Risale-i Nur kanununun iptali ne anlama geliyor?

Risale-i Nur kanununun iptali ne anlama geliyor?

Anayasa Mahkemesi’nin Risale-i Nur eserlerinin Diyanet tarafından basılmasına dair kanunu iptal ettiği iddiaları üzerine açıklama

Risale Haber-Haber Merkezi

Anayasa Mahkemesi’nin Risale-i Nur eserlerinin Diyanet tarafından basılmasına dair kanunu iptal ettiği iddiaları üzerine RNK Yönetim Kurulu Başkanı Furkan Torun bir açıklama yaptı.

Torun açıklamasında iptal kararlarının geriye yürümediğini, bir yılı aşmamak üzere daha ileri bir tarihte yürürlüğe gireceğini belirtti.

Açıklama şöyle:

Bazı basın-yayın organlarında ve sosyal medya hesaplarında yer alan 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 47’nci maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği yönünde yapılan haberler üzerine açıklama yapma zarureti doğmuştur.

Bilindiği üzere Anayasamızın 153’üncü maddesinde, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararlarının gerekçesi yazılmadan açıklanamayacağı ve yürürlüğe giremeyeceği hükme bağlanmıştır. Aynı madde hükümlerine göre Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararları geriye de yürümez; tam tersine, iptal kararının bir yılı aşmamak üzere daha ileri bir tarihte yürürlüğe gireceği Anayasa Mahkemesinin karar metinlerinde belirtilebilir. Böyle bir belirtme olmadığı durumlarda, karar sadece Resmi Gazete’de yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Kaldı ki; şu ana kadar 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 47’nci maddesinin iptaline yönelik Resmi Gazete’de yayımlanmış bir karar bulunmamaktadır.

Öte yandan, aksi yönde bir düşünceyle, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararlarının gerekçesi ortaya konulmaksızın ve Resmi Gazete’de yayımlanmaksızın yürürlüğe girebileceğinin düşünülmesi, Anayasa’nın hem sözüne hem de ruhuna aykırı olacaktır. Bu kapsamda 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 47’nci maddesi hakkında Anayasa Mahkemesince verilmiş ve Resmi Gazete’de yayımlanmış bir karar olmadığı için, söz konusu kanun hükmü Anayasa uyarınca yürürlüktedir, geçerlidir ve hukuka uygunluğu konusunda her hangi bir şüphe bulunmamaktadır.

Ayrıca, Anayasa, kişilerin hukuka olan güvenlerini korumak ve toplum düzeninde istikrarı muhafaza etmek amacıyla, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararlarının kesinlikle geçmişe yürümeyeceğini veya yürütülemeyeceğini hükme bağlayarak; iptal kararının yürürlüğe girdiği güne kadar yapılan hukuki işlemlerin doğruluğu ve hukuka uygunluğu konusunda herhangi bir tereddüte yer bırakmamıştır. Bu kapsamda, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 47’nci maddesine dayanılarak yürürlüğe konulan “Eser Sahibi Sait Okur (Bediüzzaman Said Nursi) Olan Eserler Üzerindeki Hakların Diyanet İşleri Başkanlığı Tarafından Kullanılmasına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı”nın ve bu karara dayanılarak gerçekleştirilen işlemlerin hukuka uygunluğu ve geçerliliği konusunda hiç bir şüphe bulunmamakadır.

Nitekim yukarıda yer verilen açıklamalar, geçmişte yaşanılan benzer olaylarda idari yargı kararlarıyla da teyit edilmiştir. Örneğin,  Danıştay 10. Dairesinin 24.5.1999 tarihli ve 1996/9928 Esas nolu, 1999/2597 Karar nolu sayılı kararında, karar metninden aynen aktarılan aşağıdaki değerlendirmelere yer verilmiştir:

“kamu yararını bozacak, olumsuz yönde etkileyecek hukuksal boşluğun doğmasını engellemek için getirilen … sürenin, yalnızca yasama organına yönelik olduğunu, idarenin bu sürede bir tasarrufta bulunamayacağını kabul etmek, Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını bağlayacağını belirten Anayasanın 153. maddesine aykırı olacaktır. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi kararının Resmi Gazete'de yayımlandığını ve fakat henüz yürürlüğe girmediği dönemde tesis edilen işlemlerin yargısal denetiminin yürürlüğü Anayasa Mahkemesi kararıyla korunan düzenlemeye göre yapılmalıdır.”

Yine, Danıştay 10. Dairesinin 22.2.1995 tarihli ve 1994/2772 Esas nolu, 1995/711 Karar nolu sayılı kararında, yukarıda belirtilen içtihat çerçevesinde değerlendirmeler yapılmış ve Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararlarının Resmi Gazete’de yayımlanmadan ve özellikle yürürlüğe girmeden somut davalara uygulanmasının Anayasaya aykırı olacağı içtihat edilerek aşağıdaki değerlendirmelere yer verilmiştir:

“3182 sayılı Yasanın dava konusu işlemlerin dayandığı 64. ve 68. maddelerini değiştiren 512 sayılı Kanun Hükmünde Kararname Anayasa Mahkemesinin 23.12.1993 gün ve 21797 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 25.11.1993 gün ve E:1993/46, K:1993/48 sayılı kararı ile iptal edilmiş ise de; iptal kararı nedeniyle meydana gelecek olan hukuksal boşluğun kamu yararım olumsuz yönde etkileyecek nitelikte olduğu belirtilerek Anayasanın 153. maddesi ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 53. maddesi hükümleri uyarınca, kararın Resmi Gazetede yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir. … kamu yararım olumsuz yönde etkileyecek hukuksal bir boşluğun doğmamasının temini için getirilen bu sürenin yalnızca yasama organına yönelik olduğu ve idarenin bu süre içerisinde hiçbir tasarrufta bulunamıyacağı, hem iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihin ayrıca belirlenmesine ilişkin karara hem de Anayasal ve yasal düzenlemelere aykırı olacaktır. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi kararının Resmi Gazete'de yayımlandığı ve fakat karar gereği henüz yürürlüğe girmediği dönemde idarece gerçekleştirilen işlemlerin yargısal denetiminin; mevcut hukuksal düzenlemelere göre ve idari işlemin unsurları açısından yapılması gerekmektedir.”

Neticeten Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete’de yayımlanmaksızın yürürlüğe giremez ve Anayasa Mahkemesi kararları yürürlüğe girdiği tarihten itibaren gerçekleştirilecek sonraki olay veya durumlar hakkında sonuç doğurur. Yani, Anayasa Mahkemesi kararları geçmişe yürütülemez, iptal kararından önce gerçekleştirilen ve sonuçlandırılan hukuki işlemleri etkilemez. Çünkü hukuksal ilişkiler, en basit anlatımıyla,  gerçekleştirildiği tarihteki yürürlükte bulunan kurallara tabi olur.

Bu sonuç, Anayasa tarafından benimsenmiş toplum düzenini sağlamak, toplum düzeninde doğabilecek karışıklıkları engellemek ve kişilerin işlem yaptığı tarihteki mevcut kurallara duydukları güveni korumak amacına hizmet etmektedir. Çünkü hukuk, kişilerin hukuka duydukları güvenin korunduğu toplumsal düzeni ifade eder.

Bu kapsamda, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 47 nci maddesinin ve maddeye dayanarak yürürlüğe konulan “Eser Sahibi Sait Okur (Bediüzzaman Said Nursi) Olan Eserler Üzerindeki Hakların Diyanet İşleri Başkanlığı Tarafından Kullanılmasına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı”nın yürürlükte olduğu ve öngördüğü hükümler çerçevesinde yapılan işlemlerin hukuka uygunluğu ve geçerliliği konusunda hiçbir şüphe bulunmamaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:

ANAYASA

Anayasa Mahkemesinin kararları

Madde 153 – Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz.

Anayasa Mahkemesi bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez.

Kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmi Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.

İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda, Türkiye Büyük Millet Meclisi, iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu dolduracak kanun tasarı veya teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar.

İptal kararları geriye yürümez.

Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.

İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDEDEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN

YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN

Kanun No. 6552                                                                                               Kabul Tarihi: 10/9/2014

MADDE 87 – 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 47 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 47 – Bakanlar Kurulu kararı ile memleket kültürü için önemi haiz görülen eserler üzerindeki haklar, hak sahiplerinin münasip bir bedel talep etme hakları saklı kalmak kaydıyla, eser sahibinin ölümünden sonra, koruma süresinin bitiminden önce, kamuya mal edilebilir. Bu hususta karar verilebilmesi için eserin, Türkiye’de veya Türkiye dışında Türk vatandaşları tarafından vücuda getirilmiş olması gerekir.

Bakanlar Kurulu kararında;

1. Eser ve sahibinin adı,

2. Hakları kullanacak makam veya müessese,

3. Hak sahiplerine, talep üzerine ödenecek bedelin nasıl belirleneceği ve bu bedelin hangi kurum tarafından ödeneceği,

4. Eserden gelir elde edilmesi hâlinde bu gelirin hangi gayelere tahsis edileceği,

yazılır.

Bakanlar Kurulu kararında belirtilen eserin, topluma ulaşması sağlanacak şekilde yayımlanması zorunludur.”

26 Kasım 2014  ÇARŞAMBA Resmî Gazete          Sayı : 29187

BAKANLAR KURULU KARARI

Karar Sayısı : 2014/7007

Ekli “Eser Sahibi Sait Okur (Bediüzzaman Said Nursi) Olan Eserler Üzerindeki Hakların Diyanet İşleri Başkanlığı Tarafından Kullanılmasına İlişkin Karar”ın yürürlüğe konulması; Kültür ve Turizm Bakanlığının22/10/2014 tarihli ve 202226 sayılı yazısı üzerine, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 47 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 24/11/2014 tarihinde kararlaştırılmıştır.

 

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
10 Yorum