Prof. Atilla Yayla: Eğitimde Kemalist dayatma, sokaklarda köpek terörü hâlâ devam ediyor
Siyaset Bilimci Prof. Dr. Atilla Yayla, eğitimde Kemalist endoktrinasyonun devam ettiğini söyledi
Liberal düşüncenin Türkiye'deki önde gelen isimlerinden, fikir adamı, Siyaset Bilimci Prof. Dr. Atilla Yayla, Yeni Şafak'ta yayınlanan söyleşisinde eğitim ve sokak köpekleri problemine dair görüşlerini açıkladı.
Prof. Yayla'nın ilgili sözleri şöyle:
TÜRKİYE'NİN ANA PROBLEMİ KEMALİST ENDOKTRİNASYON
2013'te verdiğiniz röportajda, "Eğitim sistemi CHP'li yetiştiriyor" demişsiniz. Hala aynı düşüncede misiniz?
Evet maalesef hala aynı düşüncedeyim. AK Parti kısmi olarak bu eğitim sistemine ortak oldu ama bu eğitim sisteminin temel ideolojisini belirlemeye kadar ilerleyemedi. Mesela ilkokula gittiğiniz zaman ilkokuldaki sınıfların aldığı şekil sınıflarda duvarlarda asılan panolar, fotoğraflar filan Kemalist endoktrinasyonun devam ettiğini gösteriyor. Muhafazakar bir parti var iktidarda 20 yıldır, 20 yılı aşkın süredir iktidarda, eğitime bir takım müdahalelerde bulundu. Mesela, siyer dersleri Kur'an dersleri gibi şeyler ekledi. İmam Hatiplerin önünü açtı. Başörtülü öğrencilerin önünü açtı ve çok da iyi yaptı bütün bu yaptıklarıyla ama Kemalist endoktrinasyon hala devam ediyor.
Türkiye'nin ana problemi bu. Bu problem bugünden yana çözülebilir mi? Emin değilim. Bunu bir siyasi partinin tek başına yapabileceğinden de emin değilim. Bu öncelikle bir akademik akım haline gelmeli. Entelektüel akım haline gelmeli ama küfretmeden Mustafa Kemal'i aşağılamadan, Kemalistleri dışlamadan aşağılamadan bunun niye yanlış olduğu anlatılmalı. Çünkü dünyanın hiçbir demokrasisinde Türkiye'deki gibi lokal, otoriter, yani yarı otoriterden, yarı totaliterden bir mali ideoloji yoktur. Bu ideoloji var olduğu sürece de Türkiye'de problem devam edecektir. Üniversiteler de aşağı yukarı bu şeyin çapındadır. Belki bazı üniversitelerde bazı hocaların bulunması öğrencilerin farklı ses duymasını sağlıyor ama üniversitelerde de bu total beyin yıkama; kitaplarla, törenlerle, tatillerle, geleneksel söylemle devam ediyor.
BAŞÖRTÜ YASAĞINI UYGULAMADIM
Başörtü yasağının en sert şekilde uygulandığı dönemde yasağa karşı çıkan akademisyenlerden biri olan Yayla, o günleri de şöyle anlattı:
"97 yılında Hacettepe Kamu Yönetimi bölümünde bir bölüm başkanımız vardı. Bana tebliğ etti. Başörtüsü yasağıyla ilgili üniversitelere gelen bir talimat olduğunu tebliğ etti. Ben de bu yasağın insan haklarına aykırı olduğunu ve bunu uygulamayacağımı söyledim. "Siz" dedim, "bölüm başkanısınız ne yapmanız gerekiyorsa yapın ama ben bu yasağı uygulamam" dedim. Nitekim asistanlarıma da talimat verdim. "Başörtülü kızlar öğrenciler sınava girecekler. Herhangi bir probleminiz varsa benimle gelin konuşun" şeklinde."
SOKAK KÖPEKLERİ TÜRKİYE İÇİN ÇOK CİDDİ BİR PROBLEM
Başıboş sokak köpekleri meselesi nasıl çözülecek?
Sokak köpekleri serseri başıboş köpekler Türkiye için çok ciddi bir problem. Toplum henüz bunun farkında değil. 5-6 sene içerisinde yaklaşık 50-60 milyon tane köpek olacak Türkiye'de. O zaman bu problem 10 kat 20 kat ağır hissedilecek. Sokak köpeklerini dert etmemin sebebi bu köpeklerin insanlara zarar vermesidir, sokak köpekleri aleyhine yazdığım zaman hemen köpek aleyhtarı gibi bir bir havaya büründürüyorlar, ben köpek aleyhtarı değilim ama köpeklerin sahibi olması gerekir kanaatindeyim. Her köpeğin sahibi olmalı ve bu köpeğin yaptığı şeyin, hem hayatının sorumluluğu birine ait olmalı hem de yapacağı şeylerden birisi hesap vermeli. İngiltere'de olduğu gibi Almanya'da olduğu gibi Amerika'da olduğu gibi ama sokak köpekleri taraftarları tuhaf bir ruh hali içerisindeler.
Onların sosyal profilinde incelenmesi lazım kimlerden oluşuyor bu insanlar ve insanlara verdikleri zararları görmüyorlar. Mesela çocuk, köpek tarafından yeniyor, umurlarında değil. Çocuğun yenmesini tasvip ediyorlar. Çocuğunuzu bırakmasaydınız sokağa diyorlar. Halbuki dünyanın tüm medeni ülkelerinde sokak köpeği diye bir problem yok. İngiltere yılda yaklaşık 30 bin tane köpek itlaf ediyor. İngiltere'de bir hafta içerisinde sahiplenilmeyen köpekler itlaf edilmek mecburiyetindedir. Çünkü sokak köpekleri insana zarar verme potansiyeline sahiptir.
"İşte onlar da candır. Bütün canlar kutsaldır" Bütün canlar niye kutsal olsun? 75 milyar tane tavuk yiyor yılda insanlar. Her yıl 3 milyon kedi 25 milyon köpek yeniyor dünyada. Yani niye kutsal olsun? Kutsal olan insan hayatıdır. Saygı gösterilmesi gereken, üstün tutulması gereken insan hayatıdır. Dolayısıyla köpek probleminin mutlaka çözmesi lazım. Eğer sokak köpekleri problemi çözülmezse bu toplumsal ayrışmaya da sebep olacaktır. Büyük bir ihtimalle insanlar kendi ailelerine, kendilerine zarar veren sokak köpeklerini tasfiye etmeye başlayacaklardır.
SOKAK KÖPEĞİ PROBLEMİ AK PARTİ'YE AİT
Bu mama lobisi yılda yaklaşık 400-500 milyarlık paranın döndüğü bir lobi olarak, sokak köpeklerine özel yatırım yapmış. İşte dernekleri var, 2 bin 3 bin tane dernek var Türkiye'de sokak köpeklerine bakmak üzere. Kimsesiz çocukları bakmak üzere 2 bin tane dernek yoktur. Neden? Çünkü oradan nemalanıyorlar. Sokak köpeklerini sokakta beslemek... Şurada sokak köpeği beslemek demek yolda geçen insanlara kötülük yapmak demektir. Çünkü o köpek yarın yola atlayacak. Kazaya sebep olacak veya geçen ufak tefek bir kız öğrenciye saldıracak ve ısıracak kuduz aşısı olmasına sebep olacak. Dolayısıyla problem en önemli ölçüde AK Parti'ye ait. Bu AK Parti'nin 5199 sayılı kanunu çıkartması aynı zamanda kültürde de bir değişiklik meydana getirdi. Ben çocukluk zamanlarımdan hatırlıyorum. İnsana zarar veren köpek itlaf edilirdi. Şu anda insana zarar veren köpekler el bebek gül bebek yaşatılıyor. Çok çok ilginç bir durum.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.