Risale-i Nur'da tanımlanan dua çeşitleri
Üniversite öğrencileri dua seminerinde buluştu
Risale Haber-Haber Merkezi
Üniversite öğrencileri dua seminerinde buluştu. DKM’de bu hafta üniversite seminerini “dua” konusu ile Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğrencisi Cengiz Demirok sundu.
Seminerine duanın tanımıyla başlayan Demirok, “Dua, kulun Allah’ın yüceliği karşısında kendi acizliğinin ve fakirliğinin farkına varıp, bu farkındalığıyla Cenab-ı Hak’ın yardımını, dünya ve ahirette iyilikler ihsan etmesini, günah ve kusurlarının bağışlanmasını dilemektir’’ dedi.
Niçin dua edildiğine açıklık getiren Demirok, “İnsan, gücünün-sermayesinin yetmediği ihtiyaçlarını elde etmek ve kendi kudretiyle erişemediği arzularına erişmek için Allah’a sığınır. Çünkü Allah’tan başka hiç kimse yok ki, onun en gizli arzularını işitip yerine getirsin, ihtiyaçlarını karşılasın. İhtiyaç ve arzuları sınırsızdır. Bir çiçeği istediği gibi, koca bir baharı da ister. Bir bahçeyi arzu ettiği gibi, ebedî Cenneti de arzu eder. Bir dostunu görmeğe müştak olduğu gibi, Cemil-i Zülcelal'i de görmeye müştaktır” şeklinde konuştu.
Risale-i Nur’da geçen dua çeşitlerini aktaran Demirok, şunları söyledi:
İstidat lisanıyla yapılan dua: Bütün çekirdek ve tohumların duasıdır ki; Cenab-ı Hakkın kendilerine vermiş olduğu istidat yani kabiliyet dilleriyle Fatır-ı Hakimden şunu talep ederler: “Senin nukuş-u esmanı mufassal göstermek için bize neşvünema ver. Küçük hakikatimizi sümbülle ve ağacın büyük hakikatine çevir.”
İhtiyac-ı fıtri lisanıyla yapılan dua: Bütün hayat sahiplerinin hayatlarının devamı için kendi ellerinde olmadan, istek ve ihtiyaçlarının hiç beklemedikleri bir yerden ve uygun bir vakitte tedarik edilmesi Halık-ı Rahim’den bir nevi dualarıdır.
Lisan-ı ıztırari ile yapılan dua: Bu dua çaresizlerin, zorda kalanların dualarıdır. Bu çaresizlik içinde sıkıntı çeken insanın hem kalb, hem de zihin itibariyle duaya hazır ve açık olma halidir. Hz. Yunus (a.s.)’ın kısasında geçen ve çaresizlikler içinde ettiği dua lisan-ı ıztırari ile yapılan duaya örnek verilebilir.
Fiili Dua: Bir şeyi elde etmek için sebepler dairesine başvurmak, fiili duadır. Çift sürmek bir fiili duadır. Çift sürmek Cenab-ı Hakkın hazine-i rahmetinin kapısını çalmaktır.
Kavli Dua: Dil ve kalp ile yapılan duadır. İnsanın elinin yetişemediği bir kısım istek ve arzularını Yüce Allah’tan dil ve kalp ile istemesidir.
Duanın bir ubudiyet olduğunu ifade eden Demirok “ubudiyetin meyvesi uhrevi olmasından dolayı, dünyevi maksatlar o ibadetlerin vakitleri olduğunu vurguladı ve yağmur duasına çıkılması buna bir örnektir” dedi.
Demirok, sözlerini şöyle sürdürdü: “Müminin duası nasıl olmalıdır? Öncelikle, dua edileceği vakit, başta istiğfar ederek manevi kirlerimizden temizlenmek için Gafur-u Rahim olan Allah’tan af dilenmelidir. İstiğfardan sonra, makbul bir dua olan salavat-ı şerifeyi okumalı ve Salavat-ı şerife duanın sonunda tekrar okunmalıdır. Din kardeşimize gıyaben dua etmeliyiz.Kur’an ve hadislerde geçen kuvvetli dualarla dua etmeliyiz. Huşu içinde samimi ve huzurlu bir kalp ile dua etmeliyiz. Mübarek yerlerde (medreseler, dershaneler) özelliklede mescit ve camilerde dua etmek daha faziletlidir. Cuma gününde ve özelikle saat-i icabede dua etmek (duaların kabul edileceği saat) Üç aylarda, özelikle de kandil gecelerinde dua etmek. Ramazan ayında, özelikle de kadir gecesinde dua etmek duanın makbuliyeti açısından önemlidir.”