Afrika'da insanlar açlıktan ölüyorlar... Her gün yüzlerce çocuk ölüyor açlıktan... Açıkça... Gözümüzün içine bakarak...

Onların gözleri bizim gözlerimizin içine baktıkça biz ölüyoruz aslında: "Ölen sensin" diye haykırır gibi derinden bakıyor Afrika'nın çocuğu, beyaz gözlü Afrika.

"Ölen sensin" diye sesleniyor beyaz gözlü Afrika, kara ruhlu, ruhsuz kapitaliste; kapitalistleşen, sekülerleşen ve duyarsızlaşan seküler / kapitalist müslümana...

"Ölen sensin" diye haykırıyor beyaz gözlü Afrika, NATO'ya, mermer kafa Avrupa'ya, Amerika'ya, bütün dünyaya... Ölen sizsiniz.

"Ölen sensin" diye haykırıyor beyaz gözlü Afrika Dubailerde, Katarlarda, Kuveytlerde, Riyadlarda, Karayiplerde, Kanarya Adalarında, günlerini gün eden, felekten günler çalan Arap petrodolarlarına, zorba krallarına, haydut prenslerine...

Dünyanın en zengin tabiî kaynaklarına sahip bir kıta, Afrika, açlığın pençesinde kıvranıyor bugün...

***

Beyaz gözlü Afrika ölüyor, Türkiye'nin show televizyonları, kanal d, kanal m televizyonları, star televizyonları, cnnturk televizyonları, fox televizyonları, köpek televizyonları, ayı televizyonları, hayvan televizyonları hâlâ vur patlasın, çal oynasın vaziyetlerindeler... Yuh size... Binlerce kez yuh!

Ramazan filan umurlarında değil, eski solcu-yeni kapitalist yolcu, reytingci, köşe dönmeci, köşe döndükçe ilerlemeci, televizyon, sinema, müzik ve bilumum kültür endüstrisi aracını kendi ceplerini doldurma eğlence aracına dönüştüren şebeklerin ve şebekelerin...

Ramazan umurunuzda değil, hiç olmazsa, Afrika, beyaz gözlü Afrika, ölen Afrika'nın çocukları umurunuzda olsun!

Ama ne gezer! Afrika, onlar için ancak "iyi bir haber" malzemesidir. İzleyiciyi ayartma... Sömürme... Reytinge tavan yaptırma... Sonra da reytinge tapma ve en sonunda da soluğu afrodizyak bir şekilde Bodrum'da, Marmaris'te, Çeşme'de alma malzemesi...

Beyaz gözlü Afrika ölüyor, kara ruhlu Bodrum, Marmaris, Çeşme eğleniyor, eğlenebiliyor...

"İnsan yiyen, içen, çiftleşen bir hayvandır. 'Başkaları cehennemdir' diyoruz, komünist babamız Sartre gibi" diyerek, danslarına, ölüm danslarına devam ediyorlar Akdeniz'in, Ege'nin kararan mavi sularında yok olarak...

Beyaz gözlü Afrika ölüyor... Müslümanlar, "müminler bir bedenin azaları gibidirler... Nasıl ki, bedenin bir azası arızalandığında, bütün beden arıza verir, acı çekerse; aynı şekilde, bir müminin rahatsızlanması, acısı da diğer müminler de yankısını bulur" şerefli hadisini tarihe gömüyorlar, beyaz gözlü Afrika'nın açlığına ve çığlığına göz yumarak. Kendilerini de tarihe görüyorlar, bir insanın ölümünün bütün insanlığın ölümü olduğunu söyleyen yüce, asil buyruğu hiçe sayarak...

***

Beyaz gözlü Afrika'nın göklerde, denizlerde, derelerde, tepelerde, her yerde yankılanan çığlığına, ancak Müslümanların merhameti, şefkati, yufka yüreği ve hemen eyleme geçen gönül erleri el uzatabilirlerdi.

İHH'dan Kimseyokmulara ve tvnet'e kadar yalnızca müslümanın, Türkiye'nin müslümanının eli uzandı beyaz gözlü Afrika'nın imdadına hemen ...

Ama yetmez bu... Eski zamanlarda olsaydı, Müslümanlar, anında çare bulurlardı beyaz gözlü Afrika'nın çığlıklarına...

Çığlık diye yazıyorum ama bakmayın benim böyle yazdığıma: Beyaz gözlü Afrika nasıl da sessiz, sâkin, binlerce yıllık tecrübenin engin dinginliğiyle ölüyor adeta...

Asıl kanırtan bu insanın ruhunu: Sessiz Ölüm.

Asıl çıldırtan bu insanı: Bir kıtanın, dünyanın en zengin tabiî zenginliklerine sahip kıtasının dünyanın açgözlüleri tarafından açıkça ölüme, sessiz bir ölüme gönderiliyor olması!

Beyaz Gözlü Afrika'nın yaşadığı trajedi, İnsanlığın insanlığının bittiğinin resmidir.

Ölen beyaz gözlü Afrika değil, ölen insanlık, biziz, sessizce...

Yeni Şafak