Ali Ünal'ın haberi:

Ankara'nın merkez ilçelerinden Gölbaşı'nda bulunan Mogan Gölü'nde, kasım-aralık aylarında her akşam milyonlarca sığırcık kuşu gökyüzünde bin bir çeşit geometrik şekil çiziyor, adeta dans ediyorlar. Amaçları şov değil. Karınlarını doyurup yuvalarına dönmenin keyfini yaşıyor, şükrünü eda ediyorlar.

Sığırcık kuşlarının dans mevsimindeyiz. Akşamın kızıllığında, birbirlerinin peşinde dönüp duruyorlar. Sürü halindeler. Kesinlikle birlik ve beraberliği bozmuyorlar. Aralarındaki uyum, gökyüzünde figüratif bir tabloya dönüşüyor. Estetik, renkler, duruş, biçim, hikâye, hepsi var. Ayrıca o kadar heyecanlı, o kadar hareketliler ki, ne oldu bu kuşlara, bir haber mi duydular, özel bir kutlama, şölen mi var, yoksa sevdiklerini bilinmez diyarlara mı uğurluyorlar diye dert ediniyoruz.

Her canlı kendi meşrebince hamd edermiş Yaradan'a. Onlar da öyle. Sabah gün ağarırken geceyi geçirdikleri Ankara Mogan Gölü'ndeki sazlıklardan, şehrin değişik bölgelerindeki çöplüklere beslenmek için gidiyor, gün batımına doğru yuvalarına dönüyorlar. Sazlıklara iniş yapmadan önce de kızıl ışık eşliğinde dans etmeye başlıyorlar. Amaçları, yol kenarlarında durup kendilerini izleyen insanoğluna görsel bir şov sunmak değil. Karınlarını doyurup birbirlerine kavuşmanın heyecanını yaşıyor, başlarını sokacak bir yuvaya sahip olmanın şükrünü eda ediyorlar aslında. Kanaatkârlıkları karşısında, 'Ey Rabb'im!' diyor ve susuyor kalbimiz.

Gökyüzünü önce simsiyah bir bulut gibi kaplıyorlar. Sonra müthiş bir ahenk içerisinde rüzgârda bir o yana bir bu yana savruluyormuş gibi sistemli hareket eden görüntüler oluşturuyorlar. Sayıları milyonlarca belki...

Hızları km/saatlerle ifade edilecek gibi değil. Ama buna rağmen birbirlerine hiç dokunmamaları insanı hayrete düşürüyor. Gökyüzünün akrobatları, biraz da trafik memurları gibiler. Çıkardıkları melodik ötüşleri, resmi kusursuz hale getiriyor. Bazen kuşların göl üzerindeki dansları aynı anda birkaç noktada olabiliyor. Yakınınızdan her geçişlerinde, kanatlarının oluşturduğu rüzgârın yüzünüzü yaladığını rahatlıkla hissedebiliyorsunuz.

Güneşin batmaya başladığı ve son ışıkları fersiz haliyle güne veda ederken konaklayacakları sarı sazlıkların üzerinde müthiş süratle birkaç defa uçtuktan sonra istirahate çekiliyorlar.

Bildiğimiz sarı renkli sazlıklar sığırcıkların konmasıyla gecenin karanlığına uyup simsiyah görüntüye bürünüyor. Hemen hemen her akşam yaklaşık 20 dakika gökyüzünde harika sunum yapan kuşlar, hava çok soğuk ise tepelerle çevrili ve daha korunaklı Eymir Gölü'ndeki sazlıklara iniyor. Bu kez gösteri yapmayıp bir ok hızıyla yataklarına sığınıyorlar.

Bu muhteşem gösteriye denk gelirseniz sadece gözlerinizi dört açmakla kalmayın, iyice kulak kesilin. Bir yere gidiyorsanız durun, yürüyorsanız oturun, araç kullanıyorsanız kenara çekin. Milyonlarca sığırcığın o günkü şükür dansına şahit olun. Ertesi akşam, diğer akşam bir daha izleyin. Sonra da görebildiğiniz için şükredin...

Dört mevsim görülen yerli kuşlar

Sığırcık, yaklaşık 19-22 cm boylarında, 94 gram ağırlığında bir kuş. Yazları vücutları tamamen yeşil-mor ışıltılı siyah, kışları özellikle baş ve vücudun alt taraflarında belirgin beyaz benekli. Gaga sarı, ayaklar kırmızı renkli. Genç kuşlar kahverengi. Ülkemizin her tarafında her mevsim görülen yerli kuşlar. Ormanlık ve ağaçlık olan her yerde rastlanırlar. Göç mevsimlerinde bazı bölgelere ve ağaçlara yüzlercesi birden konar. Böceklerle, bazen meyve ve tohumlarla beslenirler. Yuvalarını kovuklara ve duvar deliklerine sap ve kökler kullanarak yaparlar. 4-7 yumurta bırakırlar. Kuluçka süreleri 12-13 gün, yavruların uçma süresi 14-17 gündür. Ötüşleri "çirr-spett" şeklinde.

Zaman