Şer, menfidir ve tahriptir ve bozmaktır

Şer, menfidir ve tahriptir ve bozmaktır

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

Ekseriyet-i mutlaka ile dalâlet ve şer, menfidir ve tahriptir ve ademîdir ve bozmaktır. Ve ekseriyet-i mutlaka ile hidayet ve hayır, müsbettir ve vücudîdir ve imar ve tamirdir.

Herkesçe malûmdur ki, yirmi adamın yirmi günde yaptığı bir binayı, bir adam bir günde tahrip eder. Evet, bütün âzâ-yı esasiyenin ve şerâit-i hayatiyenin vücuduyla vücudu devam eden hayat-ı insan Hâlık-ı Zülcelâlin kudretine mahsus olduğu halde, bir zalim, bir uzvu kesmesiyle, hayata nisbeten ademî olan mevte o insanı mazhar eder. Onun için, et-tahrîbü eshel (Yıkmak kolaydır) durub-u emsal hükmüne geçmiş.

İşte bu sırdandır ki, ehl-i dalâlet, hakikaten zayıf bir kuvvetle pek kuvvetli ehl-i hakka bazan galip oluyor. Fakat ehl-i hakkın öyle muhkem bir kalesi var ki, onda tahassun ettikleri vakit, o müthiş düşmanlar yanaşamazlar, bir halt edemezler.

Eğer muvakkat bir zarar verseler, وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّقِينَ (“Gerçek iyi sonuç takvâ sahiplerinindir.” A’râf Sûresi,7:128) sırrıyla, ebedî bir sevap ve menfaatle o zarar telâfi edilir. O kale-i metin, o hısn-ı hasîn ise, şeriat-ı Muhammediye ve sünnet-i Ahmediyedir (a.s.m.). (Lem'alar-On Üçüncü Lem'a)

Bediüzzaman Said Nursi

SÖZLÜK:
ademî : yokluğa ait
âzâ-yı esasiye : temel organlar
cazibedar : cazibeli, çekici
Cenâb-ı Hak : Hakkın tâ kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah
dalâlet : hak yoldan ayrılma, sapkınlık
durub-u emsal : atasözleri, temsil sözleri
ehl-i dalâlet : doğru ve hak yoldan sapanlar, inançsız kimseler
ehl-i hak : doğru ve hak yolda olan kimseler
ekseriyet-i mutlaka : büyük çoğunluk
galebe etmek : yenmek, üstün gelmek
Hâlık-ı Zülcelâl : sonsuz haşmet sahibi ve her şeyin yaratıcısı olan Allah
halt etmek : uygunsuz fiil ve davranışta bulunmak
hısn-ı hasîn : çok sağlam kale
hizbüşşeytan : şeytanın taraftarları
icad : var etme
inâyet : Allah’tan gelen yardım, ihsan, iyilik
kale-i metin : sağlam kale
medhal : katkı, etki
mehâsin : güzellikler
menfi : olumsuz
muhkem : sağlam
muvakkat : geçici
müeyyid : kuvvetlendiren, sağlamlaştıran
müsbet : olumlu, ispat edilebilen
müstekreh : tiksinti uyandıran
müşevvik : teşvik eden
rahmet : İlâhî şefkat, merhamet
sünnet-i Ahmediye : Hz. Muhammed’in (a.s.m.) sünneti, hal, söz, tavır ve tasdikleri
şer : kötülük
şeriat-ı Muhammediye : Hz. Muhammed’in (a.s.m.) tarif ettiği, getirdiği ve bildirdiği şeriat; İslâm dini
şerâit-i hayatiye : hayat şartları
tahassun etmek : korunmak
tahrip : yıkım
tenfir etmek : nefret ettirmek
vücudî : varlıkla ilgili