Himmet UÇ
Siyasi istikrar ve Erdoğan
Memleket seçime gidiyor, siyaset benim işim değil ama Bediüzzaman Said Nursi oyunun ülkeye sorun getirmeyen bir yere gitmesini hep düşünmüş. Batı tarzı siyasetten gelen muhalefet fikri ile bizim ecdadımızın Osmanlının muhalefete bakış açıları mantık olarak aynı ise de bizimki farklılık arzediyor. Bediüzzaman çok iyi bir tarih ve siyaset felsefecisi. Batıda Ruso’dan sonra siyaset felsefecileri koca bir kitap eder. Böyle bir kitap var. Bediüzzaman hem batının hem de doğunun İslam ve Osmanlı geleneğinin siyaset ve devlet ilişkilerini iyi biliyor. Bir kitap gibi değil birkaç yorumla meselenin ruhunu kavradığını gösteriyor.
Yavuz Sultan Selim siyasi istikrara inanan ve uygulayan büyük bir hükümdar;
"Milletimde ihtilaf u tefrika endişesi kuşe-yi kalbimde hatta bir karar eyler beni
İttihadken savlet-i adayı defa çaremiz ittihad etmez se millet dağıdar eyler beni" diye yazar.
Bu dörtlük bir siyaset felsefesidir ve ihtilafın ne mana bir bela olduğunu ortaya koyar. Yavuz Hazretleri kardeşlerini öldürmek zorundadır, çünkü çok başlı bir devlet yürüyemez, aynen iki-üç başlı bir deve veya başka canlı gibi. Cem Sultan nasıl Osmanlıya bela olmuş, Osmanlının Rodos şövalyelerine yüklü miktarda para vermesine neden olmuştur. Bir sultan bir ihtilaf aleti gibi yaşamıştır.
Bediüzzaman Osmanlıdan gelen bu istikrar felsefesini hayatında formüle etmiş,daima tek partili iktidarların yöneten olmasını istemiş, temenni etmiş, etkilediği kadarıyla topluma mesaj vermiştir. “İnönü beni Nurcular yıktı” derken neden yıktığını tarih bize anlatıyor. Bediüzzaman’ın talebeleri de Bediüzzaman’ın förmüle ettiği tek partili iktidarları korumak ve güçleri yettiğince millete istikrar ve tevhid felsefesini yaymışlardır. Bediüzzaman nasıl sayısız varlığın vahdet ve tevhidle tek elden yönetilmesi ile kainattaki bütün güzelliklerin ve fiillerin yönetilebileceğini eserlerinde önemli bir bahis halinde anlatır.
Çok basit aynı şekilde istikrar şemsiyesinin altında da ülkenin bütün şahsı ve toplumsal menfaatlerinin korunacağını düşünmüş ve ona göre siyaseti dine alet etmiştir. Kendisi siyaseti dine alet ettiğini söyler ama dini siyasete alet etmez ve onu yapanlara da karşı çıkar. Yüce bir şeyi cüce bir şeye alet etmez, tam tersini yapar. Demokrat Parti'yi CHP'ye karşı savunur, çünkü gücün karşısında ancak güçlü bir birliktelik iş yapabilir. Yoksa Demokrat Partiden bir beklentisi yok. Çünkü İnönü, “Menderes iktidar oldu ama muktedir olamadı” demesi ile iplerin kimin elinde olduğunu ortaya koyar. Menderes iktidar olunca ezan tekrar eski haline döndü, Erzurumlular ellerinde bıçak ve kurbanları ile o günü kutladılar. Bu siyasette istikrarın sonucudur.
Şimdi partinin adı ak veya kara olsun, ülkede çok başlı ve birbirine zıt telakkilerin nasıl bir iktidar olacağını görmek zor değil. Türk siyasi tarihinde çok değil yakın zamana kadar çok başlı iktidarların ülkeyi nereye getirdiği görülmüştür. Bediüzzaman taca çıkmış bir top gibi duran siyasi görüşlerin arkasına gitmez, onun olağan üstü basireti böyle bir şeyi düşünemez. O, ya birlikteliği sağlar ya da karışmaz. Bir fikrin ideal olması siyasi istikrar için kafi değil. Ak Parti büyük bir parti, tıpkı Demokrat, Anavatan, Adalet Partileri gibi terkibi de aynı. “Sevadı azama tabiyim“ diyen Bediüzzaman büyük çoğunluğun yani ümmetin bulunduğu bloku destekler. Yine Peygamberimizin (asm) “benim ümmetim dalalette ittifak etmez” hadisi mucibinde oy verilecek yer büyük, çoğunluk ve ümmetin içtima ettiği yerdir.
Küçük eksiklikleri ve yanlışları öne sürersek, büyük menfaatleri kaybederiz. Bir binada bir taşın eksik olması büyütülse evi çirkin gösterir. Bediüzzaman “büyük işlerde kusur görmek mizacın inhirafından ileri gelir” der. Büyük, çok büyük bir partinin kusurları olacaktır, onları bahane edip, siyasi muhalif aşkı ile ülkenin birlikteliğini boğmak ülkeye nereye getirir düşün.
Eğer Türkiye istikrarını kaybederse bir sabah doların kurşun hızıyla yükseldiğini görmek kehanet değil. Aklımızı başımıza alalım. Küçük hesaplar büyük hesapları ve büyük davaları yıkmıştır. Balkan savaşında kumandanların genç olması arkadaki yaşlı kıskanç komutanları yanlış yollara itmiş, savaş kaybedilmiştir. Her gün savaştayız zaten. Bediüzzaman'a yakışan ülkenin birliği sağlansın.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.