyler, şimdi basketbol bile oynayabiliyor. Yüzmeden masa tenisine ve badmintona kadar farklı alanlarda da spor faaliyetleri yapan otistik çocuklar, proje sayesinde sosyalleşebiliyor.
Projenin üç farklı kesimi etkileyen olumlu yanları bulunuyor. Otistik bireyler spor becerileri kazanıyor, yaptıkları spor sayesinde uygun beden ağırlığı ve formuna sahip olmaları sağlanıyor, fiziksel uygunluklarını geliştirebiliyor, özgüven kazanmalarını, başarı duygusunu ve rekabeti yaşamaları ile arkadaşlık ilişkilerini geliştirebiliyor. Eğitmenler ise özel gereksinime sahip bireylerle çalışma deneyimi kazanma dışında toplumsal duyarlılık sahibi oluyor ve bu sorunların çözümünde aktif rol alabiliyor. Projenin ebeveynlere sunduğu imkanlar ise şöyle: Spor eğitiminin çocuklar üzerindeki olumlu etkilerini görebilme, çocuklarının başarıları ile gurur duyma imkanı elde etme ve aileler arasında dayanışma ve işbirliğini geliştirme.
İki yıl önce Gazi Üniversitesi ile ANOBDER üyelerinin bir araya gelmesiyle başlayan projenin ilk etabında, 40 otistik çocuğun 6 ay süreyle yeteneklerine göre futbol, basketbol ve plates eğitimi alması kararlaştırıldı. Ancak zaman içinde talebin ve çocukların ilgilerinin artması faaliyet alanını genişletti. Her yıl ekim ayında başlayıp mayıs ayına kadar devam eden eğitimler boyunca otistik çocuklar, haftasonları Gazi Üniversitesi'nin spor merkezinde iki saatlik eğitim alıyor.
Dengeden yürümeye, topla hareket etmeden zıplamaya kadar birbirinden farklı eğitimlerden geçen otistik çocuklara ayrıca, Avrupa'da önem verilen Sherbone hareket eğitimi veriliyor. Beden farklılığını ve duyulara hitap etmenin amaçlandığı toplu hareketlerde, her eğitmenin sorumlu olduğu otistik çocuk arasında bir bağ da oluşuyor zamanla.
Otistik bireylerden sorumlu olan eğitmenler ise projenin önemli bir ayağını oluşturuyor. Hafta sonlarını önemli bir proje için ayıran gençler, verdikleri eğitimler sonunda Gazi Üniversitesi'nden bir sertifika alıyor. Projeden en çok memnun olanlar şüphesiz aileler. İlk zamanlar topu tutamama, merdivenleri çıkamama gibi sorunlar yaşayan aileler bu sorunları sporla aşmanın sevincini yaşıyor. Toplu halde yapılan faaliyetle de sosyalleşen otistik çocuklarındaki değişimi görmek onların en büyük mutluluğu.
Ahmet Ünal bunlardan biri. 6 yaşındaki oğlu Alperen'in spor faaliyetlerine başlamasıyla birlikte önemli bir değişim yaşadığını söylüyor Ahmet Ünal. Bir başka otistik çocuk sahibi Necmettin Akyol da bu sevinci yaşayanlardan. 14 yaşındaki çocuğunun daha önce merdivenleri çıkmakta dahi zorlandığını ve arkadaş topluluğuna giremediğini belirten Akyol, proje sayesinde gözle görülür bir değişim yaşadığını aktarıyor. Otistik çocukların tekrar topluma kazandırılmasında görev alan üniversite ve dernek yöneticileri ise projeyi yerine getirmenin önemine işaret ediyor. ANOBDER Başkanı Güzide Tekes, otistik çocuklar yakın çevreleriyle çok iyi ilişkiler kursalar da sosyal alanlara girdiklerinde zorlandıklarını belirtti. Tekes, projeyi bu çocukları sosyal hayata katmak amacıyla başlattıklarını belirterek, "Çocuklarımız eğitici ağabey ve ablalarını örnek alıyorlar. Umduğumuzdan da çabuk şekilde adaptasyon sağlıyorlar." dedi. Tekes, Ankara'da 5 bin civarında otistik birey olduğunu sözlerine ekledi.
Projenin, üniversite birimindeki isimlerin başında, GÜDAK Başkanı Prof. Dr. Suat Karaküçük bulunuyor. GÜDAK Merkez Başkan Yardımcısı Gazi Üniversitesi BESYO Öğretim Elemanı Uzm. Halil Sarol da projenin örnek teşkil ettiğini ve yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı. Projeye dahil olan öğrencilerin ortak mesajı ise "Eğitim gördüğümüz 4 yıl içinde otistik bireylere faydalı olmak bizi mutlu ediyor." oldu. Sarol, spor eğitimiyle otistik bireylerin günlük yaşamlarındaki birtakım engelleri bu sayede aşabildiğine vurgu yapıyor.
Otizm, sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir gelişim bozukluğu olarak tıp literatüründe yer alır. Çocuklarda 2 yaşına kadar ortaya çıkan otizmde çocuklar, genellikle öğrenme zorluğu çekerler. Bu yüzden dış dünyayla bağlantıları kopuktur.