Risale-i Nur’a göre Sahabelerin özellikleri
Seyitoğlu, Risale-i Nur’da anlatılan sahabelerin özelliklerini şöyle sıraladı
Risale Haber-Haber Merkezi
Diyarbakır Kültür Merkezinde (DKM) yapılan; üniversiteye hazırlık ve üniversite öğrencilerinin katıldığı seminerde konuşan Avukat Erdal Seyitoğlu, Risale-i Nur’un sahabelere nasıl yer verdiğini anlattı.
Bediüzzaman Hazretlerinın Yirmi Yedinci Sözün Zeyli’nin girişinde “Mevlânâ Camî’nin dediği gibi derim” diye not düştüğü, “Yâ Resûlullah! Ne olaydı, Ashâb-ı Kehf'in köpeği gibi, senin Ashâbının arasında Cennete girseydim. Onun Cennete, benim Cehenneme gitmem nasıl revâ olur? O, Ashâb-ı Kehf'in köpeği; ben ise senin Ashâbının köpeği” cümlesini hatırlatan Seyitoğlu, Risale-i Nur’da anlatılan sahabelerin özelliklerini şöyle sıraladı:
1-Peygamberlerden sonra insanların en faziletlileri sahabelerdir. Sahabelere cüz-i fazilet noktasında yetişebilecek bazı kişiler var ise de külli fazilet noktasında yetişilmesi mümkün değildir.
2-Resul-i Ekrem’in (a.s.m.), nebevi sohbetinde büyük bir iksir vardır ki bir dakikada o sohbette bulunan kişi senelerle seyr ü sülükla ulaşılabilen hakikatlere ve nurlarına mazhar olurdu. Çünkü sohbette Üstad Hazretlerinin tabiriyle “insibağ” ve “inikâs” vardır.
3-Sahabeler Resul-i Ekrem’in nebevi cihetiyle sohbet etmişlerdir. Resul-i Ekrem’in (a.s.m.) vefatı ile peygamberliği sona erdiğinden, vefattan sonra O’nu (a.s.m.) görenler ister rüyada veya uyanık iken görseler bile sahabeye yetişemezler. Çünkü vefattan sonra O’nu (a.s.m.) görenler, “velâyet-i Ahmediye (a.s.m.) nuruyla” sohbet etmektedirler. Nübüvvet ile velayet arasında ne kadar fark var ise; her iki sohbetten alınacak feyiz de o kadar farklı olmaktadır.
4-Üstad Hazretleri, sahabelerin, ibadetten aldıkları feyiz noktasında da onlara yetişilemeyeceğini beyan etmiştir. Namazda “Sübhane rabbiyal ala” kelimesinin kendisine açılması ile sahabelerin namazdan aldıkları feyzi anladığını ve "Keşke, birtek namaza bu kelime gibi muvaffak olsaydım, bir sene ibâdetten daha iyi idi" demektedir.
5-Amellerin faziletleri ve ameli Salih ve uhrevi fazilet noktalarında da sahabelere yetişilemez. “Sebep olan yapan gibidir” hakikatıyla onlar bütün Müslümanların sevaplarından hisse alırlar. Ümmetin dualarında Peygamber (a.s.m.) ile birlikte kendilerine de salat ve selam getirmeleri bu hissedarlığı göstermektedir.
Bediüzzaman Said Nursi’nin "Risale-i Nur mesleği Sahabe mesleğinin bir cilvesidir’’ sözlerini de açıklayan Seyitoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Peygamberimiz(s.a.s) ümmi bir peygamber iken kendisine en büyük mucize olarak Kur’an verilmiştir. Üstad Hazretleri ise yarım ümmi iken Ona Kur’an’ın eşsiz bir tefsiri olan Risale-i Nur nasip olmuş.
“Sahabelerin en önemli özelliği bizzat Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (a.s.m.) ders halkasında yer almaları ve Kur’an-ı Kerim’i de ondan ders almalarıdır. Risale-i Nurlar ise bazı yerlerde açıkça ifade edildiği üzere “îmânın gözüyle, Kur'ân'ın tâlimiyle ve nûruyla ve Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın dersiyle ve ism-i Hakîmin göstermesiyle” yazılmıştır.
“Sahabeler İman ve Kur’an hakikatlarının anlaşılması ve yayılması için hayatlarını ortaya koymuş, bu gayeleri her şeyden daha önemli tutmuşlardır. Üstad Hazretlerinin hayatı incelendiğinde, harpte avcı hattında düşmanlarının top güllelerinin atış menzilinde bile Kur’an’ın ince esrarının ve hakikatlerinin yazılması, kayda geçirilmesi ve muhafazası işini her şeye tercih etmişlerdir.”
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.