Son Şahitler'den Ahmet Urfalı vefat etti

Son Şahitler'den Ahmet Urfalı vefat etti

İnna lillah ve inna ileyhi raciun

Musab Altıntaş'ın haberi:

RİSALEHABER-Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin 1947'den 1960'a kadar hizmetinde bulunmuş olan Ahmet Urfalı Emirdağ'da dün gece 01:50 sıralarında Hakkın rahmetine kavuştu.

Ahmet Urfalı'nın cenazesi yarın Cuma namazını müteakiben Emirdağ Çarşı camiinden kaldırılarak emirdağ kabristanlığına defnedilecek.

BEDİÜZZAMAN'LA GÖRÜŞMELERİ

Aslen Urfalı olan Ahmed Urfalı 1924'te Emirdağ'da doğdu. Çeşitli defalar Bediüzzaman Hazretleri ile görüştü. O görüşmeleri Son Şahitler'de şöyle anlatmıştı:

"Üstadı ilk olarak 1954'lerde ziyaret ettim. O vakit askerdim ve izinli olarak dönmüştüm. Emirdağ'da bana: 'Buraya büyük bir hoca gelmiş' diye bahsetmişlerdi. Ben de Hoca Efendiyi ziyaret etmek istedim. Bir gün yatsı namazından sonra arkasına düştüm. Bana 'Adın ne?' deyince, 'Ahmed' dedim. 'Buralı mısın?' diye sordu. Emirdağlı olduğumu ve askerden izinli geldiğimi söyledim. Balıkesir'de askerlik yapmakta olduğumu söyleyince, Hasan Basri Çantay'ı sordu. Daha sonra Hasan Basri'ye selamlarını götürdüm. Böylece Üstadın evinin önüne geldik. Anahtarı bana uzattı. Dış kapıyı açtım. 'Kardeşim, seni kardaşlığa kabul ediyorum' dedi. İçeriye girdi ve 'Kapıyı kilitle' dedi. Kapıyı kilitledim. Ben dışarıda, Hazret-i Üstad ise içeride kalmıştı. Anahtarı istedi, Ben de kapı aralığından uzattım. Böylece ilk ziyaretimi yapmıştım.

"Üstadın hizmetindeyim"

1947'de askerden döndüm. Ceylân Çalışkan Ağabey vasıtasıyla Üstadı tekrar ziyaret ettim. Daha sonraları Ceylân ve Mustafa Acet'le birlikte ben de hizmetine girdim. Benim hizmetim daha hafif işleri takip etmek tarzında oluyordu. Odun getiriri, sobayı yakar, çarşıya çıkar ve yemek pişirirdim. Yemeği küçük sefer taslarında yapardık. Yemeğimiz çoğu zaman pirinç çorbasıydı.
"Bu şekilde Üstadın hizmetine devam ederek, risale yazmaya başladım. İslâm yazısını Üstadın yanında kalan talebelerinden öğrenmiştim. Üç tane Sözler yazdım. Üstad tashih ederek duasını yazıp, tekrar bana iade etti.

"Üstadımın kılına dokunamazlar"

"Üstad ve talebelerini Emirdağ'dan toplayıp Afyon Hapishanesine götürmüşlerdi. O anda aleyhte çok dedikodu yapılıyordu. Bir zaman sonra bize de gitmek nasip oldu.
"Bir gün Üstadımızın aleyhinde konuşan bir zabıta memuruyla münakaşa ettim. O nurdan nasipsiz adam, 'Said Nursi'yi asacaklar, şöyle yapacaklar, böyle yapacaklar' diye konuşunca; ben de kendisine hiddet ettim, 'Hiçbir şey yapamazlar, Üstadımın kılına bile dokunamazlar' dedim. O da gidip beni şikâyet etmiş. Beni yakalayıp Emirdağ Hapishanesine attılar. Orada bir hafta kaldım. Oradan da, Afyon hapishanesine götürdüler. Bir hafta da dördüncü koğuşta Tahiri Mutlu Ağabeyin yanında kaldım. Üstadımızla görüşmem mümkün olmadı. İfademi aldıktan sonra beni tahliye ettiler.