Hilal ÇORBACIOĞLU
Soru sorsam sorun olur mu anne?
Çocuklar en çok hangi soyut kavramlarla ilgili soru sorarlar? Çocuk sormadan önce soyut kavramlardan çocuğa bahsetmek uygun mudur?
"Anne benim kafam küçük ya, annattıkların kafama ondan mı sığmıyo?
“-Anne bu ne?
-Buzdolabı yavrum
-Neden?”
“Teyze sen niye bebeğini yedin!”
-“Anne ben bir daha patates yemeyeceğim.
-Neden?
-Çünkü insanlar ölünce toprağın altına giriyor ve bence sonra patates olup çıkıyorlar.”
“Baba yıldırım düşse sen tutar mısın?”
Gelecek için yaşanan çocukluk yılları. Muhteşem ve keyifli bir yolculuğun adımları. Merak, araştırma, bağlantı kurma, ilişkilendirme, her öğrenmede yaşanan şaşkınlık ve tekrar süreci. Bizi kitleyen soruları, bıcır bıcır bazen beynimizin içinde büyüyen sesleri… Hepsinin bazen tahammül zorlayan sınırları olsa da onların gayret ve şevkleri büyülüyor hayret duygusunu yitiren bizleri… Halbuki bildiklerimizi düşünelim, biz nasıl öğrendik? İzleyerek, sorarak,tekrarlayarak, taklit ederek…
İletişim, sorgu ve zor sorular. Kişinin gelişim özelliklerine, şartlarına vs. göre değişse de ortalama 2-7 yaş dönemidir. Yani çocuğa işlenenlerin çok uzak bir gelecekte ortaya çıkacağı ustalık dönemidir. Sadece anne babanın müdahalesiyle çocuğun doğru ve yanlışa, iyi ve kötüye karar verdiği, değerler eğitiminin başladığı, bilgilerin en önemlilerinin kalıcı olabileceği dönemdir. Üstelik çocuğun alıcılarını kendisinin açtığı bir dönemdir. Şayet ebeveynler yanlış bir müdahalede bulunmaz, baskı veya görmezden gelme gibi tavırlarla bu açılan kapıya müdahale etmezse öğrenme eğlenceli bir işleve dönüşür.
Eeeee, ne duruyoruz o halde. Çocuğumuzu keşfedelim, her çocuk özeldir, onunda kendisini ve dünyanın esrarını keşfetmesine izin verelim. Soru sorma çağının başlamasıyla çocuğa hak ettiği müdahalelerde bulunmamız gerekir. En çok “ne, neden, niye” soru zamirlerini kullanır. Bazen sıkışık bir otobüste zar zor ayakta durabiliyorken, bazen onun dışındaki bir şeye tam odaklanmışken, bazen başka birisiyle konuşurken bizimle olmak isteyebilir. Bu sorular çok zor ve çalışmadığımız yerlerden gelebilir. İlk soru “bu nedir” masadaki tabaktan, elmadan, sandalyeden başlayıp güneşe, ışığa, mutluluğa, anlayamadığı deyimlere kadar uzayan bir silsile… Somut gelişim döneminde soyut soru soran çocuğumuza ne cevap vereceğimizi bilemeyebiliriz. Böyle durumlarda gelişiminin üzerinde ihtiyacından fazla cevaplar vermemek, çocuğu geçiştirmemek ve yanlış bir cevapla konuyu kapatmamak önemlidir. Nitekim her zaman hızlı ve doğru bir yanıt bulmak mümkün olmayabilir. Böylesi durumlarda çocuğa karşı açık olmak gerekir fakat neticesinde düşünüp bir cevap bulmak bir uzmana danışmak, bulunmadıysa bunu çocuğa ifade etmek önemlidir. İstersen birlikte öğretmenine, ağabeyine, teyzene danışalım gibi yönlendirmede yapılabilir. Esas olan ve çocuk için önemli olan; onu her zaman dinlemeye hazır olduğumuzu ve birlikte yanıt aramak için yanında olduğumuzu bilmesi ve hissetmesidir. Bu yanında olma süreci sizde uyandırdığı etki nedeniyle hayat üzerinde bir etki yapabilme duygusunu kuvvetlendirirken, kendini bilmediği her şeye karşı güvende hisseder.
Zor yerden gelen sorular. Hangi kavramlar hakkında önce hangi sorular soracağı, çevresinde hangi kavramları duyduğuna ve hangi olaylarla karşı karşıya kaldığına göre farklılık gösterir. Ama 2-7 yaş itibariyle sorulan zor konular genellikle şunlardır. Cinsiyet özellikleri, dünyaya gelme, ölüm, Allah’ın varlığı,şekli,cinsiyeti, iyi-kötü kavramlarıdır. Allah, ölüm, iyi kötü kavramlarıyla ilgili detaylı bilgileri cevapları daha sonra birlikte cevaplayacağız. Doğum, cinsiyet özelliklerine ise kısaca değinebiliriz.
Anne ben Yumurtadan mı çıktım?
Cinsellik ve doğumla ilgili sorulan soruların hepsi var olma duygusuyla ilgili sorulardır, yetişkinlerin kaygıları ve bilgilerine çocuklar vakıf değildir bu nedenle bir yetişkinin yüklediği anlamları yüklemez çocuk sorduğu sorulara. O nedenle endişelenmek anlamsızdır. Nitekim kaygı duyan anne babanın hislerinden etkilenen çocuk da işgillenir ve farklı cevaplar aramaya yönelir. Mahremiyet eğitiminin de şekillenmesi hasebiyle cevaplarımızda hassasiyet olmalıdır. Örneğin 3-4 yaşındaki bir çocuğa verilebilecek cevap şöyledir. “Hayır kızım, yumurtadan çıkmadın. Sen benim karnımdaydın, orada senin için özel bir yuva vardı, sen orada büyüdün ve yeteri kadar büyüdüğünde doktorlar seni oradan çıkarttı.” Karnına nasıl girdim? (bu 5-6 yaş da daha çok rastlanır) bundan önce sorulursa sorunun cevabını ertelemek daha doğru olur, ertelerken ise şöyle bir cevap verilebilir “Biz babanla birbirimizi çok sevdik, evlendik ve bir bebeğimiz olmasını istedik. Bunun için dua ettik ama ikimizde dua ettik. Sonra Allah duamızı kabul etti, sen karnımda büyüdün. Ve doktorlar seni yeterince büyüdüğünde çıkardılar” şeklinde bir önceki cevap tekrarlanarak konu ertelenir. Nasıl çıkardılar, nasıl kabul etti gibi sorularla ısrarcı olursa bunu da biraz daha büyüdüğünde konuşuruz tamam mı diyerek diğer sorulara verilecek cevaplarla merakını beslemeyelim.6-7 yaş gibi soruduğunda ise; “Biz babanla birbirimizi çok sevdik, evlendik. Ve bebeğimiz olmasını istedik. Allah da seni yarattı. Sevgimizin meyvesi sensin. Şey gibi, hımmm. Mesela bir elma ağacını bir süre suladıktan sonra ağacın bize elma meyvesini vermesi gibi, bebekler de anne ve babaların sevgilerinin bir meyvesidir denilebilir.”
Çocuk merak etmeden bu konuyla ilgili ona bilgi vermek doğru mudur?
Çocuğa cinsiyet ve doğumla ilgili olarak, henüz sormadığı, merak etmediği açıklamaları yapmak onu eğitmez, zihnini karıştırır ve onu huzursuz eder. Diğer soyut kavramlarda ise (Allah, ölüm, iyi, kötü gibi kavramlarda) henüz somut gelişim dönemindeyse soru sormaktan ziyade somutlaştırarak gündemsel konulara özdeşleştirerek anlatımlar daha doğru olur. Çocuğun soruların cevaplarına hazır olduğunu o sorduğunda anlayabiliriz.
Kıymetlimizin soruları da kıymetli. Bu nedenle asla ilgisini es geçmeyelim…
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.