Psikolojiyi koruyan en büyük teminat tevekküldür
ABD’de yapılan bir araştırmada, depresyonu antidepresanların değil, ‘antidepresanların iyi geleceğine inanmanın’ iyileştirdiği ortaya çıktı.
Tuba Kaya Aydoğan'ın haberi:
Psikolog Mücahit Gültekin ise “Psikolojiyi koruyan en büyük anahtar tevekküldür.” diyor.
Depresyona bağlı ilaç kullanımı giderek yaygınlaşıyor. Son araştırmalara göre ülkemizde her dört kişiden biri antidepresan kullanıyor. Depresyon oranlarının giderek artması ciddi bir toplumsal sorun iken, sorunun doğru teşhis ve tedavisi de büyük önem taşıyor. Psikolog Mücahit Gültekin’e göre depresyon fizyolojik/biyolojik semptomları olan ama temelde ‘anlam kökenli’ bir hastalık. İlaçların semptomları iyileştirebileceğini fakat o semptomları da var eden ‘mana sorunu’nun çözülmesi gerektiğinin altını çizen Gültekin, depresyonun kişinin başına gelen olayları ‘negatif anlamlandırmasına’ dayalı geliştiğini belirtiyor. Gültekin’e göre depresyonun odağında ise ‘kayıp’ kavramı var: “Kişi bir şeyi (çocuğu, nişanlısı, işi, prestiji vs.) kaybediyor; kaybetmesinin kötü olduğunu varsayıyor ve kaybedilen şeyin geri getirilemeyeceğine inanıyor. Burada depresyonu tetikleyen iki önemli anlam hatası yapıyor kişi: Kayba odaklanma ve kaybın kötü olduğunu farz etmek. Kaybediyorum ve bunun benim için kötü olduğuna/olacağına “ben” karar veriyorum diye düşünüyor ve kişi, kendisine, çevresine ve geleceğine olumsuz ve karamsar bakmaya başlıyor. Buna depresyonun üç bileşeni deniyor; kişinin kendine, çevresine ve geleceğine karamsar/kötümser bakması.”
Gültekin, kişinin başta Kur’an’ın “Sizin hayır bildiklerinizde şer, şer bildiklerinizde hayır olabilir. Allah bilir, siz bilmezsiniz!” ihtarını hatırlaması gerektiğini kaydediyor. Bunun tarihten ve günümüzden pek çok örneği olduğunu ifade eden Gültekin, şöyle konuşuyor: “Hz. Musa ve Hızır kıssasını hatırlayalım. Geminin delinmesi o an için gemi sahibine göre “kötü”dür, ama sonraki gelişmeleri hesaba kattığımızda bunun bir kayıp değil bir kazanç olduğunu görürüz; keder yerini şükre bırakır. Hatırlanması gereken diğer bir ayet de Nisa Sûresi’nde yer alan ‘Hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlı olabilir.’ ikazıdır.”
Gültekin, ikinci önemli noktayı ise ‘kayba odaklanma’ olarak açıklıyor. Zira kayba odaklanan kişi, kendini tükenmiş/bitmiş hissediyor. “Halbuki her neyimizi kaybedersek kaybedelim, bu dünyadan borçlu gideceğiz. Çünkü bize verilmiş o kadar çok şey var ki, bunları saymamız da bilmemiz de mümkün değil. İşte bu ‘şükür bilinci’dir.” diyen psikolog, depresyona karşı psikolojik dünyayı koruyan anahtar kavramların en önemlisinin ‘tevekkül’ olduğunu belirtiyor. Tevekkülün ‘sonuca razı’ olmak olduğunun altını çiziyor ve “Peygamber Efendimiz hicret esnasında Hz. Ebubekir’le mağaradayken, müşrikler yanlarına kadar geldiklerinde ‘La tahzen/Üzülme Allah bizimle beraberdir.’ demişti. Yani, ‘Allah var, o zaman kaybetme ihtimalimiz yok!’ denmiştir.” diye konuşuyor.
Zaman