Said Nursi demokratları şu yüzden destekledi
“Risale-i Nur ve siyaset” ilişkisini uzmanlara sorduk. Sekizinci konuğumuz Yazar İhsan Atasoy…
Röportaj: Dursun Sivri - RisaleHaber
“Risale-i Nur ve siyaset” ilişkisini uzmanlara sorduk. Sekizinci konuğumuz Yazar İhsan Atasoy…
Risale-i Nur'a göre Demokratlık ve Ahrarlık nedir?
Aslında birinci ve ikinci kelimler birbirinin devamı niteliğindedir. Cevapları da müşterektir. Buna göre Demokratlık, Ahrarlığın bir devamıdır. Ülkemizde bugün siyasi fikir yelpazesinde yer alan dört eğilimin kaynakları Osmanlının son dönemine dayanır. O dönemdeki Ahrarlar, Cumhuriyetten sonra Demokratlara, İttihat Terakki, Halk Fırkasına, İslamcılık görüşü İttihad-ı İslam paralelindeki partilere inkılap etmiştir. Milliyetçilik fikri ise aynı zihniyetin devamı olan partilerde yerini bulmuştur. Görüldüğü gibi ‘Tebeddül-ü esma ile hakaik tebeddül etmez’, isimlerin değişmesiyle zihniyetler değişmemiştir. Bugün hâla bu dört eğilimin ülkemizde çeşitli adlar altında varlıklarını sürdürdüklerini görürüz.
Ahrarlık, demokratlık, devleti eline geçiren müstebitlerin dinsizcesine istibdat ve baskılarına karşı, milletin değerlerini, hak ve hürriyetlerini savunmaktır. Üstad, Cumhuriyet sonrası büyük ifsat döneminde, yirmi beş sene süren dinsizcesine istibdadı bir parça kırıp, millete nefes aldıracak bir sebep olarak demokratları görmüş ve desteklemiştir. Çünkü mevcut şartlar altında daha iyisini ararken iyiden de olma tehlikesi söz konusuydu. Bu yüzden demokratları bir ehven-i şer olarak desteklemiş. Bunu vatan, millet ve din menfaati için bir gereklilik olarak görmüştür. Çünkü demokratlar düşse yerine daha azam şer geçecektir. Onun da geçmişte bu millete çektirdikleri meydandadır. Bu yüzden bu milletin o zihniyeti iradesiyle iktidara getirmeyeceğini belirtmiştir.
Üstad, milletin dindarlaşması nispetinde demokratların İttihad-ı İslam’a inkılap edeceğini haber vermiştir. Bugün dikkat edilirse, Üstadın haber verdiği gibi demokratların dindarlaşma süreci yaşanmaktadır. İttihad-ı İslam’a giden yolun açılma gayretleri göze çarpmaktadır. Bu gelişme, zamanın fıtri akışının bir sonucudur. Elbette millet dindarlaştıkça başındakiler de dindarlaşacaktır.
Yıllardır gündemime almadığım siyasete temas etmeğe hiç niyetim yoktu. Fakat, çok sevdiğim bir kardeşimin adeta aklını, mantığını, Nur’daki delil ve ölçüleri devre dışı bırakan hayali yaklaşımını görünce bir yazı kaleme alma ihtiyacı duymuştum. Tam bu sıra sizin bu sorularınız geldi.
Gördüm ki, siyasette yanlışlık, tatbik-i nazariyattan, zamanın ve olayların akışını doğru okuyamamaktan, maziye takılıp kalmaktan ileri geliyor.
Üstad, Ahrar yani Demokratları isimleri için mi, yoksa sıfatları için mi destekledi? Hiç sözü uzatmaya gerek yok. Üstad Demokratları isimleri için desteklediğini kimse söyleyemez. Sıfatları, yani zihniyetleri için desteklemiştir. Çünkü zamanın değişmesiyle isimler değişebilir. Biz doğruyu bulabilmek için zihniyete bakacağız. O vasıfları üzerinde taşıyanları gözleyeceğiz.
O halde Üstad Demokratları hangi sıfatları ve zihniyetleri için desteklemiştir? Genel olarak;
1-Geniş kitlenin teveccühünü kazanmış olmaları..
2-Dindar ve dine hürmetkar olmaları..
3-Daha büyük şerrin gelmesine engel teşkil eden bir ehven-i şerri temsil etmeleri…
Risale-i Nur'a göre siyaset nedir ve nerede durulmalıdır?
Nur talebeleri siyasetle meşgul olmazlar. Çünkü Nur’un hem muvafıkta, hem muhalifte müştakları bulunur. Nurlar bir siyasi parti klişesi altına sokulup inhisar altına alınamaz. Bu durum bir kısım muhtaçlarını bu hakikatlerden mahrum bırakmaya ve Nurlara soğuk davranmaya sebebiyet verir.
Bir Nur talebesi, kendi adına siyasete girebilir. Fakat dava adına giremez. Nur talebeleri siyasi tercihlerini sandıkta belirtirler. Gündemlerini siyasi dedikodularla doldurmazlar. Dillerini sadece iman ve Kur’an hakikatleriyle süslerler. Çünkü meşgul oldukları vazifenin bütün ruy-i zemindeki umum muazzam mesailden daha üstün olduğunu bilirler.
Risale-i Nur'a göre cemaat-siyaset mesafesi nasıl olmalıdır?
Risale-i Nur’un mesleğinde Mü’minlerin uhuvveti esastır. Siyasetin öne çıkması, iman kardeşliğini zedeler. Nitekim geçmişte zedelediği gibi… Bir siyasi partiye oy verecek olsa bile bunu devamlı gündeminde tutarak parti propagandası yapamaz ve hizmette tarafgirlik duygusunu öne çıkaramaz. O takdirde Nur’un mesleğindeki esas bozulur ve mesleğin haricine çıkılmış olur.
Risale-i Nur'da, Hac bahsinde geçen "Siyaset-i Aliye-i İslâmiye" ışığında, Nur talebelerinin siyasete bakışları hangi çerçevede olmalıdır?
Siyaset-i Aliye-i İslamiye, uzun zamandan beri bize düşman devletler tarafından İslam ülkeleri ile aramıza sokulan fitne ve soğukluğu ortadan kaldıracak, yeniden İslâm ülkelerin dostluğunu bu vatana ve bu millete kazandıracak bir siyasettir. Bu siyaset, kültürel ve ekonomik işbirliği alanlarında dayanışma ve yardımlaşmayla kuvvet bulacaktır. Bu gelişme, Müslümanlar arasındaki kopukluğu giderip İttihad-ı İslamı netice verecek bir yolu açacaktır. Fakat İttihad-ı İslamı eskisi gibi tek millet ve tek devlet altında hayal etmek doğru değildir. Üstad’ın önerdiği model, Amerika Birleşik Devletleri gibi iç işlerinde serbest, dış İşlerinde bir merkeze bağlı bir birliktelik şeklindedir.