Mehmet PAKSU
Peygamberimiz Kur'ân'ı nasıl okurdu?
Bugün tan yeri ağarmadan önce Peygamberimiz'in nurunun gönlümüze yeniden doğduğunu yaşadık.
1439 sene önce bu sabah dünyaya teşrif etmişti. Hicri takvime göre Rabiü'l-evvel ayının 12. sabahı...
Bu vesileyle Peygamberimiz'in en büyük ve kalıcı bir mucizesi olan Kur'ân'ın onun lisanına nasıl yansıdığını hatırlayalım.
Peygamberimiz Kur'ân'ı o kadar tatlı, o kadar içten, o kadar güzel ve mükemmel okurdu ki, Sahabiler kendilerinden geçercesine dinler, içleri, dışları, bütün âlemleri nurlarla dolardı. Bu duygularını anlatırlarken aldıkları zevki ifade etmeden geçemiyorlardı.
Hz. Cübeyr anlatıyor:
Bir akşam namazında Peygamberimiz Tûr Sûresi'ni okuyordu. Şu âyetleri okurken kalbim yerinden fırlayacak sandım: "Yoksa onlar bir yaratıcı olmaksızın mı yaratıldılar? Veya kendi kendilerini mi yarattılar? Yoksa gökleri ve yeri onlar mı yarattı? Doğrusu onların düşünüp iman etmeye niyetleri yoktur. Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mı? Veya kâinatın tedbir ve idaresini onlar mı ele geçirdi?" (35, 36 ve 37. âyetler.)
***
Peygamberimiz (a.s.m.) Kurân âyetlerinin anlamına göre hareket ederdi. Kur'ân onun bir dua ve niyaz kitabıydı, bir münacat ve iltica kitabıydı. Kur'ân'ı Rabbiyle konuşur gibi okurdu.
Okurken yerine göre Allah'ın rahmetini diler, duruma göre Allah'a sığınır, âyetlerin gelişine göre Rabbine olan tespihini artırırdı.
Onun bu halini Hazret-i Huzeyfe anlatıyor:
"Resulullah (a.s.m.), gece namazını kıldı. Namazdaki okuyuşunda bir rahmet âyeti geçtiği zaman Allah'tan rahmet dilerdi, bir azap âyeti geçtiği zaman da Allah'a sığınırdı, Allah'ın noksanlıklardan uzak ve temiz olduğunu bahseden bir âyet geçtiği zaman da Allah'ı tespih ederdi."
Ebû Leylâ Hazretleri de bu esnada Peygamberimiz'in (a.s.m.) hangi duayı okuduğunu şöyle haber veriyor:
"Resulullah geceleyin nafile namaz kılarken ben de onun yanında namaz kıldım. O kıraatinde bir azap âyeti okudu. Ayetin bitiminde 'Eûzü billâhi mine'n-nâri ve veylün li-ehli'n-nâr (Cehennem ateşinden Allah'a sığınırım, Cehennemliklerin vay haline!)' buyurdu."
* * *
Peygamberimiz'in Kur'ân okuyuşunu Sahabiler büyük bir haz alarak dinliyorlardı. Bu manzara çok ulvi, çok müstesna ve çok muhteşemdi.
Bu nimeti yaşayan bahtiyar Sahabiler, Efendimiz'in Kur'ân okuyuşunu bizlere aktarıyor ve ulaştırıyorlar.
Peygamberimiz'in amcasının oğlu ve aynı zamanda özel bir talebesi olan Abdullah bin Abbas bu Cennet anını şöyle anlatıyor:
"Bir gece teyzem Meymûne'nin evinde kaldım. Resulullah hanımı ile bir süre sohbet etti, sonra istirahata çekildi.
"Gecenin son üçte biri olunca uyandı, oturdu, gökyüzüne baktı (şu âyetten başlayarak) 'Muhakkak ki, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün değişmesinde akıl sahipleri için Allah'ın varlık ve birliğine, kudret ve rahmetine işaret eden pek çok deliller vardır' Al-i İmrân Sûresi'ni sonuna kadar okudu.
"Sonra kalktı, abdest aldı, misvak kullandı ve on bir rekât namaz kıldı. Sonra Bilal ezan okudu, akabinde Resulullah (a.s.m.) evden çıktı ve sabah namazını kıldı."
Bugün
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.