Şübhesiz ki biz, şeytanları îmân etmeyenlere dostlar kıldık
Ayet meali
Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), A'raf Sûresi 19-27. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
19-Ve ey Âdem! Sen zevcen (Havvâ) ile Cennete yerleş; artık dilediğiniz yerden yiyin; fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zâlimlerden olursunuz!
20-Derken şeytan, (o ikisini, netîcelerinden biri de) onlardan örtülmüş avret yerlerini kendilerine göstermek (olan hatâya sevk etmek) için, onlara vesvese verdi ve: “Rabbiniz, ancak melek olmayasınız veya (Cennette) ebedî kalıcılardan olmayasınız diye sizi bu ağaçtan men‘ etti” dedi.
21-Ve onlara: “Doğrusu ben size gerçekten (iyiliğiniz için) nasîhat edenlerdenim” diye de yemîn etti.
22-Böylece o ikisini aldatarak (o ağaçtan yemeye) tenezzül ettirdi. Derken ağacı(n meyvesini) tattıklarında, avret yerleri kendilerine göründü de Cennet yapraklarından üzerlerini örtmeye başladılar. Bunun üzerine Rableri o ikisine: “Size bu ağacı yasaklamadım mı ve şübhesiz şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?” diye nidâ etti.
23-(Âdem ile Havvâ) dediler ki: “Rabbimiz! (Biz) kendimize zulmettik; artık bize mağfiret etmez ve bize merhamet etmezsen, mutlaka hüsrâna uğrayanlardan oluruz.” (1)
24-(Allah, onlara şöyle) buyurdu: “Birbirinize düşman olarak inin!(2) Sizin için yeryüzünde bir zamâna kadar bir yerleşme ve bir faydalanma vardır.”
25-“Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan (diriltilip) çıkarılacaksınız!” buyurdu.
26-Ey Âdemoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek bir elbise ile (giyinip süsleneceğiniz) bir süs elbisesi indirdik.(3) Bir de takvâ elbisesi(4) ki, bu (hepsinden) daha hayırlıdır. Bu (maddî ve ma‘nevî elbiseler), Allah’ın âyetlerindendir; tâ ki ibret alsınlar.
27-Ey Âdemoğulları! Şeytan, ana-babanızı (kandırarak) avret yerlerini kendilerine göstermek için onlardan elbiselerini soyarak Cennetten çıkarttığı (bu netîceyi verecek hatâya sevk ettiği) gibi, sakın sizi de aldatmasın! Çünki o ve kabîlesi sizi, kendilerini göremeyeceğiniz cihetten görürler. Şübhesiz ki biz, şeytanları îmân etmeyenlere dostlar kıldık.
(1)Bağışlanmadığı takdirde sağîre (küçük günahlar) üzerine de azap terettüp edeceğine, bu âyet delâlet etmektedir. Zîra Âdem (as) ile Havva (ra)’nın hatâları terk-i evla (daha iyi olanı terk) kabîlinden küçük bir günah olduğu halde; “Ey Rabbimiz sen bizi mağfiret etmezsen mutlakā zarara uğrayanlardan oluruz” dediler. (Celâleyn Şerhi, c. 3, 21; Beyzâvî, c. 1, 335)
(2)Âyette geçen اِهْبِطُوا [İnin!] emri Âdem (as) ve Havvâ (ra) ile İblis’e ve onu ağzının içinde Cennete sokan yılana bakmaktadır. (Kurtubî, c. 1/1, 319)
(3)“Dünyada sun‘î libâsın (yapma elbisenin) hikmeti, yalnız soğuk ve sıcaktan muhâfaza ve ziynet (süslenme) ve setr-i avrete (avret yerlerini örtmeye) münhasır (sınırlı) değildir; belki mühim bir hikmeti, insanın sâir nev‘lerdeki tasarruf ve münâsebetine (alâkasına) ve kumandanlığına işâret eden bir fihriste ve bir liste hükmündedir. Yoksa kolay ve ucuz, fıtrî (yaratılıştan) bir libas giydirebilirdi.” (Mektûbât, 28. Mektûb, 235-236)
Ayrıca Âdem (as)’ın Cennetten çıkarılmasındaki hikmet için, bakınız; (sahîfe 319, hâşiye 2)
(4)Müfessirler “takvâ elbisesi” hakkında: Hayâdır, amel-i sâlihtir, Allah korkusudur, harbde koruyucu âletlerdir, ma‘nevî temizliktir gibi çeşitli görüşler ileri sürmüşlerdir. (Râzî, c. 7/14, 55)
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.