Said Nursi 'Senin sakalın benim sakalım' dedi
Bediüzzaman'ın talebelerinden Mehmed Feyzi Pamukçu'nun bugün vefat yıldönümü
Ömer Özcan'ın yazısı - RisaleHaber
Bediüzzaman'ın talebelerinden Mehmed Feyzi Pamukçu'nun bugün vefat yıldönümü. Yazar Ömer Özcan'ın, Pamukçu'nun vefat yıldönümü vesilesiyle RisaleHaber okurları için yazısı...
İlim, fazilet, keramet ve kemalât sahibi Mehmed Feyzi Pamukçu, hayatının sonuna kadar senelerce Kastamonu ili ve çevresine feyz, ilim ve manevi bereketler saçmıştır.
Mehmet Feyzi Pamukçu, 4 Mart 1990 tarihinde vefat etmiştir. Kabri Kastamonu vilâyetindedir. Mehmet Feyzi Pamukçu’yu vefatının 21. senesinde rahmetle anıyor, Risale Haber olarak hakkında yazılan hatıralardan kısa bir bölüm yayınlıyoruz.
***
1967 veya 1968 yılları idi, içtimâ-i hayat çok karışıktı, malûm sol faaliyetler artmıştı. Bazıları da “sol bir ihtilâl olma ihtimali var, tedbir alalım” diyorlardı. Biz yine 5-6 ağabeyle beraber Feyzi Efendinin ziyaretine gittik. Bize tavsiyesi şu olmuştu: “Kardeşlerim Risale-i Nur inayet altındadır, hiç bir güç bu hizmete mâni olamaz. Siz, evinizde sivri uçlu bıçak varsa onun ucunu yuvarlayıverin ve hizmetinize devam edin” buyurdular.
Feyzi Efendi bir gün tedbirden bahsederken “Tedbir normal zamanlarda yapılanıdır. Ve Hakîm ismine müraat etmektir. Şartların zorlaştığı sırada yapılan tedbir korkudandır” demişlerdi.
Bir gün huzurunda kalabalık bir cemaat vardı. Hatıra anlatması rica edildi. Dedi ki: “Hatıra anlatmakta çok mahzurlar var. Bazen duyuyorum, söylemediğim şeyleri söyledi diyorlar. Söylemediğim birşeyi söyledi diyene veya eksik söyleyene hakkımı helâl etmiyorum.”
Sakal mevzuunda: “Sakal bırakmak sünnettir, kesmek haramdır. Bu sebeple sakal bırakacak müslümanlar Türkiye’nin şartlarını iyice düşünerek hareket etsinler. Ben sakalımı hiç kestirmedim, hapishanede kesecekler diye çok üzülmüştüm. Hazret-i Üstad yanıma geldi “Kardeşim bu sendeki sakal benim sakalımdır, onu hiç kimse kesemez” dedi. Hakikaten berbere çağırdılar, bana baktı baktı “ben bu sakalı kesemem” dedi ve kesmedi öyle kaldı.
Bir ziyaretimizde “Kardeşlerim benim bu vaziyetimi tenkid edenler var. Bu âciz kendi ihtiyarımla burada oturmuyorum, sevgili Üstadımın emri ile oturuyorum” demişlerdi.
Ömer Özcan Ağabeyler Anlatıyor-1 sayfa 190