Risale-i Nur'a göre Alevi açılımı konuşuldu

Risale-i Nur'a göre Alevi açılımı konuşuldu

Risale-i Nur Enstitüsü Şanlıurfa Şubesi "Alevilik Açılımı"nı ele aldı. Öğretim Görevlisi Mustafa Sami Çetin "Risale-i Nur Açısından Alevilik Açılımı" konulu seminerini sundu

Safa Kerem Artan'ın haberi

RisaleHaber-Risale-i Nur Enstitüsü Şanlıurfa Şubesi "Alevilik Açılımı"nı ele aldı. Öğretim Görevlisi Mustafa Sami Çetin "Risale-i Nur Açısından Alevilik Açılımı" konulu seminerini sundu.

İşte M. Sami Çetin'in Alevi Açılımıyla ilgili seminerinden notlar:

- Alevi Açılımı çerçevesinde Alevilik Çalıştayları tam 7 kez yapılmıştır. Çalıştaylar, olumlu bir havanın doğmasını hızlandırmıştır. Son derece verimli ve geliştirici bir şekilde tamamlanan süreç, sorunların müzakere edilerek aşılması konusunda ilginç ve kalıcı tecrübelerin ortaya çıkmasına fırsat vermiştir.

- Tartışılan tüm konularda ülkemizin birlik ve beraberliğine ortaklaşa yapılan atıflar heyecan verici olmuştur. İlkesel düzeyde barışın ve bir arada yaşamanın hiçbir pazarlığa meydan vermeksizin kabul edilmiş olması, sorunun çözümü noktasında taraflara emsalsiz fırsat alanları sunmuştur.

- Aleviler hem Cumhuriyet öncesi hem Cumhuriyet sonrası, toplumda kimliklerini açıkça-çekinmeden-korkmadan ifade edebilme hususunda oldukça zorlanmışlardır. Bu konudaki problem sağduyu ile ve cehaletin ortadan kalkması ile aşılacaktır.

- Aleviliğin İslam ile alakası olmadığını savunan bir grup Alevi temsilcileri çalıştayda çıkan sonuç bildirgesini kabul etmemişlerdir.

- Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin Alevilik konusunda Risale-i Nur külliyatında beyan ettiği bir takım görüşlere bakacak olursak;

- “Üveysî bir sûrette doğrudan doğruya hakikat dersini Gavs-ı Azamdan (k.s.) ve Zeynel Âbidin (r.a.) ve Hasan-Hüseyin (r.a.) vasıtasıyla İmam-ı Ali'den (r.a.) almışım. Onun için hizmet ettiğimiz daire, onların dairesidir.”

- “Ey ehl-i hak olan Ehl-i Sünnet ve cemaat! Ve ey Al-i Beytin muhabbetini meslek ittihaz eden Alevîler! Çabuk bu mânâsız ve hakikatsız, haksız, zararlı olan nizaı aranızdan kaldırınız. Yoksa, şimdiki kuvvetli bir surette hükmeyleyen zındıka cereyanı, birbirinizi diğerinin aleyhinde alet edip, ezmesinde istimal edecek. Bunu mağlup ettikten sonra o aleti de kıracak. Siz ehl-i tevhid olduğunuzdan, uhuvveti ve ittihadı emreden yüzer esaslı rabıta-i kudsiye mabeyninizde varken, iftirak iktiza eden cüz'i mes'eleleri bırakmak elzemdir.”

- “O Aliköy'de Alevîler çok olduğu ve bir kısmı Râfızîliğe kadar gidebilmesi nazarıyla, onların en fenası da münafık hakikatine dahil olmamak lâzım gelir. Çünkü, münafık itikadsızdır, kalbsizdir ve vicdansızdır; Peygamber (a.s.m.) aleyhindedir (şimdiki bâzı zındıklar gibi)." dediğini göreceğiz.

- Yine Üstad Bediüzzman Said Nursi “Alevî ve Şiîlerin müfritleri ise, değil Peygamber (a.s.m.) aleyhinde, belki Âl-i Beytin muhabbetinden, ifratkârâne muhabbet besliyorlar. Münafıkların tefritlerine mukabil, bunlar ifrat ediyorlar.” diyerek; Alevileri münafık dairesinde değil Mümin dairesinde görmektedir.

- İslam dünyasında İran dahil olmak üzere Risale-i Nurlar ve diğer tefsirler kaynak eserler olarak okutulmaktadır.

- Yine Bediüzzaman Said Nursi "Hz. Ali (radıyallahü anh) yirmi sene hürmet ettiği ve onlara, Şeyhülislâm mertebesinde onların hükmünü kabul ettiği Ebû Bekir, Ömer, Osman'a (radıyallahü anhüm) ilişmeseler, Hz. Ali (radıyallahü anh) o üç halîfeye hürmet ettiği gibi onlar da hürmet etseler, farz namazını kılsalar, yeter.” diyerek hem bizim bakış açımızı hemde alevilerin bakış açısını düzeltiyor.

- "Hem mâdem Risâle-i Nur Şakirdlerinin en büyük üstadı, Peygamberden sonra, Celcelûtiye'nin şehâdetiyle İmam-ı Ali'dir (radıyallahü anh); O’nun muhabbetini dâvâ eden Şiîler, Alevîler, Risâle-i Nur'un derslerini Sünnîlerden ziyade dinlemeseler, Âl-i Beyte muhabbet dâvâları yanlış olur.”

- Diyanet İşleri tüm Müslüman ve Alevi toplumların ortak bir kurumudur, cami ortak bir değerdir.

- “Dersim resmi ideoloji adına yapılan bir zülümdür. İslam adına zararı çok olmuştur.  Bunu telefi etmek çok zordur. Unutulması zordur.

- “Açılımın sekteye uğraması, zarar görmesi kimseye yaramaz. “Sorun” ve “çözümsüzlük” üzerine bina edilmiş politikaların tarihi olarak miadı dolmuştur. Fakat belli ki bu, bir demokratik zihniyet değişimini gerekli kılmaktadır ve katetmemiz gereken bir hayli mesafe vardır.”

- Cemaatler Kürt ve Alevi açılımı sürecine katkıda bulunmak zorundadırlar.

- “Hükümetin gerek Kürt sorunu, gerekse Alevîlik meselesi hususunda attığı adımlar bu işin bütün taraflarınca; özellikle de Nur Talebeleri tarafından desteklenmelidir. Risale-i Nur’a hizmet eden değişik topluluklar yukarıdaki iki ana sorun başta olmak üzere “demokratik açılım” konulu geniş katılımlı oturum ve sempozyumlar düzenleyerek bu sürece katkıda bulunmalıdırlar.”