Şahin DOĞAN
Ramazan Sayıklaması-II
Saat gecenin ikisi. Uyuyamadım. Davul sesini uzaktan duyar gibi oldum. Bazı kitaplar, meal, tefsir, sosyal medya, gerilim filmi ve berbat tartışma programları. Daima aynı yüzler ve daima aynı yorumlar. Televizyonların çizgi filmler dışında bu kadar gereksiz olduğu bir zaman dilimi hatırlamıyorum. Zihnimin içi düşüncelerin savaş alanı gibi. Sokakta manalı bir sükûnet hâkim. Tek tük insanlar fırına doğru gidiyor. Hava inanılmaz güzel. Bazı araba sesleri dışında her taraf sessiz, kulağı tırmalayan hiçbir şey yok. Şehirde iftar sonrası trafikte silahlı bir kavga iki ölü ve yaralılar var. İnsanın olmadığı yerde huzur var. Yeryüzünün en büyük talihsizliği üzerinde adına insan denen bir hayvanın yaşaması.
Mukabeleden bir parça okuyabildim. Manası üzerinde düşünmeye başlayınca kıraate devam edemiyorsun. Yüzünden ve orijinalinden kıraat etmenin başka bir lezzeti var. Mukabelelerde camilerde meal okunsa birkaç gün sonra kimse iştirak etmez. Aslın tarifi kabil olmayan bir cazibesi var. Garip bir tezat. Teravihler gitti, kılmak ağır geldi nefse. Zaten sekiz rekât kılıyorum. Vitir dahil on bir rekât. En sahih ve sadık kanaat bu istikamette. Yüzlerce yıl tekerrür edilen bir şey ister istemez gelenek haline gelir. Geleneklerde düşünce aranmaz, mekaniktir hepsi. Günde beş vakit namazı huşu içinde eda eden çok az insan var. İlla bazı vakitleri aradan çıkarmak için kılıyor insan.
Geleneksel dindarlığın sorunları çok ama modern dindarlığın sorunları ondan daha çok. Modern dindarlık modernliğe teslim olmaktan başka bir şey değil. Din iyi bir ticaret kaynağı. Kur'an dışında her şeye mevzu diyenler yüzlerce meal-tefsir kaleme alıyor. Kur'an mûbin ve kâfi ise bu kadar meal-tefsire ne gerek var? Mesele Kuran’ı anlamak veya anlatmak meselesi değil, mesele başka. Çünkü Kur'an’ın temel mesajlarını, yani bizden ne istediğini bilmeyen kimse yok.
Piyasadaki iki yüzü aşkın meal Elmalılı ve Hasan Basri Çantay’ın mealinin birer tekrarı. Birkaç cafcaflı kelime oyunu dışında diğerlerinin bu ikisinden farklı olarak söylediği başka bir şey yok. Tek farklı meal Muhammed Esad meali. Onun da bu topraklardaki maşeri vicdanlarda ma’kes bulması çok zor. Zaten birinci muhatabı batılı okuyucu, Müslüman okuyucu değil demişti merhum. Üzerine çok konuşunca din gidiyor. Dini konuşmak değil, yaşamak lazım. Saat üçe doğru geliyor, şimdi yatarsam sabah namazı gider. Bir saat daha dayanabilir miyim, bilmiyorum. Sahur ve iftar programlarının müdavim konukları: hocalar, vaizler, müftüler, hafızlar. Konuşulan mevzular ise ezelden beri aynı.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.