Said Nursi filmi Avrupa’da da vizyonda

Said Nursi filmi Avrupa’da da vizyonda

Hür Adam yönetmeni Mehmet Tanrısever'le yaptığımız röportajın ikinci bölümü

Röportaj: Abdurrahman Iraz

 

İKİNCİ BÖLÜM:

 

ÜSTADIMIZIN SOSYAL YÖNLERİNİ VERDİK

 

Filmde Bediüzzaman’ın maddi yönünün manevi yönünden daha fazla öne çıktığı ile ilgili eleştiri var.

 

Nasıl?

 

Yani sanki Üstadın savaşları, hapishaneler, cezaevleri falan. Hep onlar daha fazla varmış filmde. Öyle midir?

 

Yok. Filmi seyredip gördünüz savaş ve hapishane sahneleri 5-10 dakikadır. Geri kalanlar hep sosyal hayattır. Üstadımızın sosyal yönlerini verdik.

 

Yani Risale-i Nur’un manevi tarafını da.

 

Tabii. Yazılışları, okunuşları. Hapishaneleri de veriyoruz tabii ki. Abdullah ağabeyle seyrettiniz onları, sen yazdın. Seyretmeyen insanların tenkitlerini bana niye soruyorsunuz

 

80 SENELİK BİR HAYATI 2 SAAT 43 DAKİKAYA SIĞDIRDIK

 

Açıkçası ben filmden çok şey anlamadım. Çünkü Abdullah ağabeyin tam yanında idim oda hep ağladı tabi ben de. Yani ağlamaktan konular arasındaki geçişleri atladım. Ama Üstadımızın bütün hayatı vardı tabi.

 

Tabi canım. Her şeyini veriyoruz Üstadımızın. Çam Dağı’ndan tutun, yoldaki hatta Barla’daki gölü, göldeki kayığını bile veriyoruz. Emirdağ’da meydanda nasıl namaz kıldığından tut, insanlara karşı her şeyini veriyoruz. Ama her şeyi derken her şey verilmiyor. Vermeye çalışsak yüzlerce dakika film çıkar. 80 küsur senelik bütün bir hayatı, 2 saat 43 dakikaya sığdırdık olacağı bu.

 

 

FİRMALAR SPONSOR OLMAK İSTEMEDİ

 

mehmet_tanrisever2.jpgFilmi nasıl yaptınız? Bir sponsor oldu mu?

 

Maalesef olmadı. Aşağı-yukarı yüz firma tespit etmiştik. Bu yüz firmanın ilk yirmi beşine bir sponsorluk teklifinde bulunduk. Hiçbirinden cevap gelmedi.

 

Bu firmalar, sıradan firmalar mı?

 

Yok. Hepsi tanıdık. Hatta Üstadın talebelerinden bile var, Üstadı görenler bile var. Çok büyük firma bunlar. Yıllık 150-200 trilyonluk cirosu olan firmalar. Oysa sponsor olsalar vergiden de düşecekler. Hatta bankalar bile var. Olmadılar. Oysa o bankalar hizmetlerle ile insanların paralarını orada tutuyorlar. Ama o paralar çekilse o banka da çöker yani. Spora yardımcı oluyorlar ama bu filme sahip çıkmıyorlar. Paralarını çeksinler bakalım solcular yatırıyor mu para? Nurculuk felsefesinden beslenen insanlar bu filmin olmasına destek vermediler. Bu acı değil mi? Ben öldükten sonra mı imana geleceksin? Biz gecemizi gündüzümüzü bu insanlarımıza nasıl imanı sevdirebiliriz? Sahte imandan hakiki imana nasıl geçirebiliriz? Değil mi? Taklidi bir imandan kâmil bir iman nasıl yapabiliriz?

 

FİLM İZLER RİSALE-İ NUR OKURLAR

 

Abdullah Yeğin ağabeyin, Sungur ağabeye benim yanımda söylediği bir şey var. Sungur ağabey, önceleri filmle ilgili sorulduğunda ‘bırakın, Risale okuyun’ deyince Abdullah Yeğin ağabey de ‘Ağabey, şimdi herkes Risale-i Nur okuyamıyor. İnsanların kafasında Risale-i Nur’a karşı ön yargı var. Ama insanlar filme giderler, ehl-i dünya da filme gider. Orada Risale-i Nur’la ilgili Bediüzzaman ile ilgili bir enstantane yakalar ve döner Risale-i Nur’u alır, okurlar inşaallah’ demişti.

 

Otuz beş milyon kişi sırf Türk filmlerine giden var. En az elli milyon insan filme gidiyor. Bunları ne yapacağız? Bunlar dediklerimiz, bizim çocuklarımız da gidiyorlar yani.

 

Şunun için söyledim. Yani inşallah film, hizmete vesile olacak.

 

Olmaz olur mu? Siz bu filme gittiğiniz zaman bir hizmet göreceksiniz. Cilalandım, parladım, ah Üstadım, diyeceksiniz. İşte bu bir hizmet. Kendimize hizmet sonra topluma hizmet.

 

SİNEMA FÜZE GİBİDİR KITALAR ARASI ETKİLİDİR

 

Ücretinizi aldığınızı söylediniz az önce ama netice itibariyle bir şeyler de harcandı buna. Bu filmden maddi olarak beklentiniz ne?

 

Şimdi bir insan imkânı varsa bin kişi on bin kişinin bu filme gitmesini sağlasın, parasını versin sağlasın yani. Bin kişinin parasını verse ne olacak? On bin eder. Ama o bin kişiden on bin kişinin imanı kuvvetlense ya da imana getirse, onun sevabını düşün. Oysa sen bin kişiyi eğitmek için bir yıl uğraşırsın. Masrafını düşün, burs parasını düşün, yurt parasını düşün. Hatta al arkadaşlarını dört tane bilet ver hatta onlarla beraber filme git. İşte burada Üstad anlatacak imanı, Kur’an’ı. Sen anlatmayacaksın. Yani sizin bir yılda anlatacağınızı burada üç saatte anlatacağız. Böyle bakmalarını istiyorum.

 

mehmet_tanrisever3.jpgFilm sanayinin gücünü anlatacağım şimdi. Amerika nerede? On bin kilometre bir yerde. Ama bütün dünya Amerika’yı biliyor. Neyi ile biliyor Amerika’yı? Filmlerle biliyor. Bir film yapıyor, bütün dünyayı geziyor filmleri. Bizim de kendi kahramanlarımızı anlatmamız, iyi filmler yaparak bütün dünyanın hayranlığını toplamamız lazım. Bir filmi dünyanın kırk bin kilometresinde her tarafta aynı anda oynatabilirsin ve etki alanına sokabilirsin. Ama bir cami yaparsan bir kilometrede olur, iki kilometredeki camiye gelmezler. Oraya da lazım tabi bir cami. Bir cami tabanca gibidir ama bir film füze gibidir. Kıtalar arası etkilidir. Bütün dünyayı, yedi milyar insanı etkileyebilirsin. Bu, güç ve kuvvete bağlı.

 

Allah bunu göstermiş bize değil mi? Üstadımızın da filmin başında sinema ile ilgili, sanat ile ilgili görüşlerini vereceğiz. Muhakemat’ta sinemayla, sanatla ilgili görüşleri anlatılıyor. Üstadımız, Birinci Said döneminde İstanbul’da hep sinemaya giderdi. İbret almak için gidiyordu tabii. Bu filme de niçin gelecekler? İbret almak için. “Bir saatlik tefekkür, bir yıllık nafile ibadete bedeldir.” Şimdi bu film bize tefekkür ettirecek mi? Bir yıllık ibadet sevabı almayacak mısın? On kişiyi götürsen ne yapacaksın? On yıllık sevap kazanacaksın. Sen vesile oluyorsun ağabey ibadete. Böyle biraz kafamızı arkalara doğru çevirelim. Farklı düşünmelere bakalım. Ayetlerin, Hadislerin, Risalelerin ışığında düşünelim. On kişiyi götüreceksin, birer yıldan, on yıllık tefekkür ibadetine vesile olacaksın. Niye bu böyle düşünülmüyor. Az önce söyledim bir ucuz eşya için sabah namazı ile kuyruğa giriliyor. Dünya malı ya. Cam parçası. Elmas parçasına niye talip olunmuyor?

 

BEN DİNDAR BİR İNSAN DEĞİLİM AMA KUR’AN ANCAK BU KADAR GÜZEL ANLATILIR

 

Film kaç dakika?

 

163 dakika. 2 saat 40 dakika.

 

Uzun değil mi? Böyle bir film yok.

 

Var. Çağrı da üç saatti. Ömer Muhtar var. Gandi var. Tarihi filmler, biyografik filmler üç saatten aşağı olmuyor.

 

Biraz uzun değil mi?

 

Ama hayatını anlatıyoruz yani. Ancak olur. Yüz dakikalık çevrilmez. Şimdi burada bir sinemacı bir arkadaş geldi. Biz montajda filmi seyrettirdik. ‘Film kaç dakika?’ ‘163 dakika’ ‘Sen filmcilere mi para kazandıracaksın?’ dedi. Çok bozuldum o sözüne. İzledikten sonra da ‘Bir dakikasını bile kesme’ dedi. Akşam arkadaşını arıyor ve diyor ki ‘Ben dindar bir insan değilim. Ama Kur’an ancak bu kadar güzel anlatılır.’

İsmini de vereyim. Özen filmden Adnan Bey. Özen filmin genel müdürü. Üstad’a ne söylüyorlardı? ‘Kur’an’dan anlat, bu ayrı bir şey, bunu bırak.’ İşte bu, onlara ders veriyor.

 

Ne kadarlık bir seyirci kitlesi sizi memnun eder? En çok izlenen filmler var Recep İvedik gibi.  Bu filmler ne kadar izlenilmiş?

 

4 milyon kadar.

 

Cem Yılmaz’ın filmleri de var.

 

2-3 milyon izlenmiş.

 

ÖLELİ ELLİ SENE OLMUŞ AMA DİPDİRİ ARAMIZDA YAŞIYORMUŞ

 

Bu filmde siz ne bekliyorsunuz seyirci kitlesi olarak?

 

huradam_afis.jpgBen şimdi samimiyetimi anlatacağım. Allah’ın rızasını bekliyorum. Seyircilerim de gitsinler beğenirlerse üç kişiyi beş kişiyi getirsinler. Zenginse yüz kişiyi götürsün. Dedim ya bir saatlik tefekkür için on yıllık ibadet sevabı kazansın. Benim beklentim öyle bir patlama olsun ki, Üstad’a yakışan bir şey olsun. On milyon yani. Herkes konuşsun. Bu on milyon seyirci nasıl oldu? Desinler. Öleli elli sene olmuş ama dipdiri aramızda yaşıyormuş, gibi onlara bir tokat vurulsun. Yoksa yüz bin, iki yüz bin, iki milyon olursa, ‘işte Nurcular da film yapmışlar’ gibi bir şey olur.

 

24 SAAT RİSALE-İ NUR OKUYACAK RADYO VAADİNİN ŞARTI…

 

Sizinle özel sohbette bana bir vaatte bulundunuz.

 

Evet. Beş milyon seyirci gelirse bir Risale radyosu açacağım inşallah.

 

Şimdi sizin bir radyonuz var, Feza Radyo. Kaçtı frekansı?

 

97.4

 

Buradan sadece meal okunuyor.

 

Evet. Kur’an-ı Kerim’in Türkçe mealini okutuyoruz.

 

Başka bir şey yok.

 

Yok.

 

Şimdi, inşallah bir radyo ve sadece Risale-i Nur’un okunduğu bir radyo.

 

Aynen öyle olacak.

 

Bu, müthiş bir şey olur. Yirmi dört saat Risale-i Nur okunacak.

 

Evet. Aynen öyle. Ama arzu eden olursa Hadis de koyarız. Ama Risale radyosu olacak.

 

İnşallah.

 

Niyetim bu. Beş milyonu bulursa açacağım.

 

Bu, bir vaattir.

 

Evet. Ben, erkek sözü verdim.

 

Allah razı olsun. İnşallah hedef on milyon ama beş milyon olduğumuz zaman radyoyu gelip isteyeceğiz artık.

 

İstediğiniz zaman kuracağım. Yeri hazır.

 

HÜR ADAM AVRUPA’DA DA VİZYONA GİRECEK

 

Filmin galası ne zaman olacak?

 

Galayı anlatmayayım. Çünkü galaya herkes gelmeye çalışacak. 7 Ocak’ta film vizyona girecek. Avrupa’da da sekiz ülkede girecek.

 

Öyle mi?

 

Evet.

 

Eş zamanlı mı?

 

Yok, bir hafta sonra.

 

Dublajı yapıldı mı?

 

Yok.  4 dilde yazılar yazdık. Yetmiş beş kopya çıkardık.

 

Arapça yok, değil mi?

 

Yok.

 

Benim bildiğim Fas ve Cezayir…

 

Oralar değil de İran, Hindistan.

 

Benim bildiğim de Fas ve Cezayir’de Nur Talebesi çok fazla. Çünkü orada da her sene uluslar arası sempozyumlar yapılıyor.

 

Oraya da bakarız.

 

2011 BÜYÜK BİR AÇILIM YILI OLUR ÜSTADIMIZ İÇİN

 

Avrupa’nın hangi ülkelerinde?

 

Almanya, Fransa, Hollanda, İsviçre, İngiltere, Danimarka gibi sekiz ülkede. Herkes inşallah on kişi getirsin, yirmi kişi getirsin. Hayra vesile olsun. Bir adama anlatmak için ne yapıyorsun? Bir sene evine getiriyorsun, çay- kahve ısmarlıyorsun. Sinema on liralık bir şey. İzlerken güzellikleri göreceksiniz. Bunun önemini kavramalarını istiyorum ağabeylerimizin, kardeşlerimizin. İnşallah kavrarlar da bir dalgalanma olur. 2011 büyük bir açılım yılı olur Üstadımız için. Son hareketin büyük açılımlarından biri olur. Onu bütün insanlara gösterelim.

 

İnşallah Cenab-ı Hak istediğinize nail eder sizi.

 

Hepimizin inşallah.

 

www.RisaleHaber.com

 

BİRİNCİ BÖLÜM:

 

 
Said Nursi filmi için iki dua bekliyorum