Salahattin ALTUNDAĞ

Salahattin ALTUNDAĞ

Üç Ayların Işığında Mânevî Yenilenme Zamânı

Üç mübârek ayın huzurlu kapıları aralanırken, kalplerimizdeki mânevî coşkuyu bir kez daha hissetmenin vakti geldi. Üç aylar, bize oruç, duâ ve ibâdetin güzelliklerini bir kez daha hatırlatan, gönlümüzde derin izler bırakan bir zamân dilimi.

Bu kutsî ayların bâzı zamân dilimlerinde, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in (asm) hadîslerinin ışığında, oruç ve ibâdetler hakkında aydınlatıcı bilgileri sizlerle paylaşacağım. "Peygamber Efendimizin (asm) Dilinden Ramazân-ı Şerîf ve Oruç" adlı kitâbımdan alıntılar yaparak, bu mübârek ayın rûhunu ve hikmetini, Efendimizin (asm) mübârek hadîsleriyle analiz edip, siz değerli okuyucularıma aktarmak benim için büyük bir onur.

Bu yazılar, inşallah kalplerimizi aydınlatan, mânevî dünyâmızı zenginleştiren birer rehber olacak. Mübârek Ramazân-ı Şerîf ayına kavuşmayı ümit ederken, hep birlikte bu mânevî yolculuğun derînliklerine dalalım ve rûhumuzu özellikle orucun sükûnetiyle besleyelim.

Bu derîn manevi yolculuğun bir parçası olarak, "Peygamber Efendimizin (asm) Dilinden Ramazân-ı Şerîf ve Oruç" adlı kitabımızın "Recep Ayında Oruç" başlıklı bölümünden sizlere küçük bir kesit sunuyorum. Bu kesit, orucun sâdece bedenimizi değil, rûhumuzu da nasıl arındırdığını, bizi nasıl daha yüce bir bilinç sevîyesine taşıdığını anlatıyor. Recep ayının sessiz çağrısını dinlerken, orucun bu kutsî zamân dilimindeki yerini ve önemini daha derînden kavrayacağız. Bu yazılar, Ramazân-ı Mübârek ayının mânevî atmosferine giden yolda, bizleri, Peygamber Efendimizin (asm) hadîslerinin aydınlattığı bu bereketli yolculukta ilerletecek.

Recep ayı, İslâm takvîminin en mübârek zamânlarından biri olarak, sâdece zamânın akışını değil, aynı zamânda rûhânî bir dönüşümü ve yenilenmeyi de simgeler. Bu mübârek ay, Müslümânlar için, Allâh’a (cc) olan bağlılıklarını derînleştirmek ve O’nun (cc) sonsuz rahmetine ulaşmak için benzersiz bir fırsat sunar.

“Recep”, Arapça’da “saygı göstermek” veya “yüceltmek” anlamına gelen bir kökten gelir. Bu kelime, bu ayın diğer aylardan farklı ve yüksek bir statüye sâhip olduğunu, dolayısıyla özel bir saygı ve hürmet gerektirdiğini belirtir. Recep ayı, İslâm öncesi Arap toplumunda ve İslâm’ın ilk dönemlerinde özel törenler ve ibâdetler için ayrılmış bir zamândır.

“Recep, “tercib” kelimesinden türemiştir. Tercib, kelimesinin ilk akla gelen anlamı ta’zim (“saygı göstermek” veya “yüceltmek”) manasıdır. Nitekim bir ayı tâzîm ettiğinde “Recebtü haza’ş-şehr” yâni "Bu ayı yücelttim" veya "Bu aya saygı gösterdim" anlamlarına gelebilir. Bununla birlikte “Recep” kelimesi şu anlamlarda kullanılmıştır:[1]

a. Tâzîm Etmek

b. Göze Heybetli Görünmek: Recep, bir kimsenin göze pek heybetli görünüp ondan korkma manasınadır ki, Araplar böyle bir hal karşısında “Recebtü eş-şey” yâni "Şeye saygı gösterdim" veya "Şeyi yücelttim" derlerdi.[2]

c. Değişik Gâyelerle Hurma Dallarını Bir Araya Getirmek: Recep isminin verilmesi, eski zamânlarda Araplar Recep ayında hurmanın meyvelerini rüzgâr dökmesin diye dalları birbirine yaklaştırıp yaprakları ile sarıp bağlarlardı. Bundan dolayı ona bu isim verilmiştir. Zîra hurma dalları bu şekilde sarıldığında “Recebtü’n-nahlete tercibâ” ("Hurma ağacını tohumlamak için yücelttim" veya "Tohumlama amaçlı hurma ağacına saygı gösterdim.") denir.

Üç aylar, yâni İslâm inâncında “Şuhûr-u Selâse” olarak bilinen Recep, Şâban ve Ramazân-ı Şerîf ayları, rûhânî gelişim ve içsel derînleşme için müstesnâ bir zamân dilimidir. Bu aylar, İslâm takvîminde birbirini tâkip eden ve her biri ayrı birer mânevî derînlik taşıyan mübârek zamânlardır. Recep ayı, üç ayların ilki olarak, mânevî hazırlığın başlangıcı ve Allâh’a (cc) yönelişin ilk adımı olarak özel bir önem taşır. Recep ayı, Allâh’ın (cc) rahmet ve mağfiretine ulaşmak için daha fazla duâ etme, oruç tutma ve kendimizi muhâsebe etme zamânıdır.

Bu mübârek ay, diğer aylardan farklı olarak, Allâh’a (cc) olan yakınlığımızı artırma ve kişisel mânevîyâtımızı geliştirme fırsatı sunar. Recep ayında tutulan oruçlar, bizleri rûhen de arındırır ve mânevî bir yolculuğa çıkarır. Bu yolculuk, sabrımızı, şükür duygumuzu ve Allâh’a (cc) olan bağlılığımızı artırarak, bizi daha yüksek bir mânevî bilince ulaştırır.

Recep ayının ardından gelen Şâban ayı, Ramazân-ı Şerîf’e hazırlık ve kendimizi Ramazân-ı Şerîf’in yüksek mânevîyâtına adapte etme zamânıdır. Şâban, kendimizi gözden geçirme, hatalarımızı düzeltme ve Ramazân-ı Şerîf için rûhsal olarak hazırlanma ayı olarak öne çıkar. Sonrasında gelen Ramazân-ı Şerîf ayı ise, bu hazırlığın doruğa ulaştığı, toplumun bir araya geldiği ve oruç, terâvih namâzları ve Kadîr Gecesi gibi ibâdetlerle dolu bir aydır.

Bu üç mübârek ay, müminler için bir mânevî yolculuğun basamakları gibidir. Her bir ay, bir öncekine göre farklı bir derînlik ve mânevî atmosfer sunar. Bu mübârek ayın her günü, Allâh’a (cc) daha yakın olmak ve O’nun (cc) sevgisini kazanmak için değerli bir fırsattır. Çünkü bu mübârek ayın diğer bir adı da -Efendimizin (asm) ifâdesiyle- “Şehrullâh” ’tır, yâni Allâh’ın (cc) ayıdır.

Recep ayında tutulan her oruç, bizi Allâh’a (cc) bir adım daha yaklaştırır ve âhirette büyük sevâplar kazandırır. Bu ay, her Müslümân için mânevî bir yenilenme, içsel bir dönüşüm ve Allâh’ın (cc) rızâsını kazanma yolunda atılan adımların başlangıcıdır.

Recep ayı, İslâm öncesi dönemde harâm aylardan biridir, bu dönemde kabîleler arası çatışmalar durur ve toplumsal uyum ön plâna çıkar. İslâmî dönemde ise, bu ayın harâm ay statüsü devâm eder ve özellikle ibâdet ve duâ için ayrılan bir zamândır. Recep ayı, ayrıca Regâib Kandili ve Mirâç Kandili gibi önemli dinî günleri de içerir.

Bu ay, Müslümânların mânevî yolculuğunda önemli bir dönemeç teşkîl etmekte ve Allâh’a (cc) olan bağlılığımızı derînleştirmemiz için benzersiz fırsatlar sunmaktadır.

[1] Mustafâ Karabacak, “Recep Ayının Fazîletine dâir Rivâyetlerin Değeri”, Selçuk Üniversitesi İlâhîyât Fakültesi Dergisi, Sayı 32, 2011, s. 262.

[2] Mes’ûdî, Murûcü’z-zeheb, II, 204

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
10 Yorum