Reflü hastalığı bebeklerde de görülebilir
Çocuk Gastroenterolojisi Uzmanı Prof. Dr. Deniz Ertem, ilk 6 ayda bebeklerin yüzde 40 ila 60'ında reflü görüldüğünü, 6-12 ay arasında reflü görülme sıklığının azalarak yüzde 5'lere kadar düştüğünü söyledi.
Bebek ve çocuklarda da reflü görüldüğüne dikkat çeken Ertem, süt çocuklarında reflünün en önemli nedeninin yemek borusu ile mide arasındaki kapak fonksiyonunun henüz tam gelişmemesi olduğunu açıkladı. Ertem, "Altıncı aydan sonra katı gıdalara geçiş, bebeğin desteksiz oturabilir hale gelmesi ve 1 yaşına doğru yürümeye başlamasıyla birlikte reflü görülme sıklığı belirgin olarak azalır, ancak bazı çocuklarda 1 yaşından sonra da devam edebilir. Süt çocukluğu döneminde reflü hastalığı görülme sıklığı yüzde 2-10 arasında değişir." dedi.
Doktor Ertem, fizyolojik yani herhangi bir yakınmaya neden olmayan reflünün hem çocuk hem de erişkinlerde özellikle yemek yedikten sonra olabileceğini, buna karşılık reflü hastalığının fizyolojik reflüden farklı bir hastalık tablosu olduğunu anlattı. Ertem, "Reflü hastalığında, reflü atakları sıktır ve çocukta birçok yakınmaya neden olur. Bu yakınmalar tedavi edilmediği takdirde reflüye bağlı komplikasyonlar gelişebilir." İfadelerini kullandı.
Ertem, bebeklerde reflü hastalığının sebeplerini şöyle sıraladı: "Erken (prematüre) doğum (yemek borusunun alt uçundaki kapağın fonksiyonel gelişimindeki yetersizlik), obezite, inek sütü alerjisi, karın içi basıncı arttıran durumlar, midenin geç boşalması, mide fıtığı (hiatus herni), yemek borusunun hareket bozukluğu, beyin ve sinir sistemi hastalığı, yemek borusunun gelişimsel anormallikleri (özofagus atrezisi, fistül vs.)"
Bebeklerde ve çocuklarda reflü hastalığının farklı yakınmalara neden olduğunu belirten Ertem, belirtilerinin şunlar olabileceğini aktardı: "Kusma, beslenirken huzursuzluk, öksürük, beslenmeyi reddetme, kilo almada duraklama / kilo alamama, beslenme sonrası dönemde, bebeğin geviş getirme benzeri ağız hareketleri yapması, beslenme sonrasında bebeğin başını ve gövdesini geriye atarak yay gibi bir görünüm alması, boğulur gibi olma (morarma), yaşamı tehdit eden olay."
Reflü hastalığının tedavisinde amacın yakınmaları ortadan kaldırarak, çocuğun yaşam konforunu arttırmak ve komplikasyonların gelişmesini önlemek olduğunu belirten Etem, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Tedavi edilmeyen reflü hastalığının büyüme geriliğine, yemek borusu iltihabına (özofajit) ve buna bağlı kanamaya, kansızlığa, yemek borusunda daralmaya, beslenmeyle ilişkili davranışsal problemlere ve astım benzeri (uzamış öksürük, hışıltı) tabloya neden olabilir. Tedavide ilk aşama beslenmenin düzenlenmesidir. Basit beslenme önerileri, sık aralıklarla ve küçük porsiyonlarla beslenme, beslenme sonrası en az yarım saat yatar pozisyonda bulunmama, reflüye neden olabilecek asitli, yağlı ve baharatlı gıdalardan kaçınma hastalıktan korunmada önem taşır."
Reflü hastalığında, beslenme düzeninin yanı sıra ilaç tedavisi de gerektiği ve bu tedavide mide asidini baskılayıcı ilaçlar ile besinlerin mideden yemek borusuna kaçmasını engelleyen ilaçların kullanıldığını kaydeden Ertem, çocuklarda reflü hastalığında ilaç tedavisinin çoğunlukla yeterli olduğunu, cerrahi tedaviye nadiren gerek duyulduğunu belirtti.
Cihan