Said Nursi dindarlara, cemaat ve tarikat liderlerine reddiye verdi mi?
Son zamanlarda hocalar,cemaat ve tarikat liderleri arasında birbirlerine reddiye verme yarışı yaşanıyor adeta.Bediüzzaman Said Nursi dindarlarla ilgili reddiye verdi mi? Onlarla münasebeti nasıldı? Aleyhinde konuşanlara karşı nasıl bir tutum sergiliyordu?
İzlenme: 4559
Benzer Videolar
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Keşke şu andaki kardeşlerde böyle hoşgörülü olsa uhuvvet risalesindeki hakikatları uygulayabilseler medenileri galebe çalmanın icbar ile değil ikna ile olabileceğine ikna olsalar
Yanıtla (1) (0)Sen de bir parçasını mektubunda yazıyorsun. Hattâ sen de biliyorsun; benim ve Risale-i Nur'un aleyhinde istimal edilen en tesirli vasıtayı, hocalardan bulmuşlar. Şimdi Haremeyn-i Şerifeyn'e hükmeden Vehhabîler ve meşhur, dehşetli dâhîlerden İbnü't-Teymiye ve İbnü'l-Kayyim-i Cevzî'nin pek acib ve cazibedar eserleri İstanbul'da çoktan beri hocaların eline geçmesiyle, hususan evliyalar aleyhinde ve bir derece bid'alara müsaadekâr meşreblerini kendilerine perde yapmak isteyen, bid'alara bulaşmış bir kısım hocalar,
Yanıtla (0) (0)Diye devam eden kisimda evliyaya dil uzatan vehhabilerden ve fikir babalarindan bahseder. Ama kisileri ön plana fazla cikarmaz üstad fikirle meşguldür kisilerden ziyade iman hakikatleriyle ehli imanin imanini kurtarma gayretindedir. Fikir sepamti olursada zaten kimin istikamette gittigini kisi kendisi gorebilecektir. Ayrıca bida ehlininde duzelme ihtimaline karsi fazlaca isimlerden bahsetmeyerek enaniyetlerini tahrik etmeden onlara kapi aralamistir. Şahsi kanaatteyim.
Ustad sahislardan fazlaca bahsetmez. Fakat iman hakikatlerini ifade ederken dalalet firkalarinin yanlis anlayislarini beyan eder ve onalırin isimlerindende bahseder. Mutezile,cebriye,melamilik,vehhabilik,rafizilik vb.
Yanıtla (0) (0)(3. Parça) O gence önce iyilikle söylerim. Sonra, ‘Farzları yaparsan seni hediyeyle taltif ederim’ derim. Yine yapmazsa, bir tarafa çekilip ağlayarak, ‘Ya Rabb, bu genci yakma, merhamet et! Çünkü ıslah etmek Senin elindedir!’ diye yalvarırım.
Yanıtla (1) (0)Sizinki neye benziyor biliyor musunuz? Arkadaşınızla harbe gittiniz. Arkadaşınız kaza eseri düşmana esir düştü. Onu kurtarmaya çalışmayıp ‘İyi oldu, yakalanmasaydı’ demeye benzer.
Veya gezmeye çıktınız. Arkadaşınız suya veya bataklığa düştü. Elinden tutup çıkartır mısınız, yoksa bir tekme de siz atıp ‘İyi oldu, düşmeseydin’ mi dersiniz? İşte, mühim olan onu Cehennemden ve bataklıktan kurtarmaktır. Kurtaramazsanız, hem dünyası yıkılacak, hem Cehenneme yollanacak.
İşte bu noktada benimle sizin fikirleriniz ayrılıyor!”
(2. Parça) “Kardeşim, size günahkâr bir genç teslim edilse, bütün imkân sizin elinizde olsa, ‘Bunu ıslah ve terbiye edin’ denilse, siz ne kadar uğraşsanız genç namaz kılmasa, oruç tutmasa, şer’î kuralları uygulamasa, ne yaparsınız?” dedi. Orada bulunan âlim ve fazıl zatlar: “Seyda! Vallahi bu feraizi yerine getirmezse biz önce tehdit ederiz, olmazsa döveriz. Daha da olmazsa o genci hapsederiz. Çünkü şeriat buna izin vermiştir” dediler.Üstad onlara hitaben: “Kardeşlerim! İşte burada benim fikirlerimle sizin ki uyuşmuyor” dedi. Orada bulunanlar: “Peki, siz ne yapardınız?” diye sordular. Üstad Bediüzzaman Said Nursi şu cevabı verdi; (Devamı 3.parçada)
Yanıtla (1) (0)