Risale-i Nur dünyanın her yerinde tanınıyor
Asrın mütefekkiri Bediüzzaman Said Nursi, vefatının 51. yılında Erzurum Kültür Eğitim Vakfı (EKEV) tarafından düzenlenen programla anıldı.
Bediüzzaman'ı Anma ve Anlama Platformu, EKEV ile birlikte Yenişehir AVM Kültür Merkezi'nde Said Nursi'yi anma ve anlama programı düzenledi. Programa katılan Bediüzzaman'ın talebeleri Seyit Salih Özcan, Rafet Kavukçu, Said Özdemir, Mehmet Kırkıncı ile Mehmet Fırıncı, Said Nursi ile tanışmalarını, hatıralarını ve O'nun dava adamlığını anlattı. Seyit Salih Özcan, Bediüzzaman'ı tanıdıktan sonra insan olduklarını hissettiklerini söyleyerken, Rafet Kavukçu ise Bediüzzaman'ın sürgün ve hapislerle geçen ömründe çok kez zehirlenerek öldürülmek istendiğini anlattı. Said Özdemir de Said Nursi'nin büyük bir ihlas abidesi olduğunun altını çizerek, risale külliyatlarının Arapça’dan latin harflerine çevrilmesi için Üstad Hazretleri’ne yardımcı olduğunu ifade etti.
Bediüzzaman'ın kabrinin yerinin de bilindiğini söyleyen Özdemir, "Üstad Hazretleri sağlığındayken kabrinin yerinin bilinmemesini vasiyet etmişti. Çok az kişi Bediüzzaman'ın mezarının yerini biliyor." diye konuştu.
Özdemir, Bediüzzaman'ın kendisinden sonra gelenlere en büyük hazine olarak da Risale-i Nurları bıraktığını sözlerine ekledi.
Mehmet Kırkıncı Hocaefendi ise 1940'lı yılların başında Bediüzamman'ı ve risaleleri tanıdığını belirtti. Tek parti döneminde Bediüzzaman'ın ve inanan diğer kişilerin baskı, tehdit, takip altında olduğunu kaydeden Kırkıncı, "Tek parti dönemi bitip Demokrat Parti iktidara gelince kıştan çıkıp yaza girmiş gibi olduk." ifadelerini kullandı.
Mehmet Fırıncı ise Bediüzzaman'ın aşırı derecede şefkat sahibi birisi olduğuna dikkat çekti. Fırıncı, bütün olumsuzluklar karşısında Said Nursi'nin kendilerine ve çevresine müspet davranmayı telkin ettiğine vurgu yaparak, "O müspet telkinlerinin bugün semeresini görüyoruz. Dünyanının her yerinde artık hizmet ve Risale-i Nurlar tanınıyor." dedi.
DÜNYA BEDİÜZZAMAN’I ANLAMAYA BAŞLADI
Eski Vatikan Temsilcisi Prof. Dr. Thomas Michell ise Bediüzzaman'ın ve Risale-i Nur'un, Hristiyan dünyasının İslam hakkındaki ön yargıları kırmasına vesile olduğunu söyledi. Prof. Dr. Michell, nur eserlerinin, son yüzyılın orijinal kitabı olduğunu vurguladı. Risaleleri okudukça Said Nursi'nin diğer din adamlarına benzemediğini keşfettiğini anlatan Prof. Dr. Michel, "Said Nursi'nin 1950'nin başında Müslüman ve Hristiyanları ateizme karşı birlikte mücadeleye çağırması Vatikan'da yankı buldu. Semavi dinlere mensup insanlığın ebedi kurtuluşu için kendini adayan Bediüzzaman'ı keşfedip, Risale-i Nurları okuyunca, Katolik bir Hristiyan olarak nurların Hristiyan dünyasında tanınması ve okunması için elimden gelen gayreti sarfetmeye başladım." diye konuştu.
Anma programında daha sonra Prof. Dr. Faris Kaya, Yrd. Doç. Dr. Halim Ulaş ve Yrd. Doç. Dr. Mehmet Göktaş, Said Nursi ve öğretileri ile hayatından kesitler anlattı.
Cihan