Rabbim! Bana bir insan dokunmadığı hâlde benim için bir çocuk nasıl olur?

Rabbim! Bana bir insan dokunmadığı hâlde benim için bir çocuk nasıl olur?

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Al-i İmran Sûresi 45-47. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

45-Hani melekler demişti ki: “Ey Meryem! Şübhesiz Allah, seni tarafından bir kelimeyle (bir çocukla) müjdeliyor! İsmi, Meryemoğlu Îsâ Mesîh’tir, dünya ve âhirette şereflidir ve Allah’a yakın kılınanlardandır.”

46-“Hem beşikte ve yetişkin hâlde insanlarla konuşacak ve sâlih kimselerden olacaktır.”

47-(Meryem:) “Rabbim! Bana bir insan dokunmadığı hâlde benim için bir çocuk nasıl olur?” dedi. (Rabbi de:) “Böyledir! Allah dilediğini yaratır. (*) Bir işe hükmettiğinde, artık ona sâdece ‘Ol!’ der, (o da) hemen oluverir” buyurdu.

(*)“Kadîr-i Alîm (sonsuz kudret ve ilim sâhibi) ve Sâni‘-i Hakîm (hikmetle iş yapan san‘atkâr), kānûniyet şeklindeki âdâtının (âdetlerinin) gösterdiği nizam ve intizamla, kudretini ve hikmetini ve hiçbir tesâdüf işine karışmadığını izhâr ettiği (gösterdiği) gibi, şüzûzât-ı kānûniye ile (kānunlarının dışına çıkmak ile) ve âdâtının hârikaları ile ve teğayyürât-ı sûriye ile ve teşahhusâtın ihtilâfâtıyla (şahsiyetlerinin farklılığı ile), zuhûr (ortaya çıkma) ve nüzûl (inme) zamânının tebeddülüyle (değişmesiyle) meşîet (dileme) ve irâdetinde (istemesinde), fâil-i muhtâr (dilediğini yapan) olduğunu ve ihtiyâr (irâde) sâhibi olduğunu ve hiçbir kayıd altında olmadığını izhâr edip, yeknesak (sâbitlik) perdesini yırtarak ve herşey, her anda, her şe’ninde (hâlinde), herşeyinde O’na muhtaç ve rubûbiyetine (terbiye ediciliğine) münkād (bağlı) olduğunu i‘lâm etmekle gafleti dağıtıp, ins ve cinin nazarlarını esbabdan Müsebbibü’l-Esbâb’a (sebebleri yaratan Allah’a) çevirir.” (Tılsımlar, 16. Söz, 31)