Salahattin ALTUNDAĞ

Salahattin ALTUNDAĞ

Bilim, Akıl ve Vicdan: Sandalyeden Yaratıcıya Felsefi Bir Yolculuk–4

SCIENCE, REASON AND CONSCIENCE: A PHILOSOPHICAL JOURNEY FROM THE CHAIR TO THE CREATOR-4 (İngilizce için TIKLAYINIZ)

(TÜRKÇE VE İNGİLİZCE)

Sevgili Okurlar,

Geride bıraktığımız üç bölümde, inançların farklı bakış açılarını detaylıca ele aldık. Bilim, akıl ve vicdan arasındaki köprülerde dolaştık, yaratıcıya inanan, inanmayan ve şüphe duyan karakterlerimizin derin tartışmalarına tanık olduk. Bu bölümde, inanç ve inançsızlık arasındaki çizgiyi daha da netleştireceğiz.

Hadi, birlikte bu felsefi yolculuğun derinliklerine dalalım ve gerçekleri aramaya devam edelim. Bu bölümde, inanç ve inançsızlığın bir kez daha çarpışmasına tanık olacağız. Bu karşılaşmada hangi argümanlar öne çıkacak?

Merak ve keşif dolu anlar sizleri bekliyor…

İnançlı Kişi: Verdiğim örneklerin basitliğini eleştirdiğinizi ve bilindik olaylar olduğu için bilimsel olmadığını savunduğunuzu görüyorum. Daha karmaşık bilimsel açıklamalar beklediğinizi anlıyorum. Ancak, bu basit örneklerin bilimsel bir yöntemi temsil ettiğini ve her birini bilimsel kanıtlarla destekleyeceğimi belirtmek isterim.

Bunları sunmadan önce, sandalyeyle ilgili, bilimsel dediğiniz, açıklamanız üzerine birkaç noktaya değinmek istiyorum. Bu bağlamda, bazı temel kavramları ve önemli noktaları tartışmamız gerektiğine inanıyorum. Bu bilgiler, konuya daha derinlemesine ve bilinçli bir şekilde yaklaşmamıza yardımcı olacak. Öncelikle şu noktaları ele alalım:

  1. Bilincin ve İradenin Rolü: Doğada gördüğümüz hassas düzen ve işleyiş, bilinç ve irade gerektirir. Tıpkı bir sandalyeyi oluşturan parçaların ve işlemlerin bir araya gelerek bir bütün oluşturması gibi, kâinattaki her şey de belirli bir düzen ve amaç doğrultusunda hareket eder.
  2. Bilim ve İnanç İlişkisi: Bilim, doğal olayları ve süreçleri anlamamıza yardımcı olan harika bir araçtır. Ancak, bu süreçlerin arkasındaki bilinçli tasarımı da göz ardı etmemeliyiz. Bilim, malzemelerin nasıl çalıştığını ve hangi mekanizmalarla hareket ettiğini açıklar. Ancak, bu düzenin arkasındaki bilinçli tasarımcıyı tanımak da önemlidir.
  3. Eserden Müessiri Tanıma: Varlıktan yola çıkarak var edeni anlamaya çalışmak, bilim ve felsefede önemli bir yere sahiptir. Bir varlığın özelliklerini, düzenini ve hassaslığını inceleyerek onu ortaya çıkaran yaratıcı hakkında çıkarımlar yaparız. Bu yaklaşım, yaratıcının varlığını ve sıfatlarını anlamaya çalışırken kullanılan bir yöntemdir.

Şimdi, bu temel kavramları göz önünde bulundurarak, sizinle daha derinlemesine bir tartışma yapabiliriz. Bilimsel açıklamalara geçmeden önce, bu noktaları kavramış olmak, konuyu daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır. Hazır mısınız? Bu heyecan verici yolculuğa birlikte çıkalım ve gerçeğin peşinde ilerleyelim.

whatsapp-image-2024-07-31-at-13-12-59.jpegOda ortasında bulunan malzemelere bakıyoruz ki, tüm bu malzemelerin ne ilmi, ne kudreti, ne gözü, ne kulağı, ne de hâkimiyeti vardır. Bunların bir bilinci bile yoktur ki bir şeyi neden yaptıklarını bilebilsinler. Ancak görüyoruz ki, böyle yetersizlikleri olan örneğin, bir cetvel havaya kalktı ve kılavuza baktı. Demek ki bir bilinç, bir akıl, bir kudret, bir irade, bir tasarruf sahibi biri bu cetveli hareket ettirdi. Şimdi, sizin kimya ve biyoloji kitaplarınızda bir hücrenin oluşum ve işleyişini anlattığınız gibi, bilimsel dediğiniz açıklamalarınızı teker teker ele alarak cevaplayacağım:

Cetvel, testere, çekiç, yapıştırıcı ve zımpara gibi araçların bir sandalye yapımında sergiledikleri karmaşık hareketler ve işlemler, onların kendi yeteneklerinin çok ötesindedir. Örneğin, bir cetvel kendi başına havada asılı kalamaz, ölçüm alamaz ve lazerle işaretleme yapamaz. Testere kendiliğinden hassas kesimler yapamaz, çekiç çivileri doğru açı ve kuvvetle çakamaz. Yapıştırıcı doğru noktalara kendiliğinden ulaşamaz, zımpara ise yüzeyi pürüzsüzleştiremez.

Sizin "bilimsel açıklama" dediğiniz anlatıma bilimde "antropomorfizm" denir. Antropomorfizm, varlıklara (hayvanlar, doğa olayları, objeler vb.) insan özellikleri, davranışları, düşünceleri veya duyguları atfetme eğilimidir. Siz cetvel, testere ve diğer malzemeler örneğinde olduğu gibi, kâinattaki tüm varoluşlara ve işleyişlere insan veya ilah gibi özellikler ve davranışlar atfediyorsunuz. Bu tür atıflar hikâye ve masallarda olabilir, ancak gerçek hayatta, özellikle kainattaki varoluş ve işlerde, bir gerçekmiş gibi asla sunulamaz. Bu ne akıllıcadır, ne mantığın algılayabileceği bir argümandır, ne de bilimseldir; bilim adına böyle bir şey söylenemez.

Bu araçların her biri düzenli ve hassas işleri yerine getirirken, aslında birer "eser" gibi hareket ederler. Bu "eser"lerin varlığı, onları tasarlayan, yaratan ve yönlendiren bir "müessir"in, yani “bilinçli bir ustanın” varlığına işaret eder. Tıpkı bir ressamın fırçasıyla yaptığı tablo gibi, bu araçlar da üstün bir akıl, bilgi ve kudret sahibi tarafından kullanılıyor ve yönlendiriliyor. Bu araçların sergilediği hareketler ve işlemler, bilinçli bir tasarım ve yönetim gerektirir.

Cetvelin İşleyişi ve Bilinçli Tasarım (kimya ve biyoloji kitaplarınızda bir hücrenin oluşum ve işleyişini anlatımınızla karşılaştırın lütfen)

  1. Hareket ve İtme Gücü: Cetvelin havaya kalkması kendi başına mümkün değildir. Bu hareketi bir bilinç ve kudret sahibi sağlar.
  2. Stabilizasyon ve Denge: Cetvelin dengede kalması, gerekli mekanizmalara sahip olmadığı için, bir tasarım ve yönetim gerektirir.
  3. Optik Sensörler ve Bilgi Toplama: Cetvelin kılavuzu okuması, göz veya beyin gibi donanımlara sahip olmadığı için, bir bilinç ve irade tarafından gerçekleştirilir.
  4. Bilgi İşleme ve Analiz: Cetvelin karmaşık işlemleri gerçekleştirmesi, bir akıl ve ilim sahibi tarafından yapılır.
  5. Kesim İşaretleri ve Lazer Ölçüm Sistemi: Cetvelin ölçüm yapma ve uygulama yeteneği yoktur. Bu, bir tasarım ve yönetim gerektirir.

Testerenin İşleyişi ve Bilinçli Tasarım (kimya ve biyoloji kitaplarınızda bir hücrenin oluşum ve işleyişini anlatımınızla karşılaştırın lütfen)

  1. Hareket ve İtme Gücü: Testerenin havaya kalkması, bir irade ve güç sahibini gerektirir.
  2. Stabilizasyon ve Denge: Testerenin dengede kalması, bilinçli bir tasarım ve yönetim gerektirir.
  3. Optik Sensörler ve Bilgi Toplama: Testerenin kılavuzu okuması, bir irade ve ilim sahibi tarafından yapılır.
  4. Bilgi İşleme ve Analiz: Testerenin karmaşık bilgileri işleyebilmesi, bir bilinç ve bilgi sahibi tarafından gerçekleştirilir.
  5. Kesim ve Uygulama: Testerenin kesim işlemlerini gerçekleştirmesi, bir kudret ve bilgi sahibi gerektirir.

Diğer Malzemelerin İşleyişi ve Bilinçli Tasarım (kimya ve biyoloji kitaplarınızda bir hücrenin oluşum ve işleyişini anlatımınızla karşılaştırın lütfen)

  1. Çekiç ve Çiviler: Çekiç, kendi başına çivi çakamaz. Bu işlemleri bir kudret ve irade sahibi gerçekleştirir.
  2. Yapıştırıcı: Yapıştırıcı, belirlenen noktaya kendiliğinden ulaşamaz. Bu, bir kudret ve bilinç sahibinin işidir.
  3. Zımpara: Zımpara, pürüzleri kendi başına gideremez. Bu işlemler bir irade ve bilgi sahibi tarafından yapılır.

Kısacası, bu araçların kendi başlarına hareket etme, bilgi işleme ve karmaşık görevleri yerine getirme yetenekleri yoktur. Bu işlemler, ancak bilinç, bilgi, kudret ve irade sahibi bir varlık tarafından gerçekleştirilebilir. Bu da bize, görünmeyen bir ustanın, yani yaratıcının varlığını ve onun ilim, irade, kudret ve bilinç gibi sıfatlarını gösterir.

Odanın ortasında bulunan tüm bu malzemelerin, kendi başlarına hareket etme, bilgi işleme, ölçüm yapma ve belirli görevleri yerine getirme yetenekleri yoktur. Bu gerçeği herkes bildiği gibi, siz de çok iyi biliyorsunuz. Sandalyenin oluşumunda yer alan her bir malzemenin hareketi, ölçümü, bilgi işleme ve uygulama işlemleri gibi, tüm kâinattaki varoluşlar ve işleyişler de bir bilinç, kudret, ilim ve irade sahibi tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu durum, görünmeyen bir ustanın varlığını ve tasarımını işaret etmektedir. Bu usta, tüm bu süreçleri yöneten ve kontrol eden bir varlıktır ve bu, görünmeyen bir yaratıcının varlığının açık bir kanıtıdır.

Maddenin ve kainattaki tüm varoluşların bu şekilde incelenmesine "Eserden Müessiri Tanıma" (Varlıktan Yola Çıkarak Var Edeni Anlamak) denir. Eserden müessiri tanıma, bir varlığı var edeni doğrudan görmediğimizde, o varlığı var edenin kendisi üzerinden analiz ederek anlamaya çalışmayı ifade eder.

Ateist (Bir Yaratıcının Varlığına İnanmayan): “Eserden Müessiri Tanıma”, ilginç bir kavram. Bunu biraz daha açıklar mısın?

İnançlı Kişi: Bir varlığın özelliklerini, düzenini, hassaslığını veya güzelliğini inceleyerek onu var eden yaratıcı hakkında çıkarımlar yapmaya çalışırız. Başka bir deyişle, bir şeyi inceleyerek onu yapan hakkında bilgi edinmeye çalışırız. Bu "Eserden Müessiri Tanıma" yaklaşımı, yaratıcının varlığını ve sıfatlarını anlamada kullanılan önemli bir yöntemdir ve bilim ile felsefede önemli bir yere sahiptir.

Örnek olarak bir sandalyeyi ele alalım. Sandalyenin nasıl yapıldığını anlamak için kullanılan cetvel, testere, çekiç ve diğer malzemeleri düşünelim. Her birinin belirli işlevleri ve özellikleri vardır, ancak kendi başlarına hareket edemezler. Cetvelin havaya kalkması, kılavuzu okuması, testerenin tahtaları kesmesi, çekiç ve yapıştırıcının belirli noktalarda işlev görmesi gibi eylemler bilinç, akıl, bilgi, irade, güç, kudret, hâkimiyet ve tasarruf gerektirir. Bu malzemelerin sandalyeyi yapabilmek için bu özelliklere sahip olmadığı bilinen bir gerçektir.

Basit bir örnek daha verelim: Duvarda bir yerden bir yere çekilmiş basit bir elektrik kablosu gördüğümüzde, o işi yapan ustanın orada olup olmaması fark etmeksizin, bu işi bir ustanın yaptığını anlarız. Yaptığı işten, bu ustanın elektrikten anlayan, kabloları kullanabilen, gören, bilgili, bu işi yapabilecek kabiliyete, güce ve hakimiyete sahip olduğunu çıkarabiliriz. Kabloların ve diğer malzemelerin kendi başlarına böyle bir işi yapamayacaklarını bildiğimizden, bu sonuca varırız. Böylece, eseri inceleyerek onu yapan ustayı tanımış oluruz.

Ateist: Peki, bu bilinçli tasarımcı hakkında ne söyleyebilirsin?

İnançlı Kişi: Yukarıdaki örneği analiz ederek, bu sandalyenin ve onu oluşturan malzemelerin bir bilinç, akıl ve ilim sahibi biri tarafından hareket ettirildiğini görüyoruz. Bu var edenin, sadece hareket ettirme yeteneği değil, aynı zamanda irade ve kuvvet sahibi olduğunu da anlıyoruz. Kuvvet ve kudret sahibi biri, bu mekanizmaların düzenli ve etkili bir şekilde çalışmasını sağlar. Ayrıca, hakimiyet ve tasarruf sahibi olması, her şeyi bir amaç doğrultusunda yönettiğini gösterir.

Ateist: Yani, senin anlayışına göre bu düzenin arkasında bilinçli bir yaratıcı var?

İnançlı Kişi: Evet, tam olarak öyle. Tıpkı cetvelin, testerenin ve diğer malzemelerin işleyişini analiz ederek onların bilinçli bir tasarımcı tarafından kontrol edildiğini anladığımız gibi, kainattaki düzeni ve varoluşu da inceleyerek bu sonuca varıyoruz. Bu bilinçli tasarımcı, her şeyi bilen, her şeye gücü yeten ve her şeyi belirli bir amaç doğrultusunda yöneten bir varlıktır. Eserden müessiri tanıma, bizi bu yaratıcıya götüren mantıklı ve bilimsel bir yoldur.

Ateist, İnançlı Kişi'nin iddialarını dinledikten sonra derin bir düşünceye daldı. Sandalyenin ve malzemelerin işleyişine dair bilimsel açıklamalarının, İnançlı Kişi tarafından kolayca çürütülmesi onu şaşırtmıştı. Acaba kâinatı ve tabiatı yöneten bilimsel yasaların arkasında, İnançlı Kişi'nin bahsettiği gibi bilinçli bir tasarımcı mı vardı?

İnançlı Kişi, Ateist'i bilimsel bir yolculuğa çıkarmaya kararlıydı. Kâinatın derinliklerinde saklı olan yaratıcının izlerini birlikte arayacaklardı. Bu yolculukta, bilimsel gerçekler ve inanç arasındaki uyumu keşfedecek, akıl ve kalbin birlikte attığı bir dünyaya adım atacaklardı.

Ateist, bu yolculuğa tereddütle başlasa da içindeki merak duygusu onu sürekli ileriye itiyordu. Acaba İnançlı Kişi'nin söylediği gibi, kâinatın her köşesinde yaratıcının varlığını kanıtlayacak deliller mi vardı?

İnançlı Kişi: Gelelim sizin daha önceden “bilimsel bir açıklama değildir” dediğiniz, benim basitleştirilmiş örneklerle açıklamalarımın, gerçekte bilimselliğin ta kendisi olduğuna… Hazır mısın? Hadi, yaratıcının izlerini sürmeye devam edelim.

DEVAM EDECEK (İNŞALLAH)

BİLİM, AKIL VE VİCDAN: SANDALYEDEN YARATICIYA FELSEFİ BİR YOLCULUK - 5

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.