Geçen hafta İzmir Balçova’da Bediüzzaman Said Nursi sergisi açıldı. Basın kısmen ilgi duydu. Bu sergi, cumhuriyetin karanlık bir dönemini ve Nurculuk hareketinin maruz kaldığı baskı ve zorlukları göz önüne sermesi açısından ilginçti.

Bir başka ilgi ve ilginçlik ise bu serginin İzmir’de yapılmasıydı. Çünkü ilk defa İzmir böylesi bir sergiye ev sahipliği yapıyordu.

Tarihe tanıklık eden enteresan kareler bir araya gelmişti.

Organizasyonu yapan Barla platformu, oldukça memnundu. İzmirliler de memnundu. Kamu sorumluluğu adına il özel idaresi, bir çok programa katkı yaptığı gibi salonlarını etkinlik için açmıştı.

Said Nursi’yi tanımak, O’nun dönemine ışık tutacak tartışmaların izini görmek ve sürdürmek  adına entelektüel çevrelerin merak ettiği bir sergi.

Buraya kadar her şey normal.

Diyeceksiniz ki: Ne var bunda?

Normal şartlarda doğru, normal düşünenler için bir kültür ve sanat etkinliği.

Ama CHP için aynı şeyi ifade etmedi.

CHP il yönetimi, il genel meclisi üyeleri tepki gösterdiler.

Said Nursi’ye, O’nun şahsında sergiye ve özellikle İl özel idaresi tesislerinin kullanılmasına.

Valilik haklı olarak açıklama yaptı. Ücret mukabili verdiklerini söyledi. Ayrıcalığın söz konusu olmadığını ve halka açık bir işletme olduğunu söylediler.

Lakin halka açık bir tesis, kamu malı olduğu için Halk adını kullanan bir parti için protesto sebebiydi.

Garip bir durum.

CHP’nin müzmin hastalığı.

Halka ait kamuyu, halka hizmet veren tesislerini halkın bir kesimine kullandırmama cüreti, geçmişlerinden tevarüs eden bir hal.

Güzel olan, 30’lu 40’lı yıllar geride kaldı. Hevesleri ise kursaklarında.

Said Nursi-Atatürk kavgasında, kendileri de Atatürk etkinliği ile taraflarını belli edeceklermiş.

Ne güzel.

Madem ki tarafsınız, rakipsiniz, muhaliflisiniz, o zaman neden kamuya/devlete/tesislere sığınıp cephe açıyorsunuz?

Medeni yarış ve demokratik tepki içinde yarış böylemi olur?

“Ben sizin fikirlere katılmıyorum, o zaman devletin tesislerinden de ben sorumluyum. Öyleyse vermem.” demek, hangi mantığa sığar?

Bunu kurucularınız dahil kimse başaramadı ki siz başarasınız? Kimin emanetini kimden kaçırıyorsunuz?

Sonra, 80 yılı aşan Said Nursi kavgasında CHP ne kazandı?

Halk sizi ne zaman bu şekliyle onayladı?

Said Nursi dedi ki ”Bu millet ihtiyariyle bu partiyi asla iktidara getirmeyecektir.” ve gelemediniz.

Çünkü Said Nursi milleti tanıyordu ve millette O’nun sözünü tuttu.

Said Nursi’nin bu tespiti sizin için adeta beddua oldu.”Gelemeyeceksiniz.” diye. Şimdi bu bedduaya mazhar olmuş parti nasıl kazanacak?

Said Nursi şahıslara, kişilere ve taraflara beddua etmedi.

Ama CHP'nin iflah olmaz fikri karanlığını ve jakoben görüşlerinin tutmayacağını söyledi.

Tespiti dua olmuş ve “Beddua” gibi da kabul olmuş.

İktidar olmak istiyorsanız, Said Nursi’nin bedduasını hak etmeyecek işler yapın.

CHP'lilere bir vatandaş tavsiyesi: Yoksa ömür billah muhalifsiniz, muhalefetsiniz ve mağlupsunuz.

Said Nursi kendi Anadolu topraklarında ve ülkesinde anılıyor. Özellikle de İzmir gibi derinden kendisine ilgi duyan bir büyük şehrimizde.

Bunu engellemeye çalışacağınıza anlamaya çalışın.

Belki “beddua”dan korunursunuz.

Yoksa işiniz harap.

Bediüzzaman ise mamur kalacak. Ve İzmir, ilerde daha muhteşem anacak.

İzmirlileri kutluyorum.