Saidü'n-Nursî dahi meyyit hükmünde idi Risaletü'n-Nur ile ihyâ edildi

Risalei'n-Nur'un fâtihası olan İşarâtü'l-İ'caz tefsirine bir emare

Bu âyet, tuğyana karşı mücahede edenleri senâ ediyor

O üç ayın mahsulü on beş senesinin mahsulü kadar netice verdi

Resâili'n-Nur başka üstadlardan taallüm edilmeye muhtaç değil

Risaletü'n-Nur'a dört-beş cümlesiyle on cihetten bakıyor

Gayet ağır ve büyük ve umumî ve kudsî bir vazife omuzumuza konulmuş

O işaretlere tam mazhar Risale-i Nur gibi bir tefsir-i Kur'ânî olacak

Fâtiha, Yâsin ve Kur'ân bir anda herkese nasıl bağışlanıyor, nasıl yetişiyor?

Acaba Risale-i Nur'u Kur'ân kabul eder mi? Ona ne nazarla bakıyor?

Bediüzzaman: İkramât-ı İlâhiyeyi niçin izhar ediyorum?

Risale-i Nur, en dehşetli muannidleri Kur'ân'ın elmas kılıcıyla kırıyor

İslâmiyet ve insaniyet midesiyle mânevî bir cennet lezzetleri tadabilir

Ehl-i dalâlet ve gafletin gözüyle baktığımdan feryad eyledim

Risale-i Nur'un iştiyakla kendini okutturmasının sebebi nedir?

Âlem-i İslâm camiinde cemaate hakikatli, taze bir ders-i içtimaî ve İslâmî

İman bahçesinden hadsiz meyveleri getiren üç küçük risale

Risale-i Nur nedir, Risale-i Nur ve tercümanı ne mahiyettedirler?

Bir arıyı yaratan, bütün hayvanları yaratabilir

Bir tek ölüyü dirilten, haşirde bütün cin ve ins ölülerini diriltecek

Göz ve beyindeki acip vazifeleri gören bir zerre

Ehl-i dünya, bu yöntemle büyük bir servet ve şiddetli bir kuvvet elde ediyor

Bütün esbab toplansa meyve, yaprak, dal ve budaklara lâzım erzakı gönderemezler

Kadîr-i Mutlakın kudretine nisbeten yıldızlar zerreler gibi kolaydır

Eğer esbaba verilse, bir mikrop bin gergedan kadar müşkülâtlı olur

Kudret-i Rabbâniye için az-çok, büyük-küçük fark yok

Onun zıddı olan acz hiçbir cihetle içine giremez

Haşir ve neşrin en kuvvetli bir temel taşı kudrete ait bir dehşetli hakikatın ispatı

İstediği olur, istemediği olmaz, her ne isterse yapar, istemezse hiçbirşey olmaz

Hiç şaşırmayan, her şeyi beraber gören, bir şeyi bir şeye mâni olmayan

En cüz'î bir çiçeği ve küçük bir sineği san'atperverâne tasvir ve icad eder

Müphem ve gayr-ı muayyen tevehhüm edilen eceller ve rızıklar

Nebatat, hayvanat ve insanların şekilleri, san'atkârâne biçilmiş, dikilmiş, mükemmel giydirilmiş

Rızık ve ilâç cihetinde gelen inayetler bir Rahmân-ı Rahîme şehadetler eder

İnsanın lisanı, bir et parçası iken, iki büyük vazifesiyle faidelere âlet oluyor

İlmin her delili, Zât-ı Alîmin mevcudiyetine dahi delildir

Bahtiyar odur ki şahsiyetini ve enâniyetini o havuz içine atıp eritendir

Bütün mahlûkattaki ölçülü düzgünlük, mizanlı intizam

Bütün ümmet, her gün usanmadan o kudsî kelime-i tayyibeyi tekrar ederler

Ağlamalarını gülmeye, bağırmalarını teşekkürlere çevirir

Bütün o sandıkçıklar 'bin bârekâllah, yüz bin mâşâallah' dedirtirler

Kâinatın her bir ferdi, ustalarını tahiyyelerle alkışlar

İşte, daimî, tefekkürî bir virdim

Ruhlar ve melekler gibi cesedimizi yerde bırakıp göklere çıkacağız

Hayvanat ve insanlar âlemine girdi, bin pişman olurken hikmet-i Kur'âniye imdadına yetişti

Hikmet-i Kur'âniyeye tâbi olmayan fen ve felsefe gözlüğünü taktı gördü ki

Risale-i Nur'un bütün muvazenelerinin menbaı bu âyettir

Zât-ı Muhammediyenin (asm) getirdiği erzak-ı mâneviyenin milyondan birisini hissettim