Van Ağır Ceza Mahkemesi Savcısı Ferhat Sarıkaya, bütün haklarını kaybederek meslekten ihraç edilmişti. Suçu, Şemdinli olayının sanıkları olan astsubaylar Özcan İldeniz ve Ali Kaya'nın sıralı amirlerini iddianamesine almaktı.

Ayrıca, Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın da, "adil yargılamayı etkilediğini", "suç işlemek için örgüt kurduğunu", "görevi kötüye kullandığını" ve "sahte belge düzenlediğini" ileri sürerek, bir tefrik kararı vermiş ve Büyükanıt'ın dosyasını askeri savcılığa sevk etmişti. Abdülkadir Aygan'ın "İtirafçı-Bir JİTEM'ci anlattı" kitabına dayanarak, Diyarbakır Başsavcılığı'na, "JİTEM'in varlığı tahkik edilsin" talebiyle suç duyurusunda bulunmuştu.

İşte bu yüzden HSYK, onu meslekten ihraç etti. Tabii bu ihraçtan sonra kimse, ne Yaşar Büyükanıt'ın geçmişini kurcalamaya, ne de JİTEM'in derin faaliyetlerinin peşine düşmeye cesaret edebildi.

Öyle bir kampanya açtılar ki, sanki, Ferhat Sarıkaya Fethullah Hoca Cemaati tarafından yönlendirildiği için böyle bir iddianame kaleme almıştı. Hatta, ihraç edildikten sonra, ortadan kaybolan, daha doğrusu yeri bilinmeyen Sarıkaya'nın, Amerika'da, Gülen'in yanında olduğu ısrarla ileri sürüldü. 2010 yılında, Sarıkaya, Ankara Çukurambar semtinde ortaya çıktı. Meğer, bu süre zarfında hiç yurt dışına gitmemiş, Murat Araç isimli bir arkadaşına ait avukatlık bürosunda danışmanlık yapıyormuş. Çukurambar'da ortaya çıkmasının sebebi de, Bülent Arınç'a yönelik suikast iddiasıydı. Sarıkaya, Arınç'a 700 metre mesafedeki bir apartmanda oturuyordu. Gazeteciler oralarda dolaşırken, birden bire Ferhat Sarıkaya'yı gördüler.

Şunu da hatırlatalım: Meslekten ihraç edildiği için, Sarıkaya'nın avukatlık yapması bile yasaklanmıştı. Çalışmalarını ancak, "hukuk danışmanı" sıfatıyla yürütebiliyordu. HSYK, o günkü yanlışı düzeltti. Sarıkaya yeniden Van Savcısı. Sarıkaya'nın meslekten ihracından sonra, Özcan İldeniz ve Ali Kaya hakkında 39 yıl hapis cezası veren mahkeme üyeleri de, eski HSYK tarafından başka yerlere atanmıştı. Sarıkaya acaba yeniden Şemdinli dosyasının peşine düşer mi? Hukuken mümkün mü, değil mi, tam olarak bilemiyorum. Çünkü, Yargıtay, Van Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını bozmuş, Van Jandarma Kolordu Asayiş Askeri Mahkemesi'ni yetkili görmüştü. Anayasa değişikliğinden sonra, asker kişinin askeri mahkemede yargılanma mecburiyeti kalktı. Askeri Yargıtay Başsavcılığı, "Hakkâri Ağır Ceza Mahkemesi yetkilidir" dedi. Ama, Hakkâri'deki mahkeme, özel yetkili olmadığı için, derin devlet yapılanmasını ele alamaz. Dosya yeniden Özel Yetkili Van Ağır Ceza Mahkemesi'ne dönerse, Sarıkaya, yarıda kalan soruşturmasını derinleştirebilecektir.

Yetmez ama evet

Referandumda "Yetmez ama evet" diyenler, büyük bir hizmet ifa etmiş oldu. 12 Eylül aleyhine yapılan suç duyuruları, Ankara Başsavcılığı tarafından önce tasnif edildi, sonra da, Savcı Murat Demir görevlendirildi. Diyarbakır Cezaevi'nde yatmış 700 kişinin "1980-1988 yılları arasında bize işkence yapanları bulun" şeklindeki suç duyurusu da işleme konuldu. Diyarbakır Başsavcılığı, Milli Savunma ve Adalet Bakanlıklarına yazı yazarak, asker-sivil tüm cezaevi görevlilerinin kimlik bilgilerini istedi.
HSYK, Ferhat Sarıkaya'yı görevine iade etti. Türkiye, yavaş yavaş geçmişiyle yüzleşiyor. Yetmez ama, atılan adımları da küçümsememek gerekir.

Sabah