Rızâsına uyanları Allah onunla selâmet yollarına eriştirir

Rızâsına uyanları Allah onunla selâmet yollarına eriştirir

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Mâide Suresi 14-16. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

14 . (Yahudilerden olduğu gibi,) “Şübhesiz biz hristiyanız” diyenlerden de sağlam sözlerini almıştık; buna rağmen (onlar da) kendisiyle nasîhat edildikleri (kitapları)ndan (İncil’den) bir nasib (almay)ı unuttular. Bu sebeble kıyâmet gününe kadar aralarına düşmanlık ve kin bıraktık. Allah, yapmakta olduklarını ileride (âhirette) kendilerine haber verecektir.

15 . Ey ehl-i kitab! Muhakkak Resûlümüz (Muhammed) size geldi; Kitab’dan (Tevrât’tan, âhir zaman peygamberinin sıfatları ve recimâyeti gibi) gizlemekte olduğunuz şeylerinbirçoğunu size açıklıyor, birçoğunu da (açıklamıyor) affediyor. Doğrusu size Allah’dan bir nûr ve apaçık bir Kitab (Kur’ân) gelmiştir.

16 . Rızâsına uyanları Allah onunla selâmet yollarına eriştirir, onları izni ile zulümâttan (küfür karanlıklarından) nûra (îmâna) çıkarır ve onları dosdoğru bir yola hidâyet eder.(1)

1- “Kur’ân, bil-âyân (açıkça) ve şübhesiz, saâdet-i dâreyne îsâl eder (iki cihan saâdetine ulaştırır), beşeri ona sevk eder. Kimin şübhesi varsa, bir def‘a Kur’ân’ı okusun, dinlesin, ne diyor? Hem Kur’ân’ın verdiği meyveler hem mükemmeldir, hem hayatdardır (canlıdır). Öyle ise, Kur’ân ağacının kökü hakîkattedir, hayatdardır. Çünki meyvenin hayâtı, ağacın hayâtına delâlet eder (delîl olur). İşte bak! Her asırda ne kadar asfiyâ ve evliyâ gibi mükemmel ve kâmil zîhayat ve zînûr (canlı ve nûrlu) meyveleri vermiş.” (Zülfikār, 19. Mektûb, 88)