Sana emrettiğimde, secde etmekten seni men eden nedir?

Sana emrettiğimde, secde etmekten seni men eden nedir?

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), A'râf Suresi 11-18. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

11 . Ve and olsun ki sizi (babanız Âdem’i) yarattık, sonra size şekil verdik, sonra da meleklere: “Âdem’e secde edin!” buyurduk. Hemen secde ettiler. (Cinlerden olan) İblis hâriç! (O,) secde edenlerden olmadı. (1)

12 . (Allah, ona) şöyle buyurdu: “Sana emrettiğimde, secde etmekten seni men‘ eden nedir?” (İblis) dedi ki: “Ben ondan daha hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın!”

13 . (Allah şöyle) buyurdu: “Haydi hemen in oradan! Orada (Cennette) kibirlenmek haddine düşmez; haydi çık, çünki sen alçaklardansın!”

14 . (İblis) dedi: “Bana (insanların) diriltilecekleri güne kadar mühlet ver!”

15 . (Allah da) buyurdu ki: “(Haydi) doğrusu sen (o vakte kadar) mühlet verilenlerdensin!”

16 . (İblis) dedi: “Öyle ise beni azdırmandan dolayı (ben de) mutlakā onlar(ı saptırmak) için, senin dosdoğru yoluna oturacağım!”

17 . “Sonra elbette onlara önlerinden ve arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve (sen) onların çoğunu şükredici kimseler bulmayacaksın!”

18 . (Allah, bunun üzerine:) “Yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan (Cennetten) çık! And olsun ki onlardan kim sana uyarsa, Cehennemi sizin hepinizle mutlakā dolduracağım!” buyurdu. (2)

1-“Âdem’e melâikenin secde etmesi ve şeytanın etmemesi hâdisesiyle nev‘-i insana, semekten (balıktan) meleğe kadar ekser mevcûdât (çoğu varlıklar) musahhar (itâatkâr) olduğu gibi, yılandan şeytana kadar muzır (zararlı) mahlûkātın dahi ona itâat etmeyip düşmanlık ettiğini ifâde ediyor.” (Zülfikār, 25. Söz, 32)

2- “Çendan (gerçi) şeytan yüzünden ekser insanlar dalâlete giderler. Fakat ehemmiyet ve kıymet, ekseriyetle keyfiyete (ne olduğuna) bakar, kemmiyete (sayı çokluğuna) az bakar veya bakmaz. Nasıl ki bin ve on çekirdeği bulunan bir zât, o çekirdekleri toprak altında bir muâmele-i kimyeviyeye (maddî değişikliğe) mazhar etse, bini bozulsa on tânesi de ağaç olsa, o on ağaç olmuş çekirdeklerin o adama verdiği menfaat, elbette bin bozulmuş çekirdeğin zararını hiçe indirir. Öyle de: Nefis ve şeytanlara karşı mücâhede ile, yıldızlar gibi nev‘-i insanı şereflendiren ve tenvîr eden (nûrlandıran) on insân-ı kâmil yüzünden o nev‘e gelen menfaat ve şeref ve kıymet, elbette haşerât nev‘inden sayılacak derecede süflî (alçak) ehl-i dalâletin küfre girmesiyle insan nev‘ine vereceği zararı hiçe indirip göze göstermediği için, rahmet ve hikmet ve adâlet-i İlâhiye, şeytanın vücûduna (varlığına) müsâade edip tasallutlarına (musallat olmalarına) meydan vermiş.” (Lem‘alar, 13. Lem‘a, 72)