Sosyal medya müfritane irtibatı sağlayabilir
Yazar Hilmi Ödemiş Risale-i Nur ve Medya sorularını cevapladı
Risale-i Nur’un medya (televizyon, radyo, yazılı basın, internet) kanalları aracılığı ile duyurulması, anlatılması, konuşulması ve tartışılması için uygun kişi ve uygun dil, yakışır üslûb konusundaki düşünceleriniz…
Risale-i Nur medya aracılığı ile anlatılırken gelişigüzel anlatılmamalıdır. Özellikle Sosyal medyada gerekli bazı prensiplere uyulması gerekir. Bu prensiplerden bazıları şunlardır: 1. Herkese hitap edebilen tarafsız ve objektif bir ifade, 2. Güçlü ve veciz bir dil, 3. Etiket ve kimliklere takılmama, 4. Siyasi kaygılardan uzak değerlendirme yapma. Ayrıca bazı hakikatler verilirken batılı tasvirden uzak durulmalıdır.
TV, Radyo, gazete, kitap ve dergi yayıncılığı dışında alternatif yayın araçları konusunda neler söylenebilir?
Günümüzde sosyal medya alternatif bir araç haline gelmiştir. Sosyal medya özgür, demokratik bir platformdur. Sosyal medya klasik medyaya göre daha özgür ve bağımsızdır. Sosyal medya herhangi bir gücün/otoritenin elinde değildir. Gerçekleri manipüle eden medyaya karşı iyi bir alternatiftir. Herkes bu ortamda kendi davasını anlatma fırsatına sahiptir. Bu hürriyet ortamında “kimin aklı keskin” ise yükselme/davasını anlatma olanağına sahip olur. Bizler de sosyal medya aracılığı ile Risale-i Nurları en iyi şekilde yaymaya çalışmalıyız.
Bugün bütün dünyanın kullandığı en etkili iletişim araçları ve aygıtları nelerdir? Biz bunları ne kadar kullanabiliyoruz?
Tabi ki internet en başta gelmekte. Twitter, facebook, yotube, friendfeed, flickr gibi sosyal paylaşım siteleri günümüzde çok etkili iletişim ortamlarıdır. Bu sosyal ağların etkisini Arap baharı esnasında görmüş olduk. Sosyal paylaşım siteleri aracılığı ile insanlar/kitleler örgütlenip, bir araya gelme fırsatı buldular. Sosyal medya müfritane irtibat için de önemli bir araçtır. Nur talebeleri kendi zamanlarının gereği mektuplar, telgraflar aracılığı ile iletişim kurmuşlardır. Sosyal medyada bizler henüz istenilen düzeyde değiliz. Bunun temel sebebi: 1. sosyal medyayı henüz etkili kullanma etkinliğine sahip olmamamız, 2.Sosyal medyayı gereksiz, zaman öldürücü bir araç olarak görmemiz
Risale-i Nurun iletişim dili konusundaki düşünceleriniz?
Risale-i Nurun dili Kur’an dilidir. Kur’an dilinden/alfabesinden uzaklaştırılmış bir topluma bir ab-ı hayat olarak yetişmiştir. Risale-i Nur dilini sadeleştirme adı altında değiştirmek onu ve bizi Kur’an dilinden uzaklaştırmaktır. Risale-i Nur dilinin seviyesine çıkmak için çalışmalıyız. Yabancı dil kurslarına harcadığımız zamanın ve çabanın yarısını bile kullansak yeterlidir. İletişimde kademeli olarak Risale dili kullanılmalıdır.
Mevcut medya organları –özellikle televizyon kanalları- üzerinden Risale-i Nur’un tanıtımı nasıl yapılabilir?
Tv aracılığı ile Risale-i Nurların tanıtımı yıllarca hayalini kurduğumuz bir rüyamızdır. Son dönemlerde Risale-i Nurları tanıtan bazı TV’ler açılmıştır. Ancak henüz istenilen düzeyde değildir. Risale-i Nurları TV’lerde tanıtmak istiyorsak bu pazara ortak olmalıyız. Televizyonculuk için gerekli olan donanıma sahip olmalıyız. Bu işi profesyonel bir şekilde yapacak ekipler yetiştirmeliyiz. Sinema alanında yetenekli kişilere gerekli lojistik destek verilmeliyiz. Risale-i Nurun sinema aracılığı ile tanıtımına önem vermeliyiz. Risalelerde geçen hikâyeleri/metaforları bir an önce animasyon filmleri haline getirmeliyiz.
Televizyon programcılığında karizmatik ve medyatik isimlerin daha etkili olduğu göz önünde bulundurulursa mevcut potansiyelimiz ile tanıtım ne düzeyde yapılabilir?
TV programcılığında karizmatik, medyatik kişiler daha fazla izlenmektedir. “Biçare hakikatler kıymetsiz ellerde kıymetsiz olur” düsturunu göz önünde bulundurmalıyız. TV’lerde popüler kişiler karizmatik de olsalar, sahip oldukları değerler bizimkilerle kıyaslanamayacak düzeydedir. Elimizde Risale-i Nur gibi müthiş bir değer/sermaye bulunmaktadır. Bu hakikatler daha profesyonel ekiplerle işlenirse başarılı olacağımıza inanıyorum. Risale-i Nur’un içeriği, dili, üslubu ve profesyonelliğimiz bir araya gelince müthiş çalışmalara imza atabiliriz.
Bilim adamı, gazeteci, sanatçı, yazar gibi mesleklerinde tanınmış isimlerimiz ile televizyon yayımcılığı konusunda harekete geçmemizin zamanı gelmiş midir?
Risale-i Nur üzerine birçok esere/çalışmaya imza atan yazarımız, akademisyenimiz bulunmaktadır. Bunlar birçok konferansa katılıp, sunumlar yapmaktadırlar. Risale-i Nur bilgisi ile birlikte müthiş hitabete sahip akademisyenlere sahibiz. Bu akademisyenler/yazarlar TV’lere çıktıkları takdirde büyük beğeni toplayacaklarına inanıyorum. Yeter ki kendimize (davamızın büyüklüğüne) inanalım.
Nur hareketinin kendi medyası olacaksa bunun alt yapısı nasıl oluşturulabilir? Cemaati kanallar mı olmalı yoksa cemaatler üstü bir anlayışla yeni bir yapılanmaya doğru gidilmeli? Tamamen özel girişimciler eliyle yürütülecek işlere destek mi verilmeli?
Cemaatler üstü bir anlayışla hareket edilmelidir. Bu Risale-i Nurların daha geniş kitlelere aktarılması için şarttır. Cemaatin gazetesi, TV’si olmamalı. Cemaate ait olunca büyük sorunlara sebep olur. Herkes oranın ortağı olur, profesyonellik/liyakat kalmaz, zamanla aile işletmesine dönüşür. Bu işin özel girişimciler tarafından yapılması en iyisidir. Her cemaatte/grupta kendisini geliştiren kişiler bu yapıya dahil olmalı, destek olmalıdır. Risale Haber/Risale Akademi bu konuda iyi birer örnektir.
Risale-i Nur’u ne tür programlar ve formatlar aracılığı ile ekrana taşımalıyız?
Çok yönlü programlar yapılmalıdır. Çocuklar için çocuk programları, çizgi filmler; yetişkinler için haberler, filmler, belgeseller, risale sohbetleri, yarışmalar, diziler olmalıdır. Her kesime hitap eden farklı temalarda programlar olmalıdır. Yapılacak programların/filmlerin/dizilerin direk risale sohbetinden oluşması gerekmiyor. Risale ruhunun verilmesi de yeterlidir. Böylelikle başka kanalları izleme ihtiyacı duyulmaz.
.
Toplum neyi niçin seyrediyor? Bizi niçin ve nasıl seyretmeli?
Günümüzde insanlar maalesef gelişigüzel her türlü diziyi, programı izlemektedir. Dindar kesim de artık sadece dini kanalları izlememektedir. Dizi yapımcıları insanların meraklarını, duygularını hesaba katarak onlara hitap etmektedir. Bizim yaptığımız programlar insanların meraklarını celp edebilmelidir. Bunun için iyi bir sunum/ambalaj gereklidir. Dizi yapımcıları çok basit bir senaryoyu iyi bir sunum ile insanlara izlettirebiliyorlarsa biz Risale-i Nur gibi bir sermaye ile neden yapamayalım? Bizdeki hakikatler iyi bir sunum ile verilirse kendisini insanlara izlettirir.
Risale-i Nur camiasına yakın/uzak TV kanalları ile ilişki kurma ve irtibata geçme konusunda ne gibi çalışmalar yapılabilir?
İşin ehli bir grubun bu TV’leri ziyaret etmesi iyi olur. Onlarla fikir alışverişinde bulunulmalı. Mümkünse onlara yeni projelerle gidilmeli.
Medyanın gündemine Risale-i Nur’u taşımak için yapılması gereken uygun sosyal ve kültürel faaliyetler nelerdir? Bu faaliyetler ile medyayı buluşturma konusunda neler yapılabilir?
Risale-i Nur’u ve Bediüzzaman’ı tanıtmak için kullanabileceğimiz en iyi araçların başında sinema gelmektedir. Eğer profesyonel kadrolar ile çalışıp, güzel projeler ortaya çıkarırsak medyada gündeme gelebileceğimizi düşünüyorum. Mesela Hür Adam filmi Bediüzzaman’ın gündeme gelmesine büyük bir katkıda bulundu. Ayrıca Risale Akademi’nin düzenlediği konferanslara bazı ünlü yazarlar, sanatçılar da dinleyici/izleyici olarak davet edilebilir.
Risale-i Nur yayıncılığı yapanlar için yayın standartları ortaya koymak istense, önerileriniz ne olacaktır?
Evrensel, herkese ve herkesime hitap etmeli, güncel hayatı yakalayabilmelidir. Risale-i Nur prensiplerine uygun olmasına dikkat edilmelidir. Batılı tasvirden kaçınılmalı, müsbet hareket teşvik edilmelidir. Ayrıca 1/5 lik prensibe uyulmalıdır.
Sizce Risale-i Nurları tanıtmada en etkili araçlar nelerdir? İlk üç tanesini belirtir misiniz?
1.TV 2.İnternet 3.Sinema
Yerel, bölgesel, ülke çapında ve uluslar arası platformlarda Risale-i Nur yayınlarına bakıldığında, Cemaatlerin durumu nasıl gözükmektedir?
En büyük eksiklikleri profesyonellik. Ayrıca her kesimin içine kapanık, sadece kendi cemaatine hitap etme eğiliminde olması Risale-i Nurun evrensel misyonuyla bağdaşmamaktadır. Geç kaldığımız bu alanda bir an önce profesyonel, evrensel düşünebilen/çalışabilen ekipler yetiştirmeliyiz. Sosyal ve tiyatral yönü/yeteneği iyi olan arkadaşların iletişim fakültelerinde radyo, televizyon ve sinema bölümüne yönlendirilmesi gerekir.
Risale Akademi