Said Nursi: Peygamberimiz (asm) doğduğu an o putlar baş aşağı düştü
Bu akşam Mevlid Kandili. Peygamber Efendimiz (asm) doğduğu gece bir çok mucize meydana gelmişti. İşte onlardan bazıları
RİSALEHABER
Bediüzzaman Said Nursi, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (asm) doğumu anında bir çok mucizenin gerçekleştiğini belirtir. Bediüzzaman, Risale-i Nur külliyatından Mektubat adlı eserin On Dokuzuncu Mektubunda Peygamber Efendimizin (asm) üç yüzden fazla mucizesine yer verir.
İşte doğduğu gece meydana gelen mucizeler:
İrhasattan (Hz. Muhammed’in (asm) peygamberliğinden evvel meydana gelen ve peygamber olacağına işaret eden harika haller, belirtiler) Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın velâdeti hengâmında (doğumu anında) vücuda gelen harikalardır ve hâdiselerdir. O hâdiseler, onun velâdetiyle alâkadar bir surette vücuda gelmiş.
Hem bi’setten evvel (peygamberliğinden önce) bazı hâdiseler var ki, doğrudan doğruya birer mu’cizesidir. Bunlar çoktur. Nümune olarak, meşhur olmuş ve eimme-i hadîs (hadîs imamları) kabul etmiş ve sıhhatleri tahakkuk etmiş birkaç nümuneyi zikredeceğiz.
Birincisi: Velâdet-i Nebevî gecesinde, hem annesi, hem annesinin yanında bulunan Osman ibni Âs’ın annesi, hem Abdurrahman ibni Avf’ın annesinin gördükleri azîm bir nurdur ki, üçü de demişler: “Velâdeti ânında biz öyle bir nur gördük ki, o nur maşrık ve mağribi (doğu ve batıyı) bize aydınlattırdı.”1
İkincisi: O gece Kâbedeki sanemlerin (putların) çoğu baş aşağı düşmüş.2
Üçüncüsü: Meşhur Kisrânın eyvânı (yani saray-ı meşhuresi) o gece sallanıp inşikak etmesi ve on dört şerefesinin düşmesidir.3
Dördüncüsü: Sava’nın takdis edilen küçük denizinin o gecede yere batması 4 ve İstahrâbâd’da bin senedir daima iş’âl edilen (yakılan, tutuşturulan), yanan ve sönmeyen, Mecusîlerin mâbud ittihaz ettikleri ateşin, velâdet gecesinde sönmesi...5
İşte şu üç dört hâdise işarettir ki, o yeni dünyaya gelen zât, ateşperestliği kaldıracak, Fars saltanatının sarayını parçalayacak, izn-i İlâhî ile olmayan şeylerin takdisini men edecektir.
1 : Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:466; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:750; Hafâcî, Şerhu’ş-Şifâ, 3:311; Ahmedü’l-Bennâ es-Sâ’âtî, el-Fethü’r-Rabbânî, 20:2030.
2 : Süyûtî, el-Hasâisü’l-Kübrâ, 1:119-131, 2:272; Beyhakî, Delâilü’n-Nübüvve: 1:19.
3 : Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:750; Beyhakî, Delâilü’n-Nübüvve: 1:126; Ebû Süyûtî, el-Hasâisü’l-Kübrâ, 1:128, 2:272.
4 : Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:366; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:751; Beyhakî, Delâilü’n-Nübüvve: 1:127; Ebû Süyûtî, el-Hasâisü’l-Kübrâ, 1:128.
5 : Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:367; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:751; Ali el-Kari el-Mekkî, el-Masnû’ fî Ma’rifeti’l-Hadîsi’l-Mevzû’ “el-Mevdûâtü’s-Suğrâ” (tahkik: Ebû Ğudde), s. 18.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.