Sabih Kanadoğlu'nun 'Nurcu İmam' macerası
Rehberini kargalardan seçen ve hukuk tarihinin yüzkaralarından olan Sabih Kanadoğlu 28 Şubat'ta öldü. Şimdi Mahkeme-i Kübra'ya hesap vermeye giden Kanadoğlu, Nurculukla ilgili neler demişti?
Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 85 yaşında Ankara'da hayatını kaybetti.
İrtica ile mücadele adı altında dindarlara karşı tavrı ve başörtüsü aleyhtarlığı ile bilinen Kanadoğlu, Türkiye'nin asıl sorununun ülkenin laik ve hukuk devleti olup olmadığını belirterek, "Türban ise bu iki sorunun arasına sıkışmış bez parçasıdır. Kadın özgürlüğünün önüne konmuş bir simgedir" demişti.
Uzun yıllar savcılık, yargıçlık, Yargıtay üyeliği ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı görevlerini yürüten Sabih Kanadoğlu, 2007 cumhurbaşkanlığı seçiminde 367 garabetini ortaya bir isimdi.
Kanadoğlu, hayatını anlattığı Cumhuriyet gazetesinde Nurcularla mücadele ettiğini de belirtmişti:
3. ORDU KURMAY BAŞKANI’NDAN NURCU İMAM ŞİKÂYETİ
"Ailevi nedenlerle 1965 yılı başında Bingöl’de savcılık istedim. Boş savcılık kadrosu yoktu. Erzurum’da yetkili olarak görevlendirildim. Bu görev yaşantımın bir dönüm noktası oldu.
3. Ordu’nun merkezi Erzurum’daydı. 1965’te nöbetçi savcı olarak görevdeyken 3. Ordu Kurmay Başkanı’ndan bir şikâyet dilekçesi geldi. Kuyucu Murat Paşa Camii imamının, bayram vaazı sırasında irticai nitelikte ve çirkin ithamları da içeren ve o dönemde yürürlükte olan TCK’nin 163. maddesine aykırılık oluşturan sözler sarf ettiği yolundaki bir şikâyetti bu. Soruşturmaya başladım ve imamın tutuklanmasını istedim. Talep reddedildi."
BU NASIL SAVCI? RİSALE-İ NUR OKUMADAN NURCULAR HAKKINDA HÜKÜM VERİYOR
Talebinin reddedilmesi üzerine mücadeleye devam ettiğini ve "Nurcu İmam"ı tutuklattırdığını anlatan Kanadoğlu, hukuk cinayetini nasıl işlediğini de sıkılmadan açıklamıştı.
Nurculuğa dair verdiği hükmünü Risale-i Nur'u okuyarak değil, Neda Armaner’in Nurculuğa iftira atma amacıyla yazılmış kitabı ile verdiğini hatırlatan Kanadoğlu, hukukun nasıl ayaklar altına alındığının bir örneği olarak tarihteki yerini aldı.
HESAP VERMEYE MAHKEME-İ KÜBRA'YA GİTTİ
Şimdi hesap vereceği mahkeme-i kübraya giden Kanadoğlu, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Soruşturmayı yürüttüğüm tarihlerde İsmet İnönü hükümeti düşmüş, yerine Suat Hayri Ürgüplü’nün başbakan olduğu koalisyon hükümeti göreve başlamıştı. CHP ile TİP dışındaki tüm partilerin il başkanları benim görevden alınmam için Ankara’ya gidip hükümete baskı yapmaya başladılar.
Mücadeleye devamla sorgu hâkimliğine dava açtım. Konu ağır ceza mahkemesine geldi. Ağır ceza mahkemesi başkanı Adil Güllapoğlu tutuklama kararı verdi.
Bu dava, Nurculuğun gerçekte Cumhuriyet ve laiklik ilkesi için ne kadar büyük bir tehlike olduğu iddiasıdır. Konuya ilişkin ilk incelediğim ve yararlandığım eser, o tarihte doçent olan Neda Armaner’in Nurculuk üzerine yaptığı çalışmasıydı."
Neda Armaner’in Said Nursi ve Nurculukla ilgili sözleri için TIKLAYINIZ
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.