Said Nursi ezana vücudun derisi gibidir der
Kanaat Önderi Feyzi Güzelsoy, ezanla ilgili RisaleHaber'in sorularını cevaplandırdı...
Nurettin Huyut'un röportajı - RisaleHaber
Kanaat Önderi Feyzi Güzelsoy, ezanla ilgili RisaleHaber'in sorularını cevaplandırdı...
Arapça dilinden başka bir dilde ibadet yapılabilir mi? Ezan okunabilir mi?
Benim kanaatimde ezan, şeair-i islamiye’dir ve Müslümanların umumi malıdır. Arapçanın dışında herhangi bir dille okunması caiz değil. Bunu sadece ben değil, İslam’ın büyük alimleri büyük zatları ile bu konuda aynı görüştedir. Artık kelimat-ı Arabiye her birisi bir alem olmuştur, bir şiar olmuştur. Mücmel olarak herkes manasını bir derece biliyor. Umumun malıdır, şahıslara feda edilemez kanaatindeyiz.
Bunu özellikle milliyetçi kesimler mesela Türkçe okunsun, Kürtçe okunsun diyor. Bunu niye istiyorlar sizce?
Bunların Kürtçe okuması benim kanaatimce Türkçeye karşı bir tepki neticesinde doğmuştur. Onlar Türkçeye karşı Kürtçe dayatmak için yapmıştır. Şu anda Diyanet, hutbeyi Türkçe okutturuyor. Bunlar da o şeylere karşı bu hataya düşüyorlar. Bizim şarktaki âlimler de bunları tasvip etmez.
Genelde ibadet etmeyenler bunu savunuyor. Siz de katılıyor musunuz?
Yani bunun da Türkiye genelinde yaygın olacağına inanmıyorum. Şartlar çok mühim. Kürt âlimleri buna karşıdırlar. Onlar Kürtçeye ehemmiyet veriyorlar, onun için yapıyorlarsa o mücadeleyi başka şekilde sürdürebilirler.
Yani dinde tasvip edilmiyor. Ama bir nevi böyle olunca din, siyasete alet mi oluyor?
Onu o şekilde yapmamaları lazımdır. Benim kanaatime göre de şarkın büyük âlimleri içinde değiller. Şahsi davranmak isteyenler bu şekilde yapabilirler. Diyarbakır’da ben görmedim. Kürt âlimleri de böyle bir fetva vermezler kanaatindeyim. Kürtler de böyle bir şeye layık değillerler. Eski zamanda medreseler kapandığı halde şarktaki büyük zatlar, âlimleri yetiştirmişler. Bediüzzaman Said Nursi gibi mübarek zatlar bile o şarkın medreselerinde okumuşlar. Bu kadar kutsi bir memleketin topraklarında inşallah şeair-i islamiyeye karşı tahribatkar cereyanlar olmayacak. Bunlar cüzi bazı yerlerde bazı şahıslara münhasır kalabilir. Buna Üstadımız da Risale-i Nur’da Türkçe ezan okunduğu zaman karşı çıkmıştır.
Bediüzzaman Hazretleri ‘vücudun derisi gibidir, vücuttan ayrılmaz’ diyor.
Tabi. Bir cilt haline gelmiştir. Libas değildir ki çıkarılsın başka bir libas giydirilsin. Bu Arapça kelimeleri Türkler de Kürtler de tam manasını bilemeseler de yine biliyorlar.