Sanat, Marifet ve İttifak Sempozyumu’na davet
“Sanat, Marifet ve İttifak İçin Sosyal Kalkınma Sempozyumu” 13-15 Aralık tarihleri arasında Diyarbakır’da düzenlenecek
Risale Haber-Haber Merkezi
Diyarbakır Valiliği, Dicle Üniversitesi, Risale Akademi ve Akademik Araştırmalar Vakfı’nın ortaklaşa gerçekleştirdiği “Sanat, Marifet ve İttifak İçin Sosyal Kalkınma Sempozyumu” 13-15 Aralık tarihleri arasında Diyarbakır’da düzenlenecek. Sempozyum 10 oturumda ve 33 konuşmacının katılımıyla gerçekleşecek.
Sempozyumla ilgili yapılan basın açıklamasında sempozyuma Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, Şırnak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Akmaz, Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Hakkı Yılmaz, Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Gökdemir, Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sabri Eyigün, Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kudbettin Demirdağ ve Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdüsselam Uluçam ve birçok uzman, akademisyen ve kurum temsilcilerinin katılacağı belirtildi.
Açıklama şöyle:
Bilgi toplumundan bilgeliğe geçişin yaşanacağı 21. Yüzyılda, kalkınmanın insani zemininin inşa edilmesi önem arz ediyor. Bireyin ekonomik ve sosyal beklentileri yeni bir boyut kazanıyor. Yaşanan ekonomik ve sosyal krizler, sosyo kültürel değerlerin önemini ortaya koyuyor. Bu durum kalkınmada yeni model arayışlarına ve insan odaklı yeni anlayışların tüm politikalarda ve karar verme süreçlerinde etkin olması sonucunu veriyor.
Bu anlayış doğrultusunda sosyal politikaların üreteceği “kalkınma” rakamlarla ifadenin ötesinde, toplum için ve toplum tarafından üretilecek bir iyi olma durumu olarak kabul ediliyor. Bu iyi olma durumu; sadece satın alma gücünün yüksekliği ve teknolojiye ve tüketim mallarına erişimi kapsamıyor. Ferdi olduğu kadar, içtimai olma, ahlaki temellere oturma, özgürleşme, iş dışında ve işte üretkenlik, eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlerden insanca faydalanabilme, temiz ve kendini yenileyebilen doğal bir çevre içinde yaşamayı kapsıyor. Ayrıca bunun dışında sosyal güvenlik ve sosyal koruma ağlarından faydalanma, sosyal adaletin toplumun tüm kurumlarına nüfuz etmesi, insan hakları ihlalleri ve yoksulluk mağduru olmamayı da içeriyor.
Sosyal Kalkınma, İnsanların Tercihlerini Arttırıyor
Sosyal kalkınma, kapsamlı ve kapsayıcı alternatiflerle insanların fırsat ve tercihlerinin artırılmasını amaçlıyor. Sosyal politikalar devletin de bu sürece katkıda bulunduğu araçlardır. Sosyal politikalar kadının, gencin, dezavantajlının, engellinin, yaşlının, şiddet görenin, kendini ifade etmekte zorlananın sıkıntı ve farklı düşünme engellerinin ortadan kaldırılması, her türlü yoksullukla ve yoksunlukla, yapamazlıkla mücadele aracı olarak görülüyor. Bu iyileştirme de sosyal hayatın temel dinamiklerinden olan sivil toplum kuruluşlarına sorumluluk düşüyor.
Sosyal kalkınmanın temelinde, bireyin ve toplumun refah ve huzurunu temin etmek yatar. Kalkınma, bireyin gelişmişlik kapasitesine bağlıdır. Bu bakımdan bireyi odağa alan ve özgürlüklere dayalı sosyal kalkınma önem kazanıyor.
Bu çerçeve içinde özgürleşmeden doğan maddi ve manevi üretkenlik, bunun insanlığa getireceği ayrıcalıksız huzur ve mutluluk için İslam toplumlarını geri kalmışlığa sürükleyen cehalet, zaruret ve ihtilafın üstesinden gelecek “Risale-i Nur’un Sosyal Kalkınma Reçetesi”ni müzakere etmek istiyoruz.
Said Nursi, problemleri hiçbir zaman gündelik problemlere veya çözümlere indirgememiş, bütünü iyice tahlil etmiş, tespitler ve uygulama zemini zaman alsa da köklü çözüm önerileri sunmuştur. 1900'lü yılların başında Müslümanların geri kalışında da etkili üç unsuru "düşman" olarak zikreder: "Cehalet, Zaruret ve İhtilaf".
Nursi, bu tespitleri yaparken sadece durum tespiti yapmakla yetinmemiş, çareyi de sunmuştur. Sunduğu reçete, silah olarak isimlendirdiği ‘’Sanat, Marifet ve İttifak’tır’’. Bu üç unsur, birbirleriyle ilişkilidir. “İlimsiz marifet, marifetsiz sanat olamaz.” düşüncesinden hareketle kendi sistematiği çerçevesinde geri kalmaya sebep olan bu unsurların aşılması yolunda "müspet hareket" tarzını geliştirmiştir.
Cehalete karşı ilim ve marifet, zarurete karşı sanat, teknoloji ve sanayi alanlarında ilerleme, ihtilafa karşı ise bir vücudun azaları, bir fabrikanın çarkları, bir binanın tuğlaları gibi, birbirinde fani olmak derecesinde ittihat ve ittifak etmek gerektiğini ifade eden Bediüzzaman'ın düşünceleri ilim adamlarının dikkatli nazarlarıyla tetkik edilmeyi beklemektedir.
Sempozyum programı için TIKLAYINIZ