Selahattin GEZER
Papa’ya giden Zülfikar’dan rahatsız olanlara cevap
Bediüzzaman 1950'lerde papaya Zülfikar’ı çekiyor – gönderiyor, bizde birilerinin kafası gidiyor… Anlaşılır gibi değil. Belli ki Zülfikar birilerinin ciğerine saplanmış... Eeee! İman Hakikatlerinden ya zındıklar rahatsız olur, ya da onlara bilerek hizmet edenler…
Milletin huzurunda konuşma yapanların, özellikle TV programlarındaki tartışmacıların şuur değirmenlerinin sıhhatli çalışması gerekiyor... Konuşmacıların, söyleyeceğini öğütüp, düşünüp, dikkatlice konuşmaları gerekir. Aksi takdirde, aleyhinde asılsızca konuştuğu insanı ve ona muhabbet edenleri incitmiş olurlar... En azından, milyonların imanını kurtaran bir insan için konuşurken, uzun bir araştırma yapmak lazım!
İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ramazan Kurtoğlu Bediüzzaman Said Nursi'ye insafsız bir şekilde saldırmış. Önce Bediüzzaman’ın güya ismini vermek istememesiyle dikkatleri üzerine toparlayıp, hıncını bir güzel kusmuş. "İsim sormayın zikretmeyeyim çünkü tartışmanın tarafı olmak istemiyorum. Terörist başı Fetullah Gülen'in yaptığı sadece daha önceki, 1950'lerde olmuşun tekrarıdır. Gülen nereden besleniyorsa o yapı Vatikan'a ilk defa Fetullah Gülen benzeri bir mektup yazmıştır. Ve Athenagoras'un Türkiye'de elini öpmüştür. Bunları bilmeden Fetullah Gülen'e gelemeyiz." Şimdi bu iftira ve saldırı karşısında hakaretin en kaymaklısını edebin kontrolüne teslim ederek sesleniyorum: Ey vicdanı tefessüh etmiş kişi; Bediüzzaman Vatikan’a mektup değil, Zülfikar adlı eserini göndermiştir. Yani Batı bütün gayreti ile Anadolu’yu İslam’dan uzaklaştırmaya çalışırken, Bediüzzaman ise insanları iman ve Kur’an’a yaklaştıracak eser göndermiştir. Peki, bu eserde neler var?
Zülfikar: Mucizelerle dolu Kur’an-ı Kerim’in Allah kelamı olduğunu ispatlayan 25. Söz, haşrin ispatı 10. Söz, Hz. Muhammed’in (sav) peygamberliğini ispat eden 19. Mektup gibi risaleler olmak üzere imani meseleleri ihtiva etmektedir. Yani mektup değil kitaptır. Ha say ki mektup göndermiş, eğer mektup gönderse idi yine aynı mevzuları ele alırdı. Akademisyen olarak, hani ikide bir onu hatırlatıyorsunuz, ayrıca kitaplarınızın olduğunu da tekrarlıyorsunuz… Keşke siz batıya ve İslam’la şereflenmemiş olanlara mektuplar göndermiş olsaydınız, böyle iftiralara vakit bulamamış Kur’an-a hizmet etmiş olurdunuz... Hele şu Athenagoras’un elini öptü yalanı – iftirası korku nedir bilmeyen bir insana çok büyük bir hıyanettir. Verilen idam kararlarına, Rus komutanına, Müslümanlığı yok etmek için ezanla – Kur’an’la uğraşana eyvallah demeyen bir adam, Patrik Athenagoras’un elini mi öpecekti? Acaba bu tür iftiraları atanlar, kim bilir kimlerin ellerini öpüyorlardır. Birileri tarafından, sırtı sıvazlanmayan sıradan bir insan, İslam’a hizmet etmiş kişilere iftira atamaz, o cesareti gösteremez. Ancak…
Ey vicdansız, şunu iyi bil: FETÖ denen alçak Siyonizm’le beslenmiş, Risale-i Nurlarla değil. Eğer Risale-i Nurlarla beslenseydi; böyle hainlik etmezdi. Bediüzzaman ise Kur’an ve Sünnetle beslenmiştir, önce bunu öğren! Galiba sizin beslenmenizde bir yanlışlık var!
Ey Kurtoğlu: Bediüzzaman senin gibi rahat ve kilolu değildi; yaşlı ve çileli bedenindeki dağlar gibi yüreğiyle insanların imanına kurtuluş reçeteleri hazırlıyordu... Sahi sizin kitaplarınızla kaç kişinin imanı kurtuldu ve kaç kişi hidayete erdi? Kardeşim sen git Ezoterizmle, Evangelistle, Masonlarla, Tapınak Şövalyeleri ile ve gerçek manada FETÖ ve zındıklarla uğraş. Neden, İman ve Kur’an davasında ömürlerini feda etmiş olanlara saldırıyorsunuz? Kitap yazmışsınız, kanal kanal dolaşıyorsunuz ama bir türlü İslam fedailerinin verdikleri mücadeleye şapka çıkarıp, saygı duymuyorsunuz…
Bediüzzaman’ın papaya kitap göndermesine rahatsız olup, mektup gönderdi diyen iftiracılar: Ehli küfrü İslam’a davet etme mektubunu yazmanızı bir kenara bırakın, yazdığınız kitaplarla Müslümanların kafasını bile bulandırıyorsunuz... Bediüzzaman’ın gönderdiği Zülfikar isimli kitap ise adı gibi küfrün kafasını kesen ispatlarla dolu... Müslüman böyle bir eserden rahatsız oluyor ise imanına papaz kaçmış gibidir...
Bazı herifler şunu iyice öğrensinler: Risale-i Nur talebeleri iman ve Kur’an’a hizmet etmiş Ehl-i Sünnet yolundaki tüm dava adamlarını severler, muhabbet ederler... Risale-i Nur Talebeleri en büyük düşman olarak zındıkayı ve küfrün hizmetinde bulunanları bilirler... Ne hikmetse Müslüman olup, güya araştırmacı veya kendilerini dev aynasında gören kibir devleri ise bütün hınçları ile Bediüzzaman’a saldırmaktan geri durmuyorlar…
Bediüzzaman’a saldıran bu şuur fukaraları, İslam adına bir doğru söz kullandıkları vakit, bulundukları mahalleyi, cepheyi hiç nazara almadan, bizler alkış tutuyoruz ki bu da insafın gereğidir. Fakat bu neye hizmet ettikleri belli olmayan herifler, bir kez Bediüzzaman’ın ortaya koyduğu harika reçetelerden birisine alkış tutmamışlardır. Öyle bir hınçla Bediüzzaman ve Risale-i Nurlara saldırmaktalar ki; sanki karşılarında İslam Deccalı ve Zındıka Komiteleri var.
Arkadaşlar: Siz İslâm'ın hangi meselesi için canınızı ruhunuzu feda edercesine mücadele ettiniz? Kaç yıllar, soğuk hücrelere, küfre taviz vermediğiniz için tıkıldınız? Kaç mahkeme, bazı öfkeli ve imansız hâkimler karşısında, kendi rahatınıza beş para ehemmiyet vermeden, âlem-i İslâm’ın, Kur’an’ın ve iman hakikatlerinin müdafaasını yaptınız? Kaç kez İslâm’ı savunmaktan dolayı vücudunuza zehir zerk edildi? Sizler söyleyin Allah aşkına! Sünnet-i Seniyyenin ihyası için eşinizden, dostunuzdan hiç bilmediğiniz yerlere sürülerek, sevdiğiniz dağlardan, derelerden mahrum kaldınız mı? Kaç kez yakınınızda olan akrabanızı, kardeşinizi görmenize engel olan şerefsiz bir istibdadı yaşadınız?
Fes için, Amerikan Masonlarının sembolü diyen, Talmuttan Tevrattan Müslümanlığa Hadis sokuyorlar diyen adamlardan bu beklenir. Sünnet-i Seniyyenin bir hakikatine, canını feda edecek Bediüzzaman’a ancak böyle herifler düşman olabilirler…
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.