Şehvetlerine uyanlar bütün bütün haktan sapmanızı ister

Şehvetlerine uyanlar bütün bütün haktan sapmanızı ister

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Nisâ Sûresi 25-28. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

25-Hem içinizden her kim, hür olan mü’min kadınları nikâhlayacak bir genişliğe güç yetiremi­yorsa, o takdirde sâhib olduğunuz genç mü’min câriyelerinizden (birini nikâhlasın)! Allah ise, îmânınızı en iyi bilendir.
Hep birbirinizdensiniz. Öyle ise zinâdan kaçınan ve gizli dost da edinmeyen iffetli kadınlar olmaları hâlinde, onları sâhiblerinin izniyle nikâhlayın ve mehirlerini kendilerine güzellikle verin! Fakat evlendikleri zaman, buna rağmen zinâ ederlerse, artık onlara hür kadınlara verilen cezânın yarısı (kadar bir cezâ) vardır.
Bu (câriye ile evlenme izni), içinizden günâha girmekten korkanlar içindir. Fakat sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah ise, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet e­den)dir.

26-Allah, size (bilmediklerinizi) açıklamak ve sizden evvelki (sâlih kimse)lerin yollarına sizi hidâyet etmek ve tevbelerinizi kabûl etmek ister. Çünki Allah, Alîm (herşeyi hakkıyla bilen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.

27-Ve Allah, sizin tevbelerinizi kabûl etmek ister; şehvetler(in)e uyanlar ise, (sizin) büyük bir meyil ile (bütün bütün haktan) sapmanızı ister.

28-Allah, (ağır teklifleri) sizden hafifletmek ister. Çünki insan zayıf olarak yaratılmıştır. (*)

(*)“İnsan, fıtraten (yaratılışca) gāyet zayıftır. Hâlbuki herşey ona ilişir, onu müteessir ve müteellim eder (elem verir). Hem gāyet âcizdir. Hâlbuki belâları ve düşmanları pek çoktur. Hem gāyet fakirdir. Hâlbuki ihtiyâcâtı pek ziyâdedir. Hem tenbel ve iktidarsızdır. Hâlbuki hayâtın tekâlifi (yükleri) gāyet ağırdır.
Hem insâniyet onu kâinâtla alâkadâr etmiştir. Hâlbuki sevdiği, ünsiyet ettiği şeylerin zevâl ve firâkı (ayrılması), mütemâdiyen (devamlı) onu incitiyor. Hem akıl ona yüksek maksadlar ve bâkī meyveler gösteriyor. Hâlbuki eli kısa, ömrü kısa, iktidârı kısa, sabrı kısadır.” (Sözler, 9. Söz, 28)