Risale Haber-Haber Merkezi

Ehl-i imanın müsbet hizmetlerine destek veren, "Hakkın hatırı âlidir" prensibini düstür edinen yazar Metin Karabaşoğlu'nun yeni bir kitabı daha yayınlandı. 

Yıllardan beri devam eden, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi ile zirveye çıkan Risale-i Nur ve Bediüzzaman Said Nursi'ye saldırılara etkili bir cevap özelliği taşıyan yeni kitabın adı "Saykal: Risale-i Nur'a Husumetin Kısa Tarihi, İddialar ve Cevaplar."

Nur talebelerinin başucu kaynaklarından biri olacak

Benzer saldırı ve iftiralarla sık sık karşı karşıya kalan Nur talebelerinin başucu kaynaklarından biri olma özelliği bulunan kitap üç ana bölümden oluşuyor. 

"Risale-i Nur'un Hukukunu Savunmak" başlıklı birinci bölümde, tarihi seyri ve teolojisi/ideolojisi ile Fetullahçılık, tarihsel ve kavramsal çerçevede Fetullahçılığın Risale-i Nur mesleğinden farkı ve bu topraklarda 'Risale-i Nur'a husumetin kısa tarihi', ikinci bölümde mehdiyet iddiası, Hıristiyanlarla diyalog meselesi, rüyaların yeri ve fonksiyonu konusu, Nur talebelerinin Kur'an'la ilişkisi, Bediüzzaman'ın çirkin spekülasyonlara alet edilmek istenen 'yazdırıldı, ihtar edildi' gibi ifadeleri niye kullandığı ve bu ifadelerle neyi kasdettiği, cifir ve ebced ilmini kullanarak yapılan istihraçların zemini ve sebebi, Risale-i Nur mesleğinin tasavvuf ve tarikatla ilişkisi gibi konular çerçevesinde, Risale-i Nur, Bediüzzaman ve Nur talebeleri hakkında 'dini çerçevede' üretilen önyargı, itham ve iftiralara cevaplar, üçüncü bölümde ise, tarih ve siyaset zemininde, özellikle Bediüzzaman'ın Sultan Abdülhamid'le ilişkisine odaklanmış bir surette geliştirilen eleştiri, iddia ve iftiralara cevaplar yer alıyor.

Lekeleri temizlemek ve elmas hakikatlere saykal vurmak gerekir

Şener Boztaş'ın Metin Karabaşoğlu ile gerçekleştirdiği söyleşi neticesinde ortaya çıkan kitabın arka kapağında yer alan açıklamada benzer niyet ve çabalara dikkat çekildi:

Bediüzzaman Said Nursî'nin Kur'ân'dan aldığı dersle telif ettiği Risale-i Nur, yazıldığı zor şartlardan bugüne bu ülkede ve başka diyarlarda milyonlarca insanın hidayetine vesile oldu. Milyonlarca insan namazla, Kur'ân'la ve sünnetle onun vesilesiyle tanıştı.

Bu büyük iman hizmetine karşılık, Risale-i Nur ve müellifi, bekleneceği gibi ilk günden itibaren din karşıtı unsurların husumetine maruz kaldı. Garip olan ise, bazı dindar unsurların da şu veya bu sebeple bu husumete ortak olmasıydı.

Bu husumet ve taarruz, dönem dönem alevlendi, dönem dönem yavaşladı, ama telif edildiği ilk günden bugüne hep varoldu. Şimdilerde bu husumetin kendisini yeniden ifşa ve ifade ettiği bir süreci yaşıyoruz. Özellikle 15 Temmuz darbe sürecinden bugüne bazı ağızlar sözbirliği etmişçesine tâ 1930'lardan kalma iddia ve teraneleri bir kez daha ortalığa yayma gayretinde.

Elbette, birileri üstüne çamur attığı için altın asla değerini kaybetmez ve elmas hakikatler üstüne ilişen tozdan dolayı kıymetten düşmez. Ama onlardaki o kıymeti teyid etmek için sürülmek istenen o lekeleri temizlemek ve o elmas hakikatlere saykal vurmak da gerekir. Bu kitap söyleşi dilinin akıcılığıyla, işte böyle bir niyetin ve çabanın ürünüdür.

Kitaba ulaşmak için tıklayınız