Risale-i Nur geleceği de aydınlatacak
Günün Risale-i Nur dersi...
Bismillahirrahmanirrahim
Aziz, sıddık kardeşlerim ve hizmet-i Kur’âniyede kuvvetli, dirayetli arkadaşlarım,
Bu zaman cemaat zamanıdır. Ehemmiyet ve kıymet, şahs-ı manevîye göre olur. Maddî ve ferdî ve fâni şahsın mahiyeti nazara alınmamalı. Hususan benim gibi bir biçarenin kıymetinden bin derece ziyade ehemmiyet vermekle, bir batmanı kaldırmayan zaif omuzuna binler batman ağırlığı yüklense, altında ezilir.
Lillâhilhamd, Risaletü’n-Nur, bu asrı, belki gelen istikbali tenvir edebilir bir mu’cize-i Kur’âniye olduğunu çok tecrübeler ve vâkıalarla körlere de göstermiş.
Ona ait medh ü senânız tam yerindedir; fakat bana verdiğinizden, binden birine de kendimi lâyık göremem. Yalnız, pek büyük bir nimete ve muvaffakiyete sizin gibi hakikatli talebelerin iştirak ve sa’y ve gayretleriyle mazhariyetim noktasında, Risale-i Nur hesabına ebede kadar iftihar ederim.
Nur iskele memuru Sabri kardeş, Sabri, Süleyman ve Hüsrev üçünüz sohbetinde, benim de iki cihette, belki üç cihette iştirakim var.
Nur fabrikası nam sahibi Hâfız Ali kardeş,
Fevkalâde mektubun, ehemmiyetsiz şahsiyetim hariç kalmak şartıyla, bana harika göründü. Senin hâlis ve yüksek dirayetin terakkide olduğunu gösterdi. Bana, “İşte çok Abdurrahman’ları taşıyan bir Ali” dedirdi.
Mustafa’lar, Küçük Ali, mübarek ve münevver kardeşler,
Mektubunuz Büyük Ali’nin mektubu gibi acip bir hakikati ifade eder. O hakikat, Risale-i Nur hakkında haktır. Fakat benim haddim değil ki, o hududa gireyim.
Evet, “Ümmetimin âlimleri İsrâiloğullarının peygamberleri gibidir.” fermân etmiş. Gavs-ı Âzam Şâh-ı Geylânî, İmam-ı Gazâlî, İmam-ı Rabbânî gibi hem şahsen, hem vazifeten büyük ve harika zâtlar, bu hadisi, kıymettar irşâdatlarıyla ve eserleriyle fiilen tasdik etmişler. O zamanlar bir cihette ferdiyet zamanı olduğundan, hikmet-i Rabbaniye onlar gibi feridleri ve kudsî dâhileri ümmetin imdadına göndermiş.
Şimdi ise, aynı vazifeye, fakat müşkilâtlı ve dehşetli şerait içinde, bir şahs-ı mânevî hükmünde bulunan Risaletü’n-Nur’u ve sırr-ı tesanüdle bir ferd-i ferid mânâsında olan şakirtlerini bu cemaat zamanında o mühim vazifeye koşturmuş. Bu sırra binaen, benim gibi bir neferin ağırlaşmış müşiriyet makamında ancak bir dümdarlık vazifesi var. (Kastamonu Lahikası, 2. Mektup)
Bediüzzaman Said Nursi
LÜGAT:
Aziz : İzzetli, Çok Değerli, Saygın
Batman : Eskiden Kullanılan Ve 8 Kiloluk Ağırlığa Karşılık Gelen Bir Ölçü Birimi
Biçare : Çaresiz
Cihet : Yön
Dirayet : Bilgi, Kavrayış
Ebed : Sonsuzluk
Ehemmiyet : Değer, Önem
Fâni : Geçici, Ölümlü
Fevkalâde : Olağanüstü, Çok Güzel
Hakikat : Gerçek, Doğru
Hâlis : İçten, Katıksız, Samimi
Hizmet-İ Kur’âniye : Kur’ân Hizmeti
Hususan : Bilhassa, Özellikle
İftihar Etmek : Övünmek
İstikbal : Gelecek
İştirak : Ortak Olma, Katılma
Lillâhilhamd : Allah’a Hamd Olsun Ki
Mahiyet : Nitelik, Esas
Mazhariyet : Ayna Olma, Bir Nimete Erişme
Medh Ü Senâ : Övme Ve Yüceltme
Mu’cize-İ Kur’âniye : Kur’ân’ın Mu’cizesi
Muvaffakiyet : Başarı
Nam : Ad, İsim
Nazara Alma : Dikkate Alma
Nimet : İyilik, Lütuf, İhsan
Sa’y : Çalışma
Sıddık : Çok Doğru Ve Bağlı
Şahs-I Mânevî : Mânevî Şahıs; Belli Bir İdeal Ve Gaye Etrafında Bir Araya Gelen Topluluğun Oluşturduğu Mânevî Şahsiyet Ve Ortak Kimlik; Tüzel Kişilik
Tenvir : Nurlandırma, Aydınlatma
Terakki : İlerleme, Yükselme
Vâkıa : Olay
Ziyade : Çok, Fazla
Acip : Hayrette Bırakıcı, Hayranlık Verici
Binaen : Dayanarak
Cihet : Yön, Taraf
Çocuk Taziyenamesi Risalesi : On Yedinci Mektup
Dâhi : Son Derece Zeki Kimse; Dehâ Ve Hikmet Sahibi
Dümdar : Ordunun Arkasındaki Kuvvet
Ehemmiyetli : Önemli, Değerli
Ferd-İ Ferid : Tek, Eşsiz Fert
Ferdiyet : Birlik, Bireysellik
Ferid : Tek, Eşsiz
Fermân Etme : Buyurma
Fevkalâde : Olağanüstü, Çok Güzel
Fiilen : Fiili Olarak, Davranışla
Had : Sınır, Yetki
Hadis : Peygamber Efendimizin (A.S.M.) Mübarek Söz, Fiil Ve Hareketi Veya Onun Onayladığı Başkasına Ait Söz, İş Veya Davranış
Hakikat : Gerçek, Doğru
Hayalen : Hayalî Olarak, Hayal Ederek
Hikmet-İ Rabbânî : Kâinatın Rabbi Olan Allah Tarafından Herşeyin Belirli Gayelere Yönelik Olarak Anlamlı, Faydalı Ve Tam Yerli Yerinde Yaratılması
Hudud : Sınır, Uç
Hususî : Özel
İhtiyat : Önlem Alma, Tedbirli Hareket Etme
İktisat Risalesi : On Dokuzuncu Lem’a
İntişar : Yayılma
İrşâdâd : İrşâdlar, Doğru Ve Hak Yolu Göstermeler
İştiyak : Çok Kuvvetli Arzu Ve İstek
Kıymettar : Kıymetli, Değerli
Kudsî : Kutsal, Kusursuz Ve Yüce
Letâfetli : Güzel, Hoş
Muhatap : Hitap Edilen
Mübarek : Hayırlı, Değerli
Münasip : Uygun
Münevver : Nurlu, Aydın
Müşiriyet : Mareşallik
Müşkilât : Zorluklar
Nazar-I Dikkati Celb Etme : Dikkat Çekme
Nefer : Asker, Er
Risaletü’n-Nur : Risale-İ Nur’un Diğer Bir Adı
Sırr-I Tesanüd : Dayanışma Sırrı
Şahs-I Mânevî : Mânevî Şahıs, Belli Bir İdeal Ve Gaye Etrafında Bir Araya Gelen Topluluğun Oluşturduğu Mânevî Şahsiyet Ve Ortak Kimlik
Şakirt : Talebe, Öğrenci
Şerait : Şartlar
Tasdik Etme : Onaylama, Doğrulama
Ümmet : Hz. Peygambere İnanıp Onun Yolundan Giden Mü’minler
Vazifeten : Vazife Yönünden
Ziyade : Çok, Fazla