Prof. Ergün Yıldırım'dan korona münacatı: Ey Allahım! Biz halifen saptık!
Ey Allah’ım! Kitabında anlattığın bütün toplumsal sapmaları bugün yaşıyoruz. Bir küresel sapkınlık içindeyiz
Prof. Dr. Ergün Yıldırım, yakarma, yalvarma, niyaz etme anlamına gelen münacat yazdı. Yeni Şafak'taki "Korona günlerinde münacat" başlıklı yazısı şöyle:
Ey âlemlerin rabbi olan Allah’ım!
Dünyanın, gezegenlerin, galaksilerin, güneşlerin ve bütün kainatın Rabbisin sen. İnsanların, hayvanların, bitkilerin, nehirlerin, denizlerin, yağmurların, rüzgârların, suların, ağaçların, kuşların, Rabbisin sen. İnananların da inanmayanların da, Müslümanların da ateistlerin de Rabbisin sen. Yeryüzünden gökyüzüne, insanlardan bitkilere, Müslümanlardan inanmayanlara bütün bu farklı âlemlerin tek, mutlak ve hâkimi sensin.
Ey Allah’ım! Bütün âlemi biz insan kulu için yarattın. Nimetlerini sundun. Yer ile gök arasında ne varsa hepsini bizlere sundun. Bizi halife kıldın. Halifene, mahlûkatla beraber yaşa dedin. Hayvanlar da bitkiler de, bütün mahlûkat da Allah’ı zikreder dedin. Hayvanlar da bir ümmettir dedin. Onlara da saygılı olun dedin. Biz halifen, gün geldi saptık. Sözümüzü tutmadık, deveyi öldürdük. Tartı ve ölçüde yanlış yaptık. Adaletten uzaklaştık. Zulme yöneldik. İktidar ve güç sahibi olunca kibirlendik. Toplumların ileri gelen seçilmiş ve atanmış sınıflarında yer alınca şımardık. Mal da mülk de, zenginlik de kudret de bizi baştan çıkarttı. Bize verdiğin karşı cinse sevgi duyma, haz alma duygumuzda aşırılaştık. Hududullahı çiğnedik. Lezbiyenler, oğlancılar çoğaldı. Özgürlük diye sokaklara çıkıp bağırdılar. Biz inananlar buna ses çıkaramadık. Durup seyrettik. Yeniden Şuayb’ın toplumu, Hud’un toplumu ve Lut’un toplumuna döndük.
Ey Allah’ım! Kitabında anlattığın bütün toplumsal sapmaları bugün yaşıyoruz. Mal ve mülk aşırılığı, kudret ve güç aşırılığı, cinsellik ve fuhuş aşırılığı bütün yeryüzü toplumlarına yayılmış. Şuayb’ın toplumu, Lut’un toplumu, Hud’un toplumu, Musa’nın toplumu hepsi bir araya gelmiş sanki. Bir küresel sapkınlık içindeyiz. Bütün teknolojiler, bu sapkınlıkların sihirbazlığını yapıyor. Firavunun sihirbazlarının yaptığını şimdi sinemalar, filmler, televizyonlar, gazeteler, medyalar yapıyor. Sapkınlıkları, zulümleri ve bencillikleri hoş gösteriyorlar.
Ey Allahım! Dünya fakirlerin, mazlumların ve evsizlerin sefaleti altında inliyor. Kan yeniden bütün dünyayı kaplıyor. Zulüm, yeniden bütün dünyayı karanlığa boğuyor. Seni zikreden bitkiler ve hayvanlar âlemi hayasızca talan ediliyor. Sapkınlık, yeniden bütün insanları hazla boyuyor. Hazperestlikle perdelenen bilincin körlüğü içinde yaşıyoruz.
Ey Allah’ım! Yarattığın mahlûkatta seni zikreden hayvanlar ve bitkiler can çekişiyor. Yuvaları dağıtılıyor, suları kurutuluyor, yok ediliyorlar. İnsanlar, kudret sahibi şımarık insanlar ve düzenleri bu konuda hiçbir sınır tanımıyor. Bütün dertleri para, güç, tahakküm ve zevk. Bunlarla azıyorlar. Bunlarla eğlenip kendinden geçiyorlar. Bunlarla yiyip içerek şişiyorlar. Bunlarla sana karşı ilahlığa kalkışıyorlar. Bencillik bütün varlıklarına siniyor. Bütün âlemi fütursuzca harcayan bir varlığa dönüyorlar, alemi istedikleri gibi alıp satacak, yönetimleriyle köleleştirecek bir yere çeviriyorlar. İlahlaşıyorlar. Bütün insanları paralarına, kudretlerine ve zevklerine kul haline getiriyorlar. İnsanlar seni unutuyor ya Rabbi. Senin mutlak kudretinin önünde değil, insanların ve düzenlerinin önünde kullaşıyorlar. Sana kulluktan koptukça yeryüzünde paraya kul oluyorlar, zevke kul oluyorlar, iktidara kul oluyorlar, kudrete kul oluyorlar. Bir Tanrılar galaksisine yerleşiyorlar. Tek bir Allaha kul olmaktan vazgeçen insanın trajik halleri doğuyor yeniden.
Ey Allah’ım! Bütün büyük sapmalara giden toplumlara gazaplar gönderdin. Onları imtihanlardan geçirdin. Şimdi de bize büyük bir gazap gönderdin. İnsanlar onu kendilerine göre isimlendiriyor. Korona diyorlar. Her gün binlerce insan dünyada yok oluyor. Korku ve endişe bütün insanların ruhunu esir almış durumda. Zenginler, şımaranlar, ölçü ve tartıda hile yapanların hepsini bu korku sarmış. Gazap ve imtihanın içinden geçiyoruz.
Ey Allah’ım! Sen rahman ve rahimsin. Affedensin. Mağfiretin ve rahmetin geniş. Bütün mahlûkatı kucaklarsın. Melekler, insanlar için “kan dökücü” dediklerinde, “sizin bilmediğinizi bilirim” dediniz. Bu kan dökücü varlığı yalnız bırakmadınız. Peygamberler, sahifeler ve kitaplar gönderdiniz. Onları aydınlattınız. Salih insanlar, adil hükümdarlar, imanlı tüccarlar, irfan sahibi alimler yarattınız. Dünyamızı onlarla da ıslah ettiniz, aydınlattınız, fuhuş ve zulümlerden uzaklaştırdınız.
Ey Allah’ım! Bu korona gazabından geçerken ibretler çıkarmamızı nasip eyle. İmtihandan hayırla -afiyetle geçmemizi sağla. Bizi bu büyük gazabın acılarından ve zorluklarından selametle yarınlara çıkar. Bu beraat gününde bizi mağfiret eyle. Beraatla affet ki temizlenmiş, ıslah olmuş ve ibret almış kulların olarak sana yönelelim. Yeniden temiz ve salih amellerle yola çıkalım. Sana yüzü olan halifelerin olarak geri dönebilelim.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.