Said Nursi'nin yargı arşivinden çıkan kitapları
Çürümüş dava dosyalarının içinde 1939, 1940 yazılı evraklara rastlanabiliyor.
Ayten Çiftçi'nin haberi:
Sultanahmet'teki İstanbul Adliyesi'nde, Çağlayan'daki yeni Adliye Sarayı'na taşınmanın telaşı yaşanıyor. 56 yıldır hizmet veren eski binadaki birçok dava, artık yeni adresinde sürecek. Arşivdeki dava dosyaları da, karanlık ve tozlu raflardan çıkarılıyor. Arşivin perişan ve yürek burkan hali dikkat çekerken uzmanlar, modern teknoloji ile 3 milyon dosyanın korunabileceğini belirtiyor.
Zaman, adliyenin tozlu arşivine girdi. Dosya arşivi, Sultanahmet Adliyesi'nin hemen arkasındaki Pargalı İbrahim Paşa Sarayı'nda bulunuyor. İçeri girer girmez üst üste istiflenmiş dosyalar dikkat çekiyor. Arşiv için sadece bir personel hizmet veriyor. Tamamen amatör ruhla yapılan arşiv sistemine sahip adliyede dava dosyaları demirden yapılmış raflarda muhafaza ediliyor. Eskiye ait bir dosyayı araştırıyorsanız bulmanız kolay değil. Yıllardır bekleyen kimi dosyaların sararmış sayfaları dikkat çekiyor. Küflenen dosyalar arasında fare ölülerine bile rastlanıyor. Havasız kalan dosyaların kokusu ise hayvan ölüsü kadar keskin ve bunaltıcı. Yasa gereği belki de tarihe ışık tutacak birçok dosyanın bulunduğu arşivde en son olarak 1992'de imha işlemi yapıldığı ifade ediliyor.
Çoğu icra dosyası olan dava dosyaları, hükmü kalmadığı için yakılıyor. Yakılmayı bekleyen birçok dosya raflarda beklemeye devam ediyor. 27 Mayıs darbesi sonrası idam edilen müteveffa Başbakan Adnan Menderes'e ait plak ve kitapların da bulunduğu dosya, evrak ve dokümanlar ise muhafaza edilecek yer olmadığından dolayı hükmü kalmadığı için imha işlemine tabi tutulacak. Bediüzzaman Said Nursi'nin o dönemde yasaklanan birçok kitabı ve İskilipli Atıf Hoca'nın 'Frenk Mukallitliği ve İslam' adındaki eseri de tozlu arşive konulmuş. Çürümüş dava dosyalarının içinde 1939, 1940 yazılı evraklara rastlanabiliyor.
HUKUK TARİHİNE SAHİP ÇIKILMALI
Arşivde yer alan dava dosyalarının yakılarak imha edilmesini eleştiren Avukat Cüneyt Toraman, söz konusu dosyaların milletin hafızası olduğuna dikkat çekiyor. Teknoloji sayesinde üç milyon dosyanın bir hard diske çok rahat bir şekilde arşivlenebileceğini vurgulayan Toraman, "Türkiye Cumhuriyeti, hukuk tarihine, arşivlerine sahip çıkmalı. Yarın bir gün bu belgeleri İngiltere'den Amerika'dan sormayacağız." şeklinde konuşuyor.
Eski Ankara Barosu Başkanı Sadık Erdoğan da Türkiye'de mahkemelerde davaların uzama sebeplerinden bir tanesinin de gelen evrakların uzun süre muhafaza edilememesi olduğunun altını çiziyor. Erdoğan, bazı olayların çok sonra aydınlatılabileceğini belirterek 27 Mayıs darbesini örnek olarak gösteriyor. Tarihçi yazar Erhan Afyoncu ise tarihî yerlerin korunması gerektiğine dikkat çekerek, Türkiye'deki en büyük problemlerden birinin arşivciliğin sistematik bir şekilde yapılmaması olduğunu belirtti. Afyoncu, İbrahim Paşa Sarayı'nın bu hale getirilmesinden üzüntü duyduğunu belirtti.
Zaman