Abdurrahman İRAZ
Sulu Sultanlığı ahhh seni unuttuk
Bir önceki yazının devamı…
Abu Dabi'den gece yarısı 02.30'da kalkan uçak saat 15.30'da “Sulu Sultanlığı”nın başkenti “fi emenillah” uluslararası havalimanına iniyor.
“Sulu Sultanlığı neresi? Fi emenillah ne demek” diye söylendiğinizi duyar gibiyim. Doğrusunu isterseniz ben de düne kadar bilmiyordum. Fakat dünkü kısa Cegayan de oro şehir turunda duyduklarımız yüreğimizi burktu. Tabiki konumuz tarih değil fakat İslamı ve iman davasını bir ihsan-ı ilahi olarak
omuzlamış insanları derinden yaralayan bu konuyu merak edenler google hazretlerine baş vurabilirler en doğru cevabı orada bulacaklardır.
Evet Filipinler'in başkenti Manila'da bizi yüzleri gözleri nurlar saçan pırıl pırıl üç delikanlı karşıladı. Emre Şerbetçi ve tamamen tevafuk, sadece soyadı benzerliği olan Kerem Şerbetçi ile birlikte Manila'da elektronik işi yapan kardeşimiz Fatih Kaya. Daha sonra iç hatlar havaalanında YENİSİAD Filipinler
koordinatörü Mahmut Dalkılıç'ı göreceğiz çünkü o transferlerde beklemememiz için resmi işleri takib ediyordu.
Cegayan de oro, Manila'dan 1,5 saat uzakta. Oraya indiğimizde tekrar gece olmuştu zira hep doğuya gittiğimiz için nerdeyse iki saatte bir namaz kılıyorduk. Cagayan havaalanında karşılama adeta bir seromoniydi. Muhammed Rıza “hoş geldiniz, buraları cennet ettiniz” derken sevincinden söyleyebileceği hiç bir sözün kalmadığını, o Birleşmiş Milletler dahil dünyanın bir çok ükesinde neredeyse binlerle ifade edilecek seminer ve konferanslara imza atan adamda söz tükenmişti. Hasret, hasret ve hasretle kucaklaşmak her türlü anlaşma dili olmuştu adeta. Ellerinde “Türkiye Nur Talebeleri Filipinler'e hoş geldiniz” afişiyle bizi karşılayan muhtedi ve vakıf gençler, bizi de Muhammed Rıza'nın durumuna
düşürmüş, sadece boş gözlerle bakabilecek hale getirmişti. Muazzam duygu yoğunluğunun verdiği sarhoşluktan terminalden çıkınca yakalandığımız sağanak sayesinde ayılabilmiştik. Belki 19 saatlik yolculuk yormuştu bizi fakat o karşılaşma hertürlü yorgunluğu alacak bir enerji vermişti bize. O yorgunluğun üstüne otele girdiğimiz gibi yatmamız gerekmez miydi? Fakat ben yatağa girdiğimde saat 23.30'u gösteriyordu.
Sabah kahvaltısından sonra Dato dağına çıkacaktık. Cuma namazından once Dato dağında medfun şehit Cevdet Baybara için hatim okuyacak, dualar edecektik. Öyele yaptık. Dato dağına çıkarken yol boyunca Muhammed Rıza'nın harika rehberliğinde bazen sevindik bazan üzüldük fakat hep düşündük, düşündük.
Dato dağına çıktığımızda Dato amcayı hummalı bir çalışmanın içinde gördük. O 4 eşi, 103 çocuğu, 160'tan fazla torunu ve kardeşleriyle birlikte kendisinin tabiriyle “en aziz misafirler” için hazırlık
yapıyordu. Şehit Cevdet kardeşin kabri adeta türbe haline getirmiş. Türbenin etrafında adeta panayır gibi bir düzen var. Döner asılmış dönerci eti pişiriyor, genç kız kardeşlerimiz diğer yemeklerin başında, herkes bir şeylerle meşgul. Cüzler dağıldı hatim okundu. Mehmet Paksu hocamızın muazzam hutbesi ve cuma namazı, akabinden yine Paksu hocamızın uzun ve yurekleri titreten hatim duasından sonra Dato amca misafirlere hoşgeldiniz konuşması yaptı. Daha sonra oradan ayrılıp Risale-i Nur Enstitüsünü ziyaret ettik.
Risale-i Nur Enstitüsünde başkanlık makamında asılı bir hayli berat ve sertifika vardı. Fakat bir tanesi vardı ki hepimizin göğsünü kabarttı. Muhammed Rıza kardeşimiz Filipinler ülkesinin Birleşmiş Milletler nezdindeki barış elçisi olduğunu gösteren beratı her nur talebesi kendisi almış gibi sevinip öğünebilir. Oradan da medreseye uğradık. Meyve ikramından sonra tekrar otelimize geri döndük. Filipinler'deki hizmetleri anlatan belgesel filmin galasına katıldık. Fakat ondan önce geçen hafta Müslüman olan bir hanım kardeşimizin konuşması salondaki herkesi hıçkırıklara boğdu. Bu kardeşimizle inşaallah röportaj yapacağım. Fakat ondan önce bugün, saat 10'da Filipinler'in en büyük 40 şirketi ile, yine Filipinler dışişleri, turizm, yatırım bakanlıkları gibi toplam 10 bakanlığın il müdürleri, şehrin valisi ve belediye başkanının katılacağı YENİSİAD'la eş iş toplantısı yapılacak. İnşaattan turizme tekstilden mobilyaya,
medyadan madenciliğe bir çok iş kolunun oluşturduğu masa toplantıları yapılacak ve inşaallah iş anlaşmaları, sözleşmeleri imzalanacak.
Saadet ve muhabbetle kalınız. (12.05.2012, Cagayan de oro)
NOT: Bir hayli fotoğrafımız mevcut inşaallah düzenleyip bir galeri olarak yayınlayacağız.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.